Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/6404 Esas 2011/90 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/6404
Karar No: 2011/90
Karar Tarihi: 18.1.2011

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/6404 Esas 2011/90 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2010/6404 E.  ,  2011/90 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkiline ait aracın davalı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın ... idaresinde bulunduğu sırada meydana gelen tek taraflı kazada hasar gördüğünü, davalı ... şirketinin hasar bedelinin ödemediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL. hasar bedelinin olay tarihinden faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacıya ait araç sürücüsünün ... olmadığını, kaza sırasında sürücünün alkollü olan ... olduğunu, hasar bedelinin kasko sigorta poliçesi kapsamı dışında kaldığını davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece toplanan delillere göre; kaza sırasında aracı ...’ün kullandığı ancak alkollü olması nedeniyle eşi ...’ün sürücü olarak gösterildiği, sigortalının doğru ihbarda bulunma yükümlülüğü ve iyiniyet kurallarına aykırı şekilde davrandığı, sigorta şirketinin hasardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kasko sigorta sözleşmesinden doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir
    Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen Genel Şartlar"ın A/1 maddesine göre gerek hareket, gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
    Diğer taraftan, TTK.nun 1282 nci maddesi uyarınca sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1281 nci maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartları"nın A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
    İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartları"nın 1.5 maddesi ve TTK.nun 1292/3 ncü maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip, oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçer.
    Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartları"nın A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekir.
    Somut olayda, kaza sırasında araç sürücüsünün ... olduğu ve olaydan sonra alınan beyanına göre, alkollü olduğu anlaşılmıştır. Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5.maddesinde "Teminat dışı kalan zararlar" kenar başlığı altında; taşıtın Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların, kasko poliçe teminatı dışında olduğu belirtilmiştir. Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu
    aracılığıyla, olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisi ile meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine, aksi halde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir.(Bkz.YHGK. 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840 sayılı ilamı, 19.4.2000 gün ve 2000/11-806-801 sayılı ilamı, 15.4.1998 gün ve 1998/11-258-273 sayılı ilamı, 15.4.1998 gün ve 1998/11-258-73 sayılı ilamı, Y.11.HD.nin 23.2.2004 gün ve 2004/7094-1654 sayılı ilamı)
    Bu durumda, mahkemece, aralarında iki nöroloji uzmanı ve bir trafik konusunda uzmandan oluşacak bilirkişi kurulundan olayın oluş şekli, tutanaklar, olay yeri fotoğrafları ve kazaya başkaca unsurların etken olup olmadığı değerlendirilip, rizikonun münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediğinin, tespiti için ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18.1.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara