Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2896 Esas 2022/256 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2896
Karar No: 2022/256
Karar Tarihi: 25.01.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2896 Esas 2022/256 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı ve davalı arasındaki itirazın iptali davasında verilen karar, yapılan temyiz başvurusu sonrasında üç kez bozulmuş ve son kararın usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle davalı yararına bozulmuştur. İcra İflas Kanunu'nun \"İcranın İadesi\" başlığı altında düzenlenen 40. maddesi gereğince, takip dayanağı ilamın bozulması ve takip konusu alacağın haksızlığının daha sonra tesis edilip kesinleşen bir hükümle ortaya konması halinde, takip alacaklısından icra dairesi tarafından ve gerektiğinde cebri icra yolu ile geri alınıp takip borçlusuna iade edileceği öngörülmüştür. Bu nedenle, bu kararın tamamen ortadan kalkması ve davalının haklarını alabilmesi için yeni bir karar verilmesi gerekmektedir. Kanun maddesi gereği, icranın iadesi gerektiği için verilen karar bozulmuştur.
İcra İflas Kanunu'nun \"İcranın İadesi\" başlığı altında düzenlenen 40. maddesi, bir ilama dayanarak takip borçlusundan tahsil edilen paranın takip alacaklısına ödenmesinden sonra, takip dayanağı ilamın bozulması ve takip konusu alacağın haksızlığının daha sonra tesis edilip kesinleşen bir hükümle ortaya konması halinde, ayrıca hükme hacet kalmaksızın takip alacaklısından icra dairesi tarafından ve gerektiğinde cebri icra yolu ile geri alınıp takip borçlusuna iade edileceği öngörülmüştür.
6. Hukuk Dairesi         2021/2896 E.  ,  2022/256 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın karar verilmesine yer olmadığına yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili davasında, 14.10.2003 tarihli sözleşme ile üstlendikleri ... Üniversitesi Kan Bankası ve ... Hastanesi Poliklinik Bloğu Tamamlama İnşaatı işini süresi içerisinde kusursuz ve noksansız olarak bitirip teslim ettiklerini, davalının mevcut olmayan imalâtlardan net 61.276.989.360 TL kesinti yaparak götürü bedel olarak 3.398.723.010.640 TL ödediğini, yapılan kesintinin işin projelerinde ve mahal listelerinde olmayan imalâtların yapımından vazgeçilme bedeli olarak yapıldığını, proje ve mahal listesinde olmayıp sözleşme eki yapım işleri genel şartnamesinin 22. maddesine istinaden davalı tarafından yaptırılan işlerin bir bölümünün bedelinin ödendiğini, bir bölümünün bedelinin ise halen ödenmediğini, sözleşmede birim fiyatlarından tenzilat yapılacağına dair bir hüküm olmamasına rağmen ilave olarak yaptırılan işlerin birim fiyatlarından hiçbir mesnedi olmayan % 39,7737 oranında kesinti yapıldığını belirterek sözleşme dışı yaptığı ek işlerin bedelinin tahsili için başlattığı takibe yapılan itirazın iptâline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacı şirketin söz konusu işle ilgili şartnameler ve sözleşmeler gereği işin % 97'sinin 03.12.2004 tarihli 10 nolu hak edişle tamamlandığını ve paranın firmaya ödendiğini, geri kalan % 3'lük kısmında 30.12.2004 tarihinde ödendiğini, davacı şirketin düzenlenen 14.02.2004 tarihli hak ediş raporuna istinaden yaptığı ek işler olduğundan bahisle 348.315.94 TL.ek hak ediş tutarının ödenmesini talep ettiğini, oysa sözleşme gereği 03.12.2004 tarihli 10 nolu hak edişle işin % 97'lik kısmının tamamlanıp parasının ödendiğini, 30.12.2004 tarihinde de 11 nolu kesin hak edişle geriye kalan % 3'lük kısmın ödenerek işin bitirildiğinden davalının davacıya hiçbir borcunun kalmadığını, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 09.04.2014 tarihli, 2013/2482 Esas, 2014/2477 Karar sayılı ilamı ile, sözleşme dışı imalâtların bedellerinin Yapım İşleri Genel Şartnamesi'nin 22 ve 23. maddeleri dikkate alınarak hesaplanması gerektiğine işaret edilerek bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozmaya uyularak bu kez davanın yine kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Mahkemenin bozmaya uyarak verdiği ikinci kararının taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 04.04.2016 tarihli, 2016/36 Esas, 2016/2095 Karar sayılı ilamında hesaplanan ek iş bedeli ile bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen 58.673,71 TL kesintinin tahsiline dair verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesi; hangi işlerin sözleşme kapsamında, hangi işlerin %10'luk kısımda ve hangi işlerin %10'luk bölümün dışında olduğunun belirlenmesi, bunun için bozmadan sonra rapor hazırlayan bilirkişiler kurulundan ek rapor alınarak tarafların rapora yönelen itirazlarının da değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen üçüncü kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 09.05.2019 tarihli, 2018/4022 Esas, 2019/2210 Karar sayılı ilamında, bozulan karara dayanak bilirkişi kurulundaki elektrik mühendisinin KHK ile görevden uzaklaştırıldığı gerekçesiyle bozma öncesi ilk raporu veren heyetten rapor alınarak karar verildiği, bozmaya uyulduğuna göre 09.05.1960 gün, 21/9 sayılı İBK kararı gereğince, bozmada belirtilen şekilde inceleme yapılması zorunlu olduğu, mahkemece KHK ile görevden uzaklaştırılan elektrik mühendisi yerine konusunda uzman başka bir elektrik mühendisinin heyette görevlendirilerek bozma ilamında gösterilen şekilde rapor alınması gerekirken, usuli kazanılmış hak ihlal edilerek başka heyetten alınan rapora göre karar verilmesi doğru olmadığı belirtilerek üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyulmuş, bu sefer, bozmadan sonra mahkemenin 2020/408 esas numarasında yargılaması devam eden davalarına konu alacakların Denizli 3.İcra Müdürlüğü’nün 2017/1741(önceki numarası 2003/5395 esas) 30.07.2018 tahsilat makbuzu ile icra dosyasına davalı tarafça ödendiği, icra dosyasının infazen işlemden kaldırıldığı, bu nedenle davanın konusuz kaldığı, davacı vekilinin konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiği gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin de icra dosyasında tahsil edildiği anlaşıldığından yargılama giderleri hususunda hüküm tesis edilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İcra İflas Kanununun ''İcranın iadesi'' başlığı altında düzenlenen 40. maddesinde; bir ilama dayanarak takip borçlusundan tahsil edilen paranın takip alacaklısına ödenmesinden sonra, takip dayanağı ilamın bozulması ve takip konusu alacağın haksızlığının daha sonra tesis edilip kesinleşen bir hükümle ortaya konması halinde, ayrıca hükme hacet kalmaksızın takip alacaklısından icra dairesi tarafından ve gerektiğinde cebri icra yolu ile geri alınıp takip borçlusuna iade edileceği öngörülmüştür.
    Yukarıdaki madde kapsamında somut olay değerlendirildiğinde, yerel mahkemece verilen 2017/73 Esas, 2018/134 Karar ve 13/03/2018 tarihli kararı, Dairemizin 2018/4022 Esas, 2019/2210 Karar ve 09/05/2019 tarihli ilamıyla bozulmuş olup, hüküm tamamen ortadan kalktığından, davalı iş sahibi adına verilen karar kesinleşmiş sayılamaz. Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre Dairemiz bozma ilamında belirtilen şekilde rapor alınarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması zorunludur. Zira mahkemece verilen bu hüküm bozulmakla İİK'nın 40. maddesi gereğince icranın iadesi gerekeceğinden, davalı iş sahibinin davaya yönelik haklarını alabilmesi yeni bir kararın verilmesini gerektirir. Bu hususlar dikkate alındığında, verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşıldığından temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 25.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara