Esas No: 2010/11889
Karar No: 2011/242
Karar Tarihi: 20.01.2011
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/11889 Esas 2011/242 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı (üçüncü kişi) vekili, İstanbul 6.İcra Müdürlüğü’nün 2008/17895 Esas sayılı dosyasında yapılan 29.07.2008 günlü hacze konu menkullerin davacıya ait olduğunu,borçlu ile üçüncü kişi arasında organik bağ bulunmadığını, İİK’nun 99. maddesi gereğince ispat yükünün alacaklıya düştüğünü, mahcuzların muhafaza altına alınmaması için borcun tamamını dosyaya depo ettiklerini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına, depo ettikleri paranın dava sonuçlanıncaya kadar alacaklıya ödenmemesine ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı (alacaklı) vekili, haczin borçluya mal teslimi yaptıkları adreste yapıldığını, bu sırada borçluya ait çok sayıda fatura ile sevk irsaliyesinin ele geçtiğini, üçüncü kişi ile borçlu şirketin organik bağ içinde danışıklı işlemler yaptıklarını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: “İİK’nun 97/a maddesindeki karinenin alacaklı yararına bulunduğu,ispat yükü kendisine düşen üçüncü kişinin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamadığı, dava sırasında takibin ertelenmesi kararı verildiğinden alacaklı yararına tazminata hükmedilmesi için aranan koşulların gerçekleştiği” gerekçesi ile davanın reddine ve asıl alacağın %40’ı oranında tazminata karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere,mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı (üçüncü kişi) vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
İstihkak iddiasının reddi halinde İİK’nun 97/13. maddesinde öngörülen tazminata da hükmedilebilmesi için teminat karşılığında takibin ertelenmesi kararının verilmesi ön koşuldur.
Somut olayda “mahcuzların muhafazasını önlemek için yatırılan teminatın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi” yönünde verilen 19.08.2008 günlü tedbir kararı, teminat karşılığı takibin durması sonucunu doğuran bir karar değildir.
Bu nedenlerle yasal şartları oluşmayan tazminat talebinin reddi yerine yazılı biçimde karar verilmesi isabetli değildir.
Öte yandan peşin yatırılan harçtan maktu karar ve ilam harcının indirilmesi ile geriye kalan miktarın, davacı üçüncü kişi yerine davalı alacaklıya iadesi yönünde yazılı biçimde hüküm kurulması da hatalıdır.
Ne var ki belirtilen yanlışlıkların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Davacı üçüncü kişinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın hüküm fıkrasının 2. bendindeki “icra inkar tazminat koşulları oluştuğundan asıl alacağın %40’ı oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine” tümcesinin çıkartılarak yerine “İİK’nun 97/13. maddesinde aranan yasal koşullar oluşmadığından alacaklı yararına tazminata hükmedilmesine yer olmadığına” tümcesinin yazılmasına, 3. bendindeki “…davalı alacaklıya iadesine” ibaresinin çıkartılarak yerine “…davacı üçüncü kişiye iadesine” ibaresinin yazılarak hükmün değiştirilen ve düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2,80 TL kalan onama harcının temyiz eden davacı 3.kişiden alınmasına 20.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.