Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/221 Esas 2014/281 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2014/221
Karar No: 2014/281

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/221 Esas 2014/281 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık A.. D.., taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştır. Bu ceza, dosyada yer alan bilgi ve kanıtların takdir hakkıyla değerlendirilmesi sonucu adli para cezasına çevrilmiştir. Ancak, mirasçıların şikayetlerinden vazgeçmeyen maktuller ve sanığın asli kusurlu bulunması nedeniyle cezanın para cezasına çevrilmemesine karar verilmiştir. Bu karar, yeni bir hüküm niteliğinde olduğundan dosya Özel Dairece incelenmelidir. Kararda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50. ve 51. maddelerinden bahsedilmektedir.
Ceza Genel Kurulu         2014/221 E.  ,  2014/281 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : KOCAELİ 2. Ağır Ceza
    Günü : 29.05.2013
    Sayısı : 64-146

    Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak suçundan sanık A.. D.."un 5237 sayılı TCK’nun 85/2 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hürriyeti bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesine yer olmadığına ilişkin, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.02.2009 gün ve 15-58 sayılı hükmün katılanlar vekili ve sanık Ahmet tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 27.12.2012 gün ve 6013-28784 sayı ile;
    "5237 sayılı TCK"nın 50. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime imkan verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği, dosya kapsamına göre; iyi hali ve davranışları göz önüne alınarak hakkında 5237 sayılı TCK"nın 62. maddesi uygulanan sabıkası bulunmayan sanığın, yargılama sürecinde dosyaya olumsuz bir davranışının yansımaması, olayın oluş şekli ve sonuçlarına, dosya kapsamına uygun düşmeyen, "geçmişteki hali, suç işleme hususundaki eğilimi" şeklindeki gerekçelere dayalı olarak sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı TCK"nın 50/4. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmemesine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkemece 29.05.2013 gün ve 64-146 sayı ile; "Sanık A.. D..’un kişiliği, suçun işlenmesindeki özellikler, geçmişteki hali, suç işleme hususundaki eğilimi, maktulün mirasçılarının şikayetlerinden vazgeçmemeleri ve sanığın asli kusurlu bulunması gözetilerek 5237 sayılı TCK 50 ve 51. maddelerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına" şeklindeki gerekçeyle, ilk hükümdeki gibi sanığın 5237 sayılı TCK’nun 85/2 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hürriyeti bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Bu hükmün de katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "onama" istekli 08.04.2014 gün ve 264324 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    İnceleme, sanık A.. D.. hakkında kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında hükmolunan özgürlüğü bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmemesine ilişkin olarak gösterilen gerekçenin yasal, yeterli ve dosya kapsamıyla uyumlu olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, yerel mahkeme kararının "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığının Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
    d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
    Somut olayda yerel mahkemece ilk hükümde, "sanığın kişiliği, suçun işlenmesindeki özellikler, geçmişteki hali, suç işleme hususundaki eğilimi" şeklindeki gerekçeyle hürriyeti bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesine yer olmadığına karar verilirken, bozmadan sonraki hükümde, ilk hükümdeki gerekçelere ek olarak, "maktulün mirasçılarının şikayetlerinden vazgeçmemeleri ve sanığın asli kusurlu bulunması" şeklindeki gerekçeyle özgürlüğü bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesine yer olmadığına karar verildiğinin belirtildiği, böylelikle ilk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni gerekçelerle hüküm kurulduğu anlaşılmakta olup, yerel mahkemenin son uygulaması yeni hüküm niteliğindedir. Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan bu yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün görülmediğinden, hükmün Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması yeni hüküm niteliğinde bulunduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 29.05.2013 gün ve 64-146 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.05.2014 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara