Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/12560 Esas 2010/5180 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/12560
Karar No: 2010/5180
Karar Tarihi: 29.4.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/12560 Esas 2010/5180 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, önalım davasına ilişkin verilen kararın temyiz edilmesi üzerine dosyanın pulu olmadığından duruşmanın reddedildiği ve dosyanın incelendiği belirtilmiştir. Davada önalım hakkına konu olan payın iptali ve davacı adına tesciline karar verilmiş, bu karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının müvekkilinin de paydaşı olduğu parselde bulunan payı satın aldığını, önalım hakkı nedeniyle davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise, payın müvekkiline devredildiği tarihte davacının tapuda hissedar olmayıp, önalım davası açma hakkının bulunmadığını ve taşınmazın paydaşlar arasında fiilen taksim edildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme önalım hakkı kavramını açıklamış ve önalım hakkının paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır, şeklinde tanımlamıştır. Mahkeme, davacının önalım hakkının, payın müvekkile devredildiği tarihte henüz doğmadığına ve dolayısıyla davanın reddine karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir.
Kararda geçen kanun maddeleri ise şu şekildedir:
- Türk Medeni Kanunu'nun 733/3. maddesi: Yapılan satışın alıcı ve satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
- Hak düşürücü süre olması nedeniyle \"önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer.\"
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/12560 E.  ,  2010/5180 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davalılar tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak dosyanın pulu olmadığından ve değeri itibariyle duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, davalının, müvekkilinin de paydaşı olduğu ... ... ... Kasabasındaki ... No’lu parselde ...’a ait payı satın aldığını, önalım hakkı nedeniyle davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, payın müvekkiline devredildiği tarihte davacının tapuda hissedar olmayıp, önalım davası açma hakkının bulunmadığını, ayrıca taşınmazın paydaşlar arasında fiilen taksim edilmiş olduğunu savunup, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla da kullanılabilir hale gelir.
    Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. Türk Medeni Kanunun 733/3 maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı ve satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
    Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
    Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen payın bulunduğu taşınmazda 13.9.2002 tarihinde davaya konu pay satışı yapılmıştır. Satışın yapıldığı bu tarihte davacı taşınmazda paydaş olmayıp, ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2.2.2006 tarih, 2004/515 – 2006/34 sayılı ilamı ile ½ payın davacı adına tesciline karar verilmiş ve bu karar 10.10.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Her ne kadar davacı tarafından 14.6.2001 tarihinde kesinleşen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.5.2000 tarih 2000/70 – 320 sayılı ilamı ile paydaş olduğu iddiası ileri sürülmekte ise de, söz konusu kararda infaza elverişli hüküm kurulmamış ve taraflarca temyiz edilmeyerek karar 14.6.2001 tarihinde kesinleşmiştir. Söz konusu karara ilişkin tavzih talebinin reddedilmesi üzerine bu defa yeniden tescil davası açılmış ve payın davacı adına tesciline karar verilmiştir. Bu durumda davacının ilk defa bu kararın kesinleştiği 10.10.2006 tarihinde aynı taşınmazda davalılarla birlikte paydaş olduğunun kabulü gerekir. Davacının önalım hakkı bu tarihten sonra yapılacak satışla doğar. Bu durumda henüz hak doğmadan önceki tarihte yapılan satış sebebiyle önalım hakkını kullanması mümkün değildir. Bu nedenle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    Kabul şekli itibariyle de, dava konusu pay davalıya 13.9.2002 tarihinde satılmış, davacı 12.12.2006 tarihinde açmış olduğu dava ile önalım hakkı nedeniyle payın iptali ve adına tescilini istemiştir. Yukarıda açıklandığı üzere önalım hakkı her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Satış tarihinin üzerinden dört yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra açılan davanın esasen bu nedenle de reddedilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
    Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile HUKM nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 29.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara