Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/4266 Esas 2011/303 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4266
Karar No: 2011/303
Karar Tarihi: 24.1.2011

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/4266 Esas 2011/303 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2010/4266 E.  ,  2011/303 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı üçüncü kişi vekili ve davalı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı (3.kişi) vekili, davalı (alacaklı) tarafından borçlu aleyhine yapılan takipte, Kadıköy 1.İcra Müdürlüğünün 2007/1080 Tal. sayılı dosyasından 19.7.2007 tarihinde yapılan haciz işleminde, borçlu ile ilgisi olmayan müvekkiline ait işyerindeki menkullerin haczedildiğini ileri sürerek, haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı alacaklı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı borçlu, kendisinin başka bir işyerinde çalıştığını ve çalıştığı işyerinin işlerini takip için haciz mahallinde bulunduğunu, davaya bir diyeceğinin olmadığını savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan delillere göre; dava konusu haczin İİK.nun 99.maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına ilişkin icra müdürlüğü kararı üzerine, alacaklı vekili tarafından mahkemenin 2007/833 Esas sayılı dosyasından açılan davada, alacaklı vekili tarafından nispi harcın yatırılmaması nedeniyle 2007/1260 Karar sayısı ile davanın reddine karar verildiği, verilen bu kararın Yargıtay 12.Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği, böylece; alacaklının 3.kişi tarafından yapılan istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağı ve artık geçerli bir hacizden söz edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın
    Kabulü ile 19.7.2007 tarihinde haczedilen menkullerin davacı 3.kişiye aidiyetinin tespiti ile haczin fekkine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili ile davalı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve esasen, konusuz kalan davada tazminata hükmedilemeyecek olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının, davalı alacaklı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.
    Mahkemenin 2007/833-1260 sayılı dosyasından alacaklı tarafından İİK.nun 99.maddesi uyarınca açılan davanın reddine karar verilmiş olup, verilen karar bu davadaki hüküm tarihinden önce kesinleşmiştir.Buna göre, dava konusu mahcuzlar üzerindeki haciz kalkmış olduğundan, mahkemece eldeki davanın konusuz kaldığı gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.Ancak; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkemenin yukarıda belirtilen 2007/833-1260 sayılı dosyasındaki davaya devam edilmiş olsaydı dahi, davacı 3.kişinin istihkak iddiasının yerinde ve haklı olduğu anlaşılmaktadır.
    Buna göre, mahkemece davacı 3.kişi yararına vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru ise de; İstihkak davalarında takip konusu alacak tutarı ile haczedilen malın değerinden hangisi daha azaise, o değer üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin III.kısmına göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.Ayrıca; dava delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden sonra konusuz kaldığından, aynı tarifenin 6.maddesi uyarınca, belirlenecek nispi vekalet ücretinin tamamına hükmolunması da gerekir.Bu durumda; mahkemece, takip konusu alacak miktarından daha az olan mahcuz malın değeri (4.750,00 TL.) üzerinden nispi vekalet ücreti hesaplanması gerekirken, davalı aleyhine fazla vekalet ücretine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiş ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden,
    hüküm fıkrasının aşağıda belirtildiği şekilde ve HUMK.nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilmiş haliyle onanması gerekmiştir.
    SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının, davalı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının yargılama gideri ve vekalet ücreti ile ilgili olan (3) nolu bendinde davacı taraf yararına vekalet ücreti olarak belirlenmiş olan “4.200,00 TL.” ibaresinin tümceden çıkartılarak, yerine “570,00 TL.” ibaresinin yazılmasına ve hükmün davalı taraf yararına düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1.210,95 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı alacaklıdan alınmasına, aşağıda yazılı 18,40 TL onama harcının temyiz eden davacı 3.kişiden alınmasına 24.1.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara