Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/3540 Esas 2015/4255 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3540
Karar No: 2015/4255
Karar Tarihi: 22.10.2015

Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/3540 Esas 2015/4255 Karar Sayılı İlamı

21. Ceza Dairesi         2015/3540 E.  ,  2015/4255 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 11 - 2011/407948
    MAHKEMESİ : Bursa 9. Asliye Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 21/07/2011
    NUMARASI : 2010/830 (E) ve 2011/429 (K)
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık

    1)Sanığın almış olduğu mallara karşılık katılan K.. S.."nun sahibi olduğu şirkete vermiş olduğu suça konu senetlere sahte bir şekilde V.. A.."ı kefil gösterdiğinin iddia edildiği olayda, sanığın suçlamayı kabul etmeyerek ""V.. A.. olarak bildiği kişinin kendisine 4000 TL borcu olduğunu, bu şahıs borcunu ödeyemediği için alacağı kurtarmak amacıyla bu kişiyle birlikte beyaz eşya mağazasına gittiklerini, aldığı mal karşılığında düzenlemiş olduğu senetlere şahsın kefil olduğunu, şahsı daha sonra görmediğini, borçlu imzasının kendisine ait olduğunu, kimseyi dolandırma kastının bulunmadığını"" savunması, davaya katılan V.. A.. isimli kişinin kendisi adına 0212......, 0212 .........., 0212 5...........ve 0212 ......... nolu hatların kendisinden habersiz olarak alındığını Türk Telekomdan öğrendiğini belirtmesi, suça konu senetlerdeki kefil yerine atılı bulunan imzanın aidiyeti konusunda herhangi bir inceleme yaptırılmamış olması ve senetler üzerinde mahkemece gözlem yapılmamış olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti açısından, suça konu senetlerde bulunan kefil imzasının katılan V.. A.. veya sanığın eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, katılan adına açılan hatların abonelik sözleşmeleri ile bu sözleşme sırasında ibraz edilen nüfus cüzdan fotokopisinin istenilmesi, bonoda adı geçen V.. A.. ile şikayetçi V.. A.."ın aynı kişi olup olmadığının araştırılması ve belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu nazara alınarak, suça konu senetler getirtilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ile denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulduktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2)Kabul ve uygulamaya göre de;
    a)Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu"nun 14.12.1992 tarih ve 1/5 ve Ceza Genel Kurulu"nun 24.03.1998 gün ve 51/106 sayılı kararlarında açıklandığı üzere; kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanununda öngörülen bütün unsurları taşıması gerekir. Yasal unsurları taşımayan bir senette sahtecilik yapılması halinde fiil, özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacaktır. Türk Ticaret Kanununun 688/6 ve 689/4. (suç ve karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK"nun 776 ve 777.) maddeleri uyarınca bonoda tanzim yerinin yazılı bulunması zorunludur, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bono tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılır. Düzenleme (keşide) yerinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek ve başka yerleşim yerlerini çağrıştırmayacak biçimde açık, net ve herkes tarafından anlaşılabilir şekilde gösterilmesi gerekir. Sahte olarak düzenlendiği iddia olunan suça konu bonolarda açıkça düzenleme yeri belirtilmemiş olup senedi düzenleyenin ismi yanında "özlüce meliskent 2 sit. Ablk D;6” biçiminde gösterilen adresin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde anlaşılabilir bir idari birim adını ifade etmediğinden, suça konu senetlerin bono vasfını haiz olmayıp, özel belge niteliğinde olduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgı sonucu yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm tesis edilmesi,
    b)5237 sayılı TCK"nun 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmesi karşısında; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından, suça konu senetlerin sanık tarafından borcuna karşılık katılan K.. S.."nun şirketine verildiğinin anlaşılması karşısında, teselsül hükümlerinin uygulanmaması ancak TCK"nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın sanığın güttüğü amaç ve saik, suç konusunun önemi, kastın yoğunluğu ve sahte belge sayısı dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde suçun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile uygulama yapılması,
    Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 22.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara