(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2010/328 E. , 2010/4993 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak dosyanın pulu olmadığından ve işin niteliği gereği duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, yeniden inşaat sebebiyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6570 sayılı Yasanın 7/b, c ve ç maddesi hükmüne göre ihtiyaç veya yeniden inşa iddiasına dayalı olarak açılacak tahliye davalarının İİK.nun 272. maddesinin kıyasen uygulanması suretiyle kira sözleşmesinin bitimini takip eden bir ay içinde açılması gerekir. Daha önce veya bu bir aylık süre içerisinde sözleşmenin yenilenmeyeceğine ilişkin tahliye iradesi kiracıya bildirilmiş ise bu bildirimi takip eden dönem sonuna kadar dava açılabilir. Dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup, davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir.
Olayımıza gelince; davaya dayanak yapılan ve kiralayan ... İle davalı arasında düzenlenen uyuşmazlık konusu olmayan yazılı kira sözleşmesi 01.08.1990 başlangıç tarihli olup bir yıl sürelidir. Davacı 01.06.2007 keşide 14.06.2007 tebliğ tarihli ihtarname ile kiralananın tahliye edilmesini istemiş ve akdin yenilenmeyeceğini davalıya bildirmiştir. Bu durumda davacı, akdin yenilenmeyeceğini, yeni dönem başlamadan önce davalıya bildirdiğine göre dönem sonu olan 01.08.2008 tarihe kadar süre kesici ihtar sebebiyle dava açma hakkı saklı tutulduğundan, 09.07.2008 tarihinde açılan dava süresindedir. Yazılı gerekçe ile davanın süresinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
2-6570 Sayılı Yasanın 7/b, c ve ç maddeleri uyarınca ihtiyaç veya yeniden inşa iddiasına dayalı olarak açılacak davalarda dava hakkı kural olarak kiralayana aittir. Ancak kiralayan durumunda olmayan malikin de bu davaları açabileceği içtihaden kabul edilmiştir. Kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği halinde
mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Bu koşullar birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi bir paydaş tarafından açılan davaya sonradan diğer paydaşların onaylarının alınması şeklinde de sağlanabilir. Elbirliği mülkiyetinde, ortakların davaya katılmaları sağlanamaz ise miras bırakanın terekesine temsilci atanması sağlanarak temsilci huzuruyla dava yürütülür. Dava hakkına ilişkin olan bu hususların mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir.
Dava konusu taşınmazın tapu kaydından davacı ile ...’ın 1/2"şer paya sahip bulundukları ve taşınmazın paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle yukarda açıklanan esaslar çerçevesinde diğer 1/2 paya sahip ...’ın davaya muvafakatının sağlanması, ondan sonra işin esası hakkında karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.