Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/195 Esas 2014/134 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2013/195
Karar No: 2014/134

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/195 Esas 2014/134 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2013/195 E.  ,  2014/134 K.

    "İçtihat Metni"



    Kararı veren
    Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Günü : 31.03.2008
    Sayısı : 1079-144

    6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanık ..."nun aynı kanunun 13/1, 5237 sayılı TCK"nun 62, 58 ve 54. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 375 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına, hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejmine göre çektirilmesine ve müsadereye ilişkin, Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 31.03.2008 gün ve 1079-144 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 19.01.2012 gün ve 4214-1459 sayı ile;
    “Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak:
    Sanığın yargılama sürecindeki davranışları lehine kabul edilerek takdiri indirim uygulanmasına rağmen hükümde çelişki yaratacak şekilde kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık değerlendirme dışı bırakılarak, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden 5237 sayılı TCK"nun 50. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay C.Başsavcılığı ise 02.03.2010 gün ve 162119 sayı ile;
    “...TCK’nun 50. maddesinde kısa süreli hapis cezasının suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre adli para cezası da dâhil olmak üzere altı farklı seçenek tedbire çevrilebileceği düzenlenmektedir.
    Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesinin hükmü incelendiğinde, mahkemenin TCK’nun 62. maddesini sanık lehine uygularken "sanığın yargılama sürecindeki davranışları" olumlu değerlendirilmiş, 50. maddede yer alan "yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa" ve diğer nedenlere atıf yapılmamıştır. Yerel mahkemenin yukarıda sayılan ve TCK’nun 50. maddesinin uygulanmasını gerektiren lehe şartlardan herhangi birine ilişkin tespiti de mevcut değildir.
    Üstelik dosya kapsamında mevcut adli sicil kaydından ve kaydın içeriğinden, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.09.2011 gün ve 2011/9-122-187 sayılı kararında ayrıntısı belirtildiği üzere, sanığın kişiliği ve suçun işlenmesindeki özellikler yönünden, mahkemenin "sanık hakkında 50 ve 51. maddelerin uygulanmasına takdiren yer olmadığına" ilişkin gerekçesinde somut dosyanın özelliklerine göre herhangi bir isabetsizlik olmadığı halde yüksek dairenin bozma kararı usul ve yasalara aykırı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
    CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesince 27.12.2012 gün ve 27199-40033 sayı ile, itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkemece sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 50. maddesinin uygulanmamasına yönelik olarak yasal ve yeterli gerekçe gösterilip gösterilmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    05.10.2007 tarihli tutanağa göre, saat 00.15 sıralarında devriye gezen polis ekiplerinin motosikletle seyir halinde olan sanık ve arkadaşını şüpheli hareketlerde bulunmaları üzerine durdurmaya çalıştıkları, arkada oturan sanığın belindeki tabancayı çıkartarak havaya doğrulttuğu ancak ateş etmediği, seyir halinde iken tabancayı attığı, bir süre sonra motosikletin devrilmesi sonucu yakalandığı, tabancayı attığı yere gelinerek suça konu tabancanın alındığı,
    Ekspertiz raporuna göre; suça konu tabancanın ses-gaz fişeği atmak üzere imal edilmişken namlusu değiştirilmek suretiyle yasak niteliği haiz tabancaya dönüştürüldüğü, sağlam ve çalışır vaziyette olup mevcut haliyle 6136 sayılı Kanun kapsamında yasaklanan silahlardan olduğu,
    Sanığın aşamalarda; suçlamayı kabul ettiğini, tabancayı koruma amacıyla yanında taşıdığını, herhangi bir suçta kullanmadığını, pişman olduğunu söylediği,
    Yargılama aşamasında yapılan tek celseye sanığın katıldığı, duruşma tutanaklarına sanığa ait herhangi bir olumsuzluğun yansımadığı,
    Sanığın adli sicil kaydında TCK"nun 170. maddesi uyarınca 3.600 Lira adli para cezasına ilişkin 22.06.2006 tarihinde kesinleşen ve 03.05.2007 tarihinde infaz edilen geçmiş hükümlülüğün bulunduğu,
    TCK"nun 50. maddesi ile ilgili gerek kısa karar gerekse gerekçeli kararın hüküm fıkrasında; “ Sanık hakkında TCK’nın 50 ve 51. maddelerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına” ibaresinin yer aldığı, gerekçeli kararın gerekçe bölümünde ayrıca değerlendirme yapılmadığı,
    Anlaşılmaktadır.
    5237 sayılı TCK"nun "Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar" başlıklı 50. maddesinin 1. fıkrasına göre; "Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;
    A) Adlî para cezasına,
    b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,
    c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,
    d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,
    e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,
    f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya,
    Çevrilebilir".
    5237 sayılı TCK"nun 50. maddesinin gerekçesinde, “...Kişi gördüğü eğitim, yaşadığı sosyal çevre, psişik ve ahlaki eğilimleri itibarıyla tesadüfi suçlu özelliği taşıyabilir. Bu kişilerin mahkûm oldukları cezanın infaz kurumunda çektirilmesi toplum barışı açısından bir zorunluluk göstermeyebilir...” denilmek suretiyle şartların oluşması halinde hapis cezasına mahkûm olan kişinin infaz kurumuna girmesini önleyecek seçenek yaptırımlara hükmedilebileceği açıklanmıştır. Kanun koyucu taksirli suçlarda hürriyeti bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesi hususunda bir sınırlama da getirmemiş, sanık lehine hareketle şartların oluşması halinde ceza uzun süreli de olsa paraya çevrilebileceğini kabul etmiştir.
    Hürriyeti bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesi, cezanın doğrudan doğruya sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören kişiselleştirme kurumudur.
    Kanun koyucu cezaların kişiselleştirilmesi kapsamında hakime TCK"nun 50. maddesinde yer alan şartlar çerçevesinde hükmolunan hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilip çevrilmeyeceğini belirleme yetki ve görevini yüklemiştir. Hakimin, hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın TCK"nun 50. maddesi uyarınca seçenek yaptırımlara çevrilmesi ya da çevrilmemesi konusundaki dayandığı gerekçenin dosya içeriğine uygun, kanuni ve yeterli olması gerekir.
    Öte yandan, Ceza Genel Kurulunun birçok kararında duraksamasız olarak vurgulandığı üzere, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK’nun 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşıoy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur.
    Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Yerel mahkemece, sanık hakkında hükmolunan 10 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesine ilişkin olarak; “Sanık hakkında TCK’nun 50 ve 51. maddelerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına” şeklinde gösterilen gerekçede mahkemeyi olumsuz kanaate ulaştıran sebeplerin neler olduğuna açıkça yer verilmediği gibi hükmolunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesi hususunda gösterilen gerekçenin TCK"nun 50/1. maddesinde belirtilen kıstasları kapsayacak biçimde kanuni ve yeterli olmadığı kabul edilmelidir.
    Bu itibarla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan Genel Kurul üyesi ...; "TCK"nun 50/1. fıkrası "Kısa süreli hapis cezası SUÇLUNUN KİŞİLİĞİNE, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre; a, b, c, d, e ve f bendinde belirtilen tedbirlere çevrilebilir" şeklinde düzenlenmiştir.
    Somut olayda hakim sanık hakkında TCK"nun 50 ve 51. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına şeklinde gerekçe göstermeden bu maddeleri sanık lehine uygulamamış ise de hemen akabinde "sanığın adli sicil kaydında yer alan tekerrüre esas Tarsus 1. Asliye Ceza mahkemesince 06/12/2005 tarih 2004/1347 esas 2005-905 karar sayılı ilamına ilişkin mahkumiyeti göz önüne alınarak TCK"nın 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine tabi tutulmasına" karar verilmiştir. Görüleceği üzere sanığın sabıkalı bir kişi olduğu açık olup görünen köy kılavuz istemez. TCK"nın 50. maddesinin uygulanmasında "suçlunun kişiliği"nin bir neden olarak yer aldığıda gözetilerek sanığın sabıkalı kişiliği itibariyle TCK"nun 50. maddesinin uygulanmaması yerindedir. İzah edilen nedenlerle itirazın reddi yerine çoğunluğun verdiği itirazın kabulü kararına katılmıyorum" düşüncesiyle,
    Çoğunluk görüşüne katılmayan beş Genel Kurul Üyesi de; "Sanık hakkında hükmolunan cezanın adli para cezasına çevrilmemesine ilişkin gerekçenin kanuni ve yeterli olduğundan bahisle itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği" düşüncesiyle karşıoy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.03.2014 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.


    Hemen Ara