Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/10482 Esas 2011/54 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/10482
Karar No: 2011/54
Karar Tarihi: 17.01.2011

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/10482 Esas 2011/54 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2010/10482 E.  ,  2011/54 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı, davalı ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunmadığını ileri sürerek borçlunun dava konusu taşınmazlarını diğer davalı ...’a satışına ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda bedeller arasında mislini aşan fark bulunmadığı ve tasarrufların alacaklıyı zarara uğratma kastı ile yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda taşınmazların değerleri toplamı 5.373 TL olup tapu devri sırasında ödenen miktar toplamı ise 1.000 TL’dir. Bu durumda bedeller arasında fahiş farkın bulunduğu açıktır. İİY"nın 278/2 maddesinde edimler arasındaki aşırı fark bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğu öngörülmüştür. 3. kişi tarafından taşınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiği ise yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamamıştır. Edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde de 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenmesine imkan yoktur. Kaldı ki davalılar aynı köyden olup borçlunun mal kaçırma amacının davalı 3. kişi Hasan tarafından da bilinmesi ya da bilenebilecek durumda olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.01.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Hemen Ara