Esas No: 2021/7236
Karar No: 2021/5240
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/7236 Esas 2021/5240 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVALILAR : ... V.D.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- tescil davası sonucunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili ile çapında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kendisine ait komşu 136 ada 18 parsel sayılı taşınmazın yüz ölçümünün eksik belirlendiğini, mevzu eksikliğin davalılar adına tapuda kayıtlı çekişmeli 133 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile haritasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümünden kaynaklandığı iddiasıyla, 133 ada 4 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü hakkında tapu iptali ve tescil istemi, yol olarak tespit harici bırakılan taşınmazın ise adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Davalılar aşamalarda davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen önceki tarihli karar Dairece "Davacı tarafın, paftasında yol olarak gösterilen taşınmazın adına tescili istemi yönünden, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3 maddesi ile tutanak tanzim edilen yerlerle ilgili olarak 10 yıllık hak düşürücü süre öngörüldüğü; ancak gerek 3402 sayılı Kadastro Yasası gerekse de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun tescil hükümlerini düzenleyen maddelerinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen ya da hak düşürücü süre belirleyen yasal düzenleme bulunmadığından işin esasına girilerek iddia ve savunma doğrultusunda toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi; öte yandan davacı tarafından çekişmeli, 133 ada 4 parsel sayılı taşınmazın bir bölümüne yönelik açılan tapu iptali ve tescil davası yönünden ise yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu belirtilerek, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle davacının duvarla çevirdiği çekişmeli bölüm hakkında davalının hak talebinin bulunup bulunmadığının sorulması, davacının tapu iptali ve tescil isteğinin davalı tarafından kabul edilmesi halinde bu bölüm yönünden davanın kabul edilmesi, aksi halde davacının bu bölüm üzerinde duvar yapılmadan önce de ekonomik amacına uygun zilyetliğinin bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile paftasında yol olarak tescil harici bırakılan ve fen bilirkişisi tarafından ibraz edilen raporda (A) harfi ile gösterilen 134,23 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı ... adına tapuya kayıtlı tesciline, 133 ada 4 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi tarafından ibraz edilen raporda (B) harfi ile gösterilen 32,84 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ise davalılar adına olan kaydının iptali ile davacı Hamza oğlu ... adına tapuya kayıtlı tesciline karar verilmiştir.
1- Dava konusu 133 ada 4 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava konusu 133 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliki bir kısım davalılar murisi ... olup, davalı ... çekişmeli taşınmazın kayıt maliki olmadığı gibi, taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik olarak açılmış bir davası ya da açılan davaya müdahalesi de bulunmamaktadır. Mahkemece verilen hüküm ile de Hazine aleyhine hukuksal bir durum yaratılmadığına göre, Hazinenin taşınmazın sözü edilen bölümü hakkındaki hükme yönelik temyiz inceleme isteminin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,
2- Haritasında yol olarak tescil harici bırakılan ve teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında 4721 sayılı TMK" nın 713/3. maddesi uyarınca davanın yasal hasım konumunda olan Hazine ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine birlikte yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda davanın, Hazine ve Menteşe Köyü Tüzel Kişiliği hasım yöneltilerek açıldığı anlaşılmıştır. Ne var ki, karar tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun" un 1. maddesi gereğince çekişmeli taşınmazın sınırları içerisinde bulunduğu Kayseri Büyükşehir Belediyesi"nin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, aynı Kanun"un Geçici 1/13. maddesine göre de büyükşehir belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişilikleri kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belde belediyeleri ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmış ve böylelikle taşınmazın sınırları içerisinde bulunduğu Felahiye Belediye Başkanlığı ile Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı tescil davası yönünden ilgili kamu tüzel kişisi olarak yasal hasım sıfatını kazanmıştır. Mahkemece, bu husus gözden kaçırılarak Felahiye Belediye Başkanlığı ile Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nın taraf olarak davada yer alması temin edilmeksizin karar verilmesi cihetine gidilmiştir. Bu nedenle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Oysa ki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilemez.
Öte yandan, Mahkemece işin esası hakkında yapılan araştırma ve incelemede yetersiz olup, dava konusu taşınmaz bölümünün davacının zilyetliğinde olup olmadığı usulüne uygun şekilde araştırılmamış, hüküm kurulurken davacı tanıklarının beyanlarıyla yetinilmiş, yerel bilirkişilerin taşınmazın niteliği ve tasarrufu hakkında bilgisine başvurulmamış, keşif mahallinde alınan beyanlar bilimsel esaslara uygun bilirkişi raporları ile denetlenmemiş, bu anlamda taşınmaza ait ortofoto ve uydu fotoğrafları dosyaya getirtilip, ehil bilirkişi aracılığıyla yöntemince incelenmek suretiyle taşınmazın tespitten önceki niteliği belirlenmemiş, ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın niteliği hususunda rapor alınmamış, ayrıca kadastro sırasında tescil harici bırakılan dava konusu taşınmaz hakkında 4721 sayılı TMK"nın 713/4-5 maddeleri gereğince yerel ve gazete ilanlarının yaptırılması gerektiği halde, bu ilanlar da yaptırılmamıştır. Bu şekilde yapılan araştırma ve incelemenin karar vermeye yeterli bulunduğundan söz edilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle davacıya, 6360 sayılı Yasa"nın Geçici 1/13. maddesi uyarınca davasını Felahiye Belediye Başkanlığı ile Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığına da yönelterek taraf teşkilini sağlaması için süre ve imkan tanınmalı; bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde anılan hükmi şahıslardan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı; ardından çekişmeli taşınmazın bulunduğu alana ait, temin edilebilen en eski tarihli ve güncel ortofoto görüntüleri ile kadastro tespit tarihine en yakın tarihli uydu fotoğrafları dosya arasına getirtilmeli, dava konusu edilen taşınmaz hakkında 4721 sayılı TMK"nın 713/4-5. maddeleri gereğince gerekli yerel ve gazete ilanları yaptırılarak itiraz süreleri beklenmeli; dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve ziraat mühendisi bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın önceki niteliğinin ne olduğu, kadim yol olup olmadığı, taşınmazın iddia edildiği gibi davacı tarafından kullanılıp kullanılmadığı, kullanım mevcut ise şekli ve süresi, dava tarihine kadar davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolup dolmadığı hususlarında, olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; ziraat bilirkişisinden, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, bitki örtüsü ve toprak yapısı itibariyle yol niteliğinde olup olmadığını, zeminde hangi amaçla kullanıldığını bildirir, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor düzenlemesi istenilmeli; ortofoto görüntüleri ile uydu fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek, çekişme konusu taşınmazın bulunduğu yerin uydu fotoğrafları üzerinde işaretlenmesi suretiyle, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin kısmen veya tamamen ekonomik amacına uygun olarak kullanılmaya ne zaman başlanıldığının belirlenmesine yönelik olarak rapor düzenlettirilmeli; mahalli bilirkişi ve tanık beyanları bilimsel esaslara göre hazırlanmış bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 06/10/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.