(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2009/12526 E. , 2010/5225 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava önalım hakkı nedeniyle payın iptali ve tescile ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, ... Mahallesi ... ada ... parselde müvekkilinin paydaş olduğunu, davalının ..."ndan aldığı payın önalım hakkı nedeniyle iptalini, müvekkili adına tescilini talep etmiş ve satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiği gerçek değerden önalım hakkının tanınmasını istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Davalı vekilinin yargılama sırasında 28.5.2009 tarihli dilekçe ile fiili taksim savunmasında bulunduğu, ancak mahkemece bu konunun gerekçede tartışılmadığı, davalının temyiz dilekçesinde eylemli bölünmeye savunmasını tekrarladığı anlaşılmakla, davalının bu konudaki savunması üzerinde durularak delillerinin ve varsa davacının karşı delillerinin toplanması öncelikle önalım hakkının kullanılıp kullanılamayacağının belirlenmesi ve ondan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekkmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre bedelde muvazaa ile ilgili hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 29.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.