Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/2658 Esas 2015/4047 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2658
Karar No: 2015/4047
Karar Tarihi: 19.10.2015

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/2658 Esas 2015/4047 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Mahkemesi, bir kişinin kimlik bilgilerini vermeden önce gerçeğe aykırı beyanda bulunarak resmi belge düzenleme suçu işlediği gerekçesiyle cezalandırılmasına karar verdi. Ancak, sanığın cezasının belirlenmesinde hata yapıldığı anlaşıldı. Sanığın eyleminin kabahatler kanunu uyarınca idari para cezası gerektirdiği sonucuna varıldı. Temyiz itirazları dikkate alındığında, 5326 sayılı kabahatler kanununun 20/1 maddesi uyarınca, sanık hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verildi. Kararda, sanığın cezasının hesaplanmasına esas olan kanun maddeleri Kabahatler Kanunu’nun 40/1. maddesi ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 20/2-c maddesi şeklinde belirtilmiştir.
21. Ceza Dairesi         2015/2658 E.  ,  2015/4047 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 11 - 2011/399561
    MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) Anadolu 7. Sulh Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 30/03/2011
    NUMARASI : 2009/897 (E) ve 2011/483 (K)
    SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan

    Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması veya kimlik ve adresle ilgili bilgi vermekten kaçınılması halinde Kabahatler Kanunu"nun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verileceği cihetle; sanığın yolda bir kişiyi takip ettiği ihbarının gelmesi üzerine kolluk görevlilerince yakalanan sanığın üzerinde İ..Ç.. ait nüfus kayıt örneğinin çıktığı, kimliği sorulduğunda kendisini İ.. Ç.. olarak tanıttığı ancak herhangi bir tutanak tanzim edilmeden sanığın çelişkili beyanlarda ve şüpheli hareketlerde bulunması nedeniyle yapılan araştırmada gerçek kimliğinin A.. Ç.. olduğunun tespit edildiği olayda, eyleminin Kabahatler Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasına uygun bulunduğunun gözetilmemesi,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak sanığın lehine bulunan ve eylemine uyan 5326 sayılı Yasanın 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 20/2-c maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının eylemin gerçekleştiği 11.09.2009 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK.nun 322 ve Kabahatler Kanununun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan Kabahatler Kanununun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 19.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Hemen Ara