Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/2421 Esas 2015/4016 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2421
Karar No: 2015/4016
Karar Tarihi: 15.10.2015

Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/2421 Esas 2015/4016 Karar Sayılı İlamı

 

 

21. Ceza Dairesi         2015/2421 E.  ,  2015/4016 K.

  •  


"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 11 - 2011/377452
MAHKEMESİ : Antalya 12. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/09/2011
NUMARASI : 2011/603 (E) ve 2011/526 (K)
SUÇ : Açığa imzanın kötüye kullanılması

24.03.1989 gün ve 1988/1-1989/2 sayılı Yargıtay İçtihadı birleştirme kararında açıklanan “açığa imzalı ve yazısız bir kağıda sahibinin zararına olarak hukuki hüküm ifade eden bir muamele yazıldığı ve yazdırıldığı iddiasının HUMK’nun ayrık tuttuğu durumlar dışında tanıkla ispat edilemeyeceği, yazılı delille ispatının gerektiği” yönündeki “yazılı delille ispat” kuralı, kararda da belirtildiği üzere açığa imzayı atan tarafından önceden ve rızaya dayalı olarak faile teslim edilmiş olan belgenin fail tarafından verilme nedenine aykırı olarak doldurulmasını düzenleyen 5237 sayılı TCK’nun 209/1. maddesi şikayete tabi suç yönündendir. Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.05.2001 gün ve 2001/6-70-2001/77 sayılı kararında belirtildiği üzere, imza sahibinin tevdi ettiği kişinin kâğıdın zilyetliğinden vazgeçerek bunu yazdırması halinde kağıdın yeni zilyedi açısından “esasen kendisine tevdi ve teslim olunmayan kağıdı bertakrip (hukuka aykırı) ele geçirme” keyfiyeti gerçekleşmiş olacağından eylem 5237 sayılı TCK’nun 209. maddesinin 2. fıkrasındaki suç, açığa imza atandan aldığı kağıdı faile verenin eylemi de “bertakrip ele geçiren failin fiiline iştirak" söz konusu olacaktır. Dolayısıyla İçtihadı Birleştirme Kararında 5237 sayılı TCK’nun 209. maddesinin 1. fıkrası için aranan “yazılı delille ispat” kuralının aksine “hukuka aykırı ele geçirme” olgusunun ispatı tanık dahil her türlü delille mümkündür.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; katılanın, suça konu senedi kardeşinin sanığa olan borcu nedeniyle boş olarak imzalayıp verdiğini, senedin 1.500.000-TL olarak doldurulup N.. E.. tarafından icra takibi başlatıldığını beyan etmesi karşısında; ceza yargılamasının amacının maddi gerçeği ortaya çıkarmak olduğu gözetilerek, Antalya 5. İcra Müdürlüğü"nün 2006/12166 sayılı takip dosyası ve suça konu senedin dosya içine alınarak, icra takibinin N.. E.. tarafından başlatıldığının anlaşılması halinde N..E.. ayrıntılı beyanlarının alınması, katılan vekili tarafından N..E.. hakkında aynı olayla ilgili olarak yürütüldüğü beyan edilen 2011/29430 soruşturma sayılı dosyanın araştırılarak, dava açılmış ise bu dosyanın celp edilmesi, dosyaların birlikte görülmesinin uygun olması halinde birleştirilmesi, aksi halde dosyadaki bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin bu dosya içine aktarılarak Yargıtay Ceza Genel Kurulunun yukarıda anılan kararı, tanık beyanları ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine, eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.


 

 

 

Hemen Ara