Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/3175 Esas 2015/3950 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3175
Karar No: 2015/3950
Karar Tarihi: 15.10.2015

Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/3175 Esas 2015/3950 Karar Sayılı İlamı

21. Ceza Dairesi         2015/3175 E.  ,  2015/3950 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 11 - 2012/47104
    MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 08/12/2011
    NUMARASI : 2011/794 (E) ve 2011/898 (K)
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık


    Mağdurun zararını gidermediği anlaşılan sanık hakkında dolandırıcılık suçu yönünden 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinde düzenlenen ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’ kararı verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
    1-Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu gözönüne alınıp, sahte olduğu iddia edilen senet asıllarının duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri tutanağa geçirilerek, yasal unsurları taşıyıp taşımadıkları ve iğfal kabiliyetlerinin bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılıp tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında açıklandığı üzere; önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı cihetle, somut olayda; suça konu senetler kendisine tevdi edilen katılanın anlatımının bu konuda açıklık taşımadığı anlaşılmakla, suça konu senetlerin hangi aşamada alındığının kesin olarak belirlenmesi, sahte senetlerin önceden doğan borç nedeniyle sonradan verilmesi halinde dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmayacağı gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
    3-Kabule göre de;
    a)5237 sayılı TCK"nun 43. maddesi uyarınca; “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup, resmi belgede sahtecilik suçu yönünden, 5237 sayılı TCK"nun 43. maddesinin uygulama koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti yönünden, suça konu senetlerin aynı anda mı farklı tarihlerde mi verildiğinin yine senette borçlu gözüken kişilerin gerçek kişi olup olmadığı araştırılmak suretiyle, senetlerin aynı anda verildiğinin tespiti halinde, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanma imkanı bulunmadığı ancak sahte belge sayısı ve kastın yoğunluğu dikkate alınıp aynı Yasanın 61. maddesi uyarınca temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği de gözetilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    b)Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken hapis cezası asgari hadden tayin olunduğu halde ayrıca gerekçe gösterilmeden yanında hükmolunan adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi,
    c)Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan belirlenen tam gün sayısının 1 gün karşılığı adli para cezasına çevrilirken uygulama maddesinin gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Yasaya aykırı, sanık ve müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 15.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara