Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2009/275 Esas 2010/27 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2009/275
Karar No: 2010/27

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2009/275 Esas 2010/27 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2009/275 E.  ,  2010/27 K.
  • 2918 SAYILI KARAYOLLARI TRAFIK KANUNU UYARINCA VERILEN IDARI PARA CEZASINA KARŞI AÇILAN DAVANIN, ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI
  • KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU (2918) Madde 44

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : E.T.P.

Vekili             : Av. C.N.

Davalı            : Muğla Valiliği

 O L A Y : Bodrum İlçe Jandarma Komutanlığı’nca düzenlenen 19.7.2008 gün ve 438129 sayılı trafik ceza tutanağı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 44/1b maddesine göre ceza puanı ile birlikte 115.-TL   para cezası ve 34. maddesine göre ceza puanı ile birlikte 55.-TL para cezası verilmiştir.

Davacı vekili, 115.-TL para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

            BODRUM 2. SULH CEZA MAHKEMESİ; 17.11.2008 gün ve D. İş E:2008/62, D. İş K:2008/90 sayı ile, Bodrum İlçe Jandarma Komutanlığı’nın 19.7.2008 tarih ve 438129 no’lu trafik ceza tutanağının iptali istemi ile itiraz edildiği, itiraz eden vekili tarafından, müvekkilinin 19.7.2008 tarihinde kaza yaptığını, müvekkilinin kendisinden istenilen tüm belgeleri ibraz ettiğini, bu kapsamda ehliyetini de ibraz ettiğini ve ehliyet bilgilerinin tutanağa geçirildiğini, ancak nedense müvekkili hakkında Karayolları Trafik Kanunu’nun 44-1b maddesi gereğince 115.-YTL idari para cezası kesildiğini, bu cezanın yasal olmadığını, yasalara aykırı trafik ceza tutanağının iptaline karar verilmesini talep ettiği, Bodrum İlçe Jandarma Komutanlığı’nın 6.9.2008 tarihli yazısı ekinde gelen trafik ceza tutanağının incelenmesinde, kaza tarihi olan 19.7.2008 tarihinde tanzim edildiği, trafik kuralını ihlal eden Eyüp Tolga"nın imzadan imtina ettiğinin anlaşıldığı, Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 27.3.2007 tarih ve 2005/3487 E, 2007/2048 K sayılı kararında, yüze karşı verilen idari para cezalarına itirazda görevli yargı yerinin idari yargı olduğunun belirtildiği, yine aynı Dairenin 3.3.2005 tarih, 2003/2009 E, 2005/1375 K sayılı kararında da, “2918 sayılı Yasanın 18. maddesinde öngörülen idari para cezasının yüze karşı uygulanması nedeniyle, idari para cezasının iptali istemiyle açılan davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gözetilmeksizin görevsizlik kararıyla birlikte idare mahkemelerinde dava açmakta muhtariyetine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi...” yönünde olduğu, itiraz eden hakkında 2918 sayılı Yasa"ya göre uygulanan idari para cezasının yüze karşı uygulandığının anlaşılması karşısında, idari para cezasının iptali istemiyle açılan davanın idari yargı yerinde görülmesinin icap ettiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

            MUĞLA 1. İDARE MAHKEMESİ; 23.10.2009 gün ve E:2009/162 sayı ile, davacı E.T.P. vekili tarafından, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 44/1-b maddesi uyarınca verilen 115,00TL tutarındaki para cezasının iptali istemiyle Muğla Valiliği"ne karşı dava açıldığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 112. maddesinde; “Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılır” hükmünün yer aldığı, dava dosyasının incelenmesinden, dava konusu işleme karşı Bodrum 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nde açılan davada, 17.11.2008 tarih ve Değişik İş Esas No:2008/62, Değişik İş Karar No:2008/90 sayılı olarak görev ret kararı verildiği ve kararın kesinleşmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı, yukarıda geçen kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmakla uyuşmazlığın çözümünde görevli merciin belirlenmesi amacıyla dava dosyalarının Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı"na gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Nüket YOKLAMACIOĞLU, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 1.2.2010 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde ve adli yargı dosya örneği de temin edilerek başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

            II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, 2918 sayılı Kanun’un 44/1-b maddesi uyarınca verilen para cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır.

13.10.1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Adres değişikliklerinin bildirilmesi ve sürücü belgelerinin taşınması zorunluluğu” başlığını taşıyan 44. maddesinde, “Sürücü belgesi sahipleri:

a) İkamet adresi değişikliklerini belgeyi veren kuruluşa otuz gün içinde bildirmek,

b) Araç kullanırken sürücü belgelerini yanlarında bulundurmak ve yetkililerin her isteyişinde göstermek,

Zorundadırlar.

(Değişik : 21/5/1997 - 4262/4 md.)  Bu  madde  hükümlerine  uymayan  sürücüler,        3 600 000 lira para cezası ile cezalandırılırlar” hükmü yer almıştır.

 Uyuşmazlık Mahkemesi, 2918 sayılı Yasa’nın 116. maddesi kapsamında araç tescil plakasına göre düzenlenenler dışında trafik zabıtasınca uygulanan idari para cezalarına karşı açılan davaları; bu uygulamanın idari ceza kapsamında bulunması; Yasada idari cezalarla ilgili davalarda (116. maddedeki itiraz yolu hariç) görevli yargı yerini açıkça belli eden bir hükme yer verilmemesi; bu Yasada gösterilen adli cezalara hükmetmekle görevli mahkemeye işaret eden 112. maddeye de herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında ve göreve ilişkin genel ilkelere göre idari yargının görev alanında görmüştür.

1.6.2005 tarihinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun yürürlüğe girmesi üzerine Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nce, sözü edilen Kanun’un diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımlar ile bunlara karşı yapılacak itirazlara ilişkin görev hükümleri üzerindeki etkisinin incelenmesi sonucunda: diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımın, dayanağı olan yasanın amacı dikkate alınarak; Kabahatler Kanunu’nun 1., 2., 16. ve 19. maddelerinde belirtilen koşulları taşıması,  27. maddenin (1) numaralı bendinde belirtilen idari yaptırımlardan olması halinde, idari para cezaları ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin olanlarına karşı 1.6.2005 tarihinden sonra yapılacak itirazlarda sulh ceza mahkemelerinin genel görevli kılındığına ve bu nedenle doğan görev uyuşmazlıklarında adli yargı yerinin görevli bulunduğuna karar verilmiştir.

Daha sonra,  30.3.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3 üncü maddesini değiştiren 6.12.2006 günlü, 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesinde,            “(1) Bu Kanunun;

            a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

            b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

            uygulanır” denilmiştir.       

19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren bu düzenlemeye göre,  Kabahatler Kanunu’nun; idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterildiği durumda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen trafik para cezasının, 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda da bu para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Muğla 1. İdare Mahkemesi’nce yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile Bodrum 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 17.11.2008 gün ve D.İş E:2008/62, D.İş. K:2008/90 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.2.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. 

Hemen Ara