Esas No: 2010/318
Karar No: 2010/4928
Karar Tarihi: 26.4.2010
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/318 Esas 2010/4928 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir tahliye davasında davacının eczane olarak kullanmak üzere kiralanan yerin ihtiyacını gerekçe göstererek tahliyesini ve kira alacağını talep ettiği davanın reddine karar vermiştir. Davalı kiracı, kira ödemelerini PTT aracılığı ile göndermiş ancak davacı kira alacaklarını almamıştır. Mahkeme, kira alacağı yönünden davanın reddine karar vermiştir fakat PTT kanalı ile konutta ödemeli gönderilen ve alınmayan kira parasının usulüne uygun olarak ödenip ödenmediği hususu incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur. Ayrıca, mahkemece tahliye davasının esastan reddine karar verildiği için davalı yararına nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu 91. Madde
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı-davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, iktisap ve işyeri ihtiyacı nedeni ile tahliye ve kira alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından tahliye ve kira alacağı yönünden, davalı vekili tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının 15.09.2006 başlangıç tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu taşınmazı 16.06.2008 tarihinde satın aldıklarını, taşınmazı satın aldığını ve eczane olarak kullanmak üzere taşınmaza ihtiyacı bulunduğunu içeren 25.6.2008 tarihli ihtar ile davalıya bildirdiğini, ayrıca 28.8.2008 tarihli ihtar ile de birikmiş ve yeni dönem kira parasının ödenmesini istediğini, davalının kiralananı tahliye edilmediği gibi kira borcunu da ödemediğini, kendisinin kirada eczacılık yaptığını, kiralanana ihtiyacı bulunduğunu, dava tarihine kadar işlemiş kira parasından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.662- TL"nin davalıdan tahsili ve davalının kiralanandan tahliyesini istemiştir. Davalı vekili, kiralananın önceki maliki ... ile yapılan kira sözleşmesi gereği 15.9.2006-15.9.2008 tarihleri arasında iki yıllık peşin ödeme ile dava konusu yeri kiralandığını, davacının talep ettiği üç aylık kira talebinin mükerrer olup önceki malike peşin ödendiğini, beş yıllık kira sözleşmesi süresinde 15.09.2008 tarihinde 3.yıl kira döneminin başladığını, 3.yıl kira bedeli 2.750 € olduğundan ihtar nedeni ile 15.09.2008 tarihinden itibaren her ay 230 € karşılığı TL"nin PTT aracılığı ile konutta teslim edilmek üzere gönderdiğini, davacının tahliye tehdidi altında bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 15.09.2006 tarihi itibariyle ilk iki yılın kira parasının peşin olarak kiralayana ödendiği, davacının 15.09.2008 tarihinden sonraki dönem için kira parası talep edebileceğini, bu döneme ait kira paralarının konutta ödemeli PTT havalesi ile davacıya gönderildiğini, ancak davacının bu ödemeleri almadığını, bu nedenle davacının temerrüdü söz konusu olduğundan alacak talebinin reddine, davacının eczane olarak kullandığı taşınmazın üstün nitelikte bulunduğu ve tahliye tehdidi altında olmadığı, işyeri ihtiyacının acil, zorunlu ve samimi olmadığı nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
1-)Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki 2 nolu ve davalı vekilinin 3 nolu bendin haricindeki diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-)Davacı vekilinin 15.09.2008 tarihinden itibaren talep ettiği ve reddine karar verilen kira alacağına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan davacının bayi ile davalı kiracı arasında yapılan 15.09.2006 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede 3.yıl kira parası 2.750-€ olarak yıllık peşin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı vekili, bu sözleşmeye dayanarak 16.06.2008 tarihinde satın alınan kiralananın 15.09.2008 tarihinden itibaren aylık 208-€ olan kira parasının ödenmesini istemiştir. Davalı,yeni başlayan kira dönemi olan 15.09.2008 tarihinden itibaren yıllık 2.750-€ kira parasının aylık istenmesi üzerine aylık 230-€ karşılığı TL"yi PTT havalesi ile konutta ödemeli davacıya göndermiştir. PTT Genel Müdürlüğü tarafından mahkemeye hitaben yazılan 05.08.2009 tarihli cevabi yazıda, davalı borçlu tarafından konutta teslim havale yoluyla gönderilen yedi adet havale tutarının alıcısı tarafından kabul edilmediğinden halen göndericisine ödenmek üzere PTT merkezinde beklediği bildirilmiştir. Davacı söz konusu havale tutarlarını almamıştır. Davalının PTT kanalı ile konutta teslim olarak gönderilen kira parasının davacı alacaklı tarafından alınmadığını öğrendikten sonra havale akıbetini araştırarak bekleme süresi geçmiş olan havale bedelini PTT"den geri alıp, ya yine PTT kanalı ile konutta ödemeli olarak davacıya göndermesi ya da Borçlar Kanunu 91.maddesi gereğince tevdi mahalli tayin ettirmek suretiyle davacı adına tevdii mahalline yatırması gerekirken, bu yolu seçmeyen davalı kiracının kira parasını usulüne uygun ödediği kabul edilemez. Davacının ödenmeyen kira alacağını mahkeme ilamı ile hüküm altına aldırmasında hukuki yararı vardır. Mahkemece, davalı tarafından PTT kanalı ile konutta ödemeli gönderilen ve davacı tarafından alınmayan kira parasının usulüne uygun olarak ödenip ödenmediği hususu incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kira alacağı yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
3-)Davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazına gelince;dava iktisap ve işyeri ihtiyacı nedeni ile tahliye ve kira alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece tahliye ve kira alacağı yönünden işin esasına girilerek yargılama yapıldıktan sonra tahliye davası esastan reddedilmiştir. Bu durumda mahkemece, tahliye davasının esastan reddine karar verilmiş olması nedeni ile dava dilekçesinde gösterilen yıllık kira bedeli üzerinden davalı yararına avukatlık asgari ücret tarifesine göre nisbi vekalet ücreti takdir etmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ:Davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 26.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.