8. Hukuk Dairesi 2018/7520 E. , 2020/8053 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, tarafların ortak murisi ...’ın 12.10.2010 tarihinde öldüğünü, muristen intikal eden taşınmazları ve aracı davalıların kullandığını ve müvekkilinin kullanımına izin vermediklerini, davalılara Eyüp 2. Noterliğinin 19.08.2011 tarihli ve 24753 yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini ancak sonuç alınamadığını, dava konusu taşınmazlar için açılan ortaklığın giderilmesi davasının halen derdest olduğunu belirterek, 25.08.2011-25.03.2013 tarihleri arasında toplam 12.586 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına ve temyiz edenin sıfatına göre, bir kısım davalıların aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Bir kısım davalıların kullanım durumu ve intifadan men koşuluna yönelik temyiz itirazlarına gelince, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına karşılık ecrimisil isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı ya da kullanabileceği bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur.
Kural olarak paydaşlar intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi için, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak istediğini davalı paydaşa bildirmesi gerekir. İntifadan men, dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir ve yemin dahil her türlü delil ile ispatlanır.
Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince, yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarının ifadelerine göre, dava konusu 11336 parsel sayılı taşınmazda bulunan dairenin davalılarca bizzat kullanıldığı, 2184 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan daireyi davalıların kullanmadığı, bu dairede davacının babaannesinin oturduğu, 20136 parsel sayılı taşınmazda bulunan dükkanların ve... plaka numaralı aracın ise davalılardan ... tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır. O halde, davalılarca kullanılmadığı anlaşılan 2184 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddi, dava konusu edilen diğer taşınmazlar ve aracı kullanan davalılar yönünden ise intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri değerlendirilmek ve davacı tarafça gönderilen Eyüp 2. Noterliğinin 19.08.2011 tarihli ve 24753 yevmiye numaralı ihtarnamenin tebliğ şerhini içerir bir örneği getirtilmek suretiyle araştırılması, gerçekleştiğinin tespiti halinde intifadan men tarihinden itibaren usulüne uygun şekilde belirlenecek bir ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, Mahkemece yazılı şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulması yanlıştır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, bir kısım davalılar vekilinin yukarıda (2) numaralı bentte belirtilen temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte belirtilen sebeplerle reddine, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 09.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.