Esas No: 2010/1272
Karar No: 2011/122
Karar Tarihi: 18.01.2011
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/1272 Esas 2011/122 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hüküm süresi içinde davalılardan ... A.Ş ve ... tarafından temyiz edilmiş, davacı ... AŞ karar harcı yatırılmadığından kararın tebliğe çıkarılmadığını, yokluğundan verilen kararının tebliğe çıkarılmasını istemiş, bu istem ek karar ile reddedilmiş bu ek kararda davacı ... AŞ vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3.kişiler tarafından İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davası, davacıların bulunmadığı oturumda kabul edilmiştir. Karar bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı 3.kişilerden ... AŞ karar harcı yatırılmadığından kararın tebliğe çıkarılmadığını, yokluklarında verilen kararın tebliğe çıkarılmasını istemiştir.
Mahkemece bu istem 15.06.2009 tarihli ek karar ile red edilmiş, anılan ek karar davacı şirket tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/1-a maddesinin son cümlesinde yer alan “Karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez” hükmü ve 32.maddesinin birinci cümlesindeki Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işler yapılamaz” hükmünün Anayasa’ya aykırılığının yerel mahkemelerce ileri sürülmesi üzerine, Anayasa Mahkemesinin 17.03.2010 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/27 Esas ve 2010/9 sayılı kararı ile, anılan kanunun 28/1-a maddesinin son Cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, 32.madde ile ilgili iptal isteminin reddine karar verilmiştir.
Belirtilen kararın iptal gerekçesinde “Anayasa’nın 36.maddesinde ifade edilen hak arama özgürlüğü ve adil
yargılama hakkı, sadece yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunmada bulunma hakkını değil, yargılama sonunda hakkı olanı elde etmeyi de kapsayan bir haktır. Dava açarken peşin harcı ödeyen ancak harca tabi davalarda işin niteliği gereği dava sonuna bırakılan bakiye harçtan yasal olarak sorumlu olmadığı mahkeme kararı ile belirlenen davacıya sorumlu olmadığı bir harcın tahsili koşulu ile ilamın verilmesi, bireylerin hak arama özgürlüğünü engelleyici nitelik taşımaktadır.”ifadelerine yer verilmiştir.
Buna göre mahkeme kararında nihai kararla davayı sonlandıran hükümde kendisine (davacı veya davalıya)harç yüklenip yüklenmediğine bakılmaksızın, davacı veya davalı, nispi karar ve ilam harcı ödenmeksizin, ilamın suretini alabilecektir. Ancak bu ilamın alınmasından sonra bakiye karar ve ilam harcı yatırılmadan müteakip işlemlerin yapılması mümkün değildir. Bu koşul 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32. maddesinin birinci cümlesinin halen yürürlükte bulunmasının zorunlu bir sonucudur. (HGK’nun 24.03.2010 gün ve 2010/12-158 Esas ve 2010/178 karar sayılı ilamı da aynı yöndedir)
Bu nedenlerle, mahkemenin davacının yokluğunda verilen kararın tebliği isteminin reddine ilişkin 15.06.2009 tarihli ek kararı usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi ... AŞ’nin temyiz isteminin kabulü ile mahkemenin 15.06.2009 tarihli ek kararında verilen hükmün BOZULMASINA, 18.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.