Esas No: 2015/2223
Karar No: 2015/4120
Karar Tarihi: 20.10.2015
Dolandırıcılık - Resmi Evrakta Sahtecilik - Sahte Senedi Borcuna Karşılık Olarak Vermek - Lehe Kanun Uygulanması Gereği - İşlenen Fiilin Ağırlığı İle Orantılı Olmayan Cezaya Hükmedilmesi - Türk Ceza Kanunu (Tck) (5237) Madde 7 - Türk Ceza Kanunu (Tck) (5237) Madde 53 - Türk Ceza Kanunu (Tck) (5237) Madde 61 - Türk Ceza Kanununun Yürürlük Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun (5252) Madde 9 - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/2223 Esas 2015/4120 Karar Sayılı İlamı
21. Ceza Dairesi 2015/2223 E. , 2015/4120 K.
- DOLANDIRICILIK
- RESMİ EVRAKTA SAHTECİLİK
- SAHTE SENEDİ BORCUNA KARŞILIK OLARAK VERMEK
- LEHE KANUN UYGULANMASI GEREĞİ
- İŞLENEN FİİLİN AĞIRLIĞI İLE ORANTILI OLMAYAN CEZAYA HÜKMEDİLMESİ
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 7
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 53
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 61
- TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN (5252) Madde 9
"İçtihat Metni"
1-Sahtecilik suçu yönünden yapılan incelemede;
Sanık hakkında 02.05.2005 tanzim, 25.09.2006 ödeme tarihli, 1400 TL bedelli sahte senedi borcuna karşılık olarak katılana vermesi eylemi iddiası ile açılan kamu davasında, katılanın veya sanığın beyanlarında, açık ve tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirtilmemiş olduğu cihetle öncelikle suça konu senedin katılana verilmek suretiyle kullanıldığı tarihin katılan ve sanıktan sorulup tespit edilerek suç tarihine göre sanık hakkında üzerine atılı resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından lehe kanun değerlendirilmesi yapılıp yapılmayacağının belirlenmesi, gerekiyorsa 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri uyarınca 765 ve 5237 sayılı kanun hükümleri her suç açısından ayrı ayrı olarak uygulama yapılıp ortaya çıkan sonuçların denetime imkan verecek şekilde belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Dolandırıcılık suçu yönünden yapılan incelemede ise;
Sanığın iddia konusu sahtecilik suçundan önce doğmuş olan borçlarına karşılık olarak suça konu senedi verip vermediğinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde müştekiden sorularak tespit edilmesi , suça konu senedi önceden doğmuş borcuna karşılık verdiğinin anlaşılması halinde ise dolandırıcılık suçunun unsurları yönünden oluşmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Kabul ve uygulamaya göre de ;
a- Suça konu belgelerin akibeti hakkında karar verilmemesi,
b- 5237 Sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması,
c- 5237 sayılı TCK"nun 61. maddesinde yazılı kriterler dikkate alınarak cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşılmış ise de, işlenen fiilin ağırlığı ile orantılı olmayacak şekilde temel cezanın tayininde alt sınırdan çok fazla uzaklaşılmak suretiyle yazılı şekilde uygulama yapılması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.