Esas No: 2010/4885
Karar No: 2011/89
Karar Tarihi: 18.1.2011
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/4885 Esas 2011/89 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıya ait olup müvekkili şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı kaza nedeniyle zarar gören aracın kasko sigorta şirketine 1.362 TL. ödeme yapıldığını, davalının olay yerini terk etmesi nedeniyle rücu hakkının doğduğunu, üçüncü şahsa ödenen tazminatın davalıdan tahsili için yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kaza tespit tutanağının usulsüz tutulduğunu, müvekkiline ait aracın kazaya karışmadığını davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının haksız itirazının iptali ile takibin bilirkişi raporu ile belirlenen 1.510 TL. üzerinden devamına, koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava zorunlu mali sorumluluk sigorta ilişkisinden kaynaklanan rücu davasıdır.Bu tür davalarda sigortacı 2918 sayılı karayolları trafik yasasının 95/2. maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir.
Davacı ... şirketi, davalı ... adına kayıtlı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, kaza sırasında sigortalı aracı kullanan kişinin olay yerini terk ettiğini ehliyet ve alkol durumunun belirsiz olduğunu ileri sürerek poliçe kapsamında ödediği tazminatı sigortalıdan rücuen tazmini talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davanın hukuki nitelendirmesi yanlış yapılarak davalının tam kusurlu olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçe genel şartlarının B.4. maddesinde sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebileceği haller düzenlenmiş olup, rücu hakkının doğduğunun ve maddede sayılan bu hallerin mevcut olduğunu ispat yükü sigorta şirketindedir. Buna göre kaza sonrası sürücünün olay yerini terk etmesi, tek başına rücuen tazminattan sorumluluğu gerektirmez. Davacı ... şirketi, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları uyarınca, sürücünün ehliyetsiz olduğunu veya alkollü bulunduğunu somut delillerle kanıtlaması gerekir. (HGK.nun 10.12.1997 gün 1997/11-772-1043, HGK.nun 16.12.1998 gün, 1998/11-872-905, HGK.nun 22.12.2010 gün 2010/17-655, 688 sayılı kararları)
O halde mahkemece davacı davasını somut delillerle kanıtlıyamadığından davanın reddi karar gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Kabule göre de, davacı üçüncü şahsa 1.362 TL. ödediğini belirterek bu miktarın tahsili için icra takibi yaptığı halde mahkemece talep aşılarak bilirkişi raporu ile belirlenen 1.510 TL. hasar bedeli üzerinden takibin devamına karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18.1.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.