Esas No: 2010/1587
Karar No: 2010/5006
Karar Tarihi: 27.4.2010
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/1587 Esas 2010/5006 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir alacak davasında, davacı idarenin 718.113.98 TL kira alacağı talebi kısmen kabul edilmiş ve 349.381.89 TL tahsil edilebilir alacak olarak belirlenmiştir. Temyiz eden davacı ve davalı vekillerinin bazı itirazları değerlendirilmiş ve kabul edilemez bulunmuştur. Ancak hüküm altına alınan alacağın hesaplanmasında eksikler olduğu anlaşılmış ve bu nedenle karar bozulmuştur. Ayrıca, hüküm altına alınan alacağın gecikme zammı ile tahsiline ilişkin gerekçeler de usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: 6183 Sayılı Kanun'un 51. maddesi, HMUK'nun 74. ve 87. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı-davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalı vekili Av.... ile davacı vekili Av.... geldiler. Hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, 718.113.98 TL kira alacağının tahsiline ilişkindir.Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 349.381.89 TL alacağın tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davacı vekili ve davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden ;
Davacı vekili, dava dilekçesinde, mülkiyeti hazineye ait ... ve ... No’lu parseller üzerinde bulunan debisi 1, 2 lt / sn olan maden suyu ile 153 m2’lik pompaj istasyonu ve isale hattının 11.4.1997 tarihli sözleşme ile ve on yıl süreyle davalıya kiralandığını, ilk dört yılın kira parasının süresinde ödendiğini, ancak 17.4.2001-31.12.2003 dönemi kira parasının ödenmemesi nedeniyle ihtarname gönderildiğini, ayrıca davalının kesin teminat mektubu bedelini de ödemediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 254.736.77 TL kira parası, 51.336.06 TL KDV, 328.386.42 TL kira bedeli gecikme zammı, 77.655.13 TL KDV gecikme zammı,4.874.59 TL kati teminat farkı ve 1.095 TL kesin teminat mektubu olmak üzere toplam 718.113.98 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, mevzuatta yapılan değişiklik nedeniyle dava hakkının il özel idaresine ait olduğunu, davanın öncelikle ehliyet yönünden reddinin gerektiğini, müvekkilinin davacının yaptırdığı tespitlerin doğru olduğuna inanarak kaynak suyunun debisinin 1,2 lt / sn olduğundan hareketle ihaleye katıldığını, ancak ruhsat alınması aşamasında debinin 0,6 olduğunun ortaya çıktığını, bu nedenle kira bedelinin tenzili için davacı hakkında dava açıldığını, o davanın henüz sonuçlanmaması nedeniyle kira bedelinin ödenmediğini, çekişmeli sözleşmeye göre talep edilen kira parasının da fahiş olduğunu, kira parasının belirlenmesi için açılan davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davada dayanılan ve hükme esas alınan 11.4.1997 düzenleme ve 17.4.1997 başlangıç tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmeleri konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. İki ayrı sözleşme ile davacı idare ... Köyü ... Mevkiindeki maden suyunu ve aynı mevkide bulunan pompaj istasyonu ile isale hattını davalıya kiralamıştır. Kiracılık ilişkisi sürecinde maden suyunun debisinin sözleşmede belirtildiği gibi 1,2 lt / sn değil aslında 0.6 lt / sn olduğunun anlaşılması üzere davalı tarafından ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006 / 284 esas 2007 / 155 karar sayılı dosyasında kira bedelinin tenzili istemli dava açılmış, yapılan yargılama sonucu kiralanan maden suyuna ilişkin kira parasının 2001 yılı için 32.175 TL olduğunun tespitine karar verilmiştir. Bu davanın devam ettiği sürede ise davalı kira bedellerini ödemediğinden davacı tarafından 17.4.2001-31.12.2003 arası dönem için alacak istemli işbu davayı açmıştır.
Taraflar arasında iki ayrı kira sözleşmesi var olup davacı anılan dönem için her iki sözleşmeden kaynaklanan kira alacağını talep etmektedir. Hükme esas alınan raporda ise bilirkişi, pompaj istasyonu ve isale hattına ilişkin sadece kira parasını hesaplamaya dahil etmiş ise de sözleşme gereği KDV, gecikme zammı, KDV gecikme zammı ve kesin teminat farkı tutarı konusunda bir hesaplama yapmamıştır. Bu durumda pompaj istasyonu ve isale hattına ilişkin sözleşmeden kaynaklanan davacı alacağı eksik hesaplanmış olmaktadır. Mahkemece pompaj istasyonu ve isale hattı kirasına ilişkin dava konusu edilen dönem için davalı tarafından ödenmeyen KDV, gecikme zammı, KDV gecikme zammı ve kesin teminat farkı tutarı yönünden bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
3-Davalı vekilinin hüküm altına alınan alacağın gecikme zammı ile tahsiline ilişkin temyiz itirazlarına gelince ;
Davacı vekili, dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talep ettiği alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini istemiş, 27.1.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile de her ne kadar dava dilekçesinde alacaklarına yasal faiz uygulanması istenmiş ise de sözleşmenin özel şartlar bölümü 8. maddesinde kararlaştırıldığı üzere alacağa dava tarihinden itibaren 6183 Sayılı Kanun’un 51. maddesi gereğince gecikme zammı uygulanmasını istediklerini belirtmiştir. HMUK’nun 87. maddesinin son cümlesinin Anayasa Mahkemesi’nin 20.7.1999 tarih ve 1999 / 1 esas 1999 / 33 sayılı kararı ile iptal edilmesinden sonra dava değerinin ıslah yolu ile artırılması mümkün hale gelmiş bulunduğundan HMUK’nun 74.maddesi hükmü gereği ıslah dilekçesi ile artırılan istek için bu dilekçedeki taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerekir. Bu itibarla mahkemece hüküm altına alınan alacağın ıslah tarihine kadar yasal faizi, bu tarihten sonra gecikme zammı ile tahsiline karar verilmesi gerekirken alacağın dava tarihinden itibaren gecikme zammı ile tahsiline hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarda ( 2 ) ve ( 3 ) No’lu bentlerde yazılı nedenlerle BOZULMASINA ve Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir olunan 750 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya, keza Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 750 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.