Esas No: 2021/2530
Karar No: 2022/252
Karar Tarihi: 25.01.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2530 Esas 2022/252 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/2530 E. , 2022/252 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı yüklenici davasında davalı ile aralarında imzalanan 27.10.2006 tarihli sözleşme ile ... Merkez Ağız ve Diş Sağlığı İnşaatı işini üstlendiğini, yer değişikliği sebebi ile projede yer almayan imalâtlar yaptığını, ancak bedelinin ödenmediğini belirterek harcı 10.000,00 TL üzerinden yatırıp KDV ile birlikte şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, daha sonra talebini ıslah ederek 168.088,13 TL’ye çıkartmıştır.
Davalı ... zamanaşımı itirazında bulunmuş, yapılan yer değişikliğinin taraflar arasındaki anlaşma dahilinde olduğunu, yer değişikliği nedeniyle oluşan fazla maliyetlerin Sağlık Müdürlüğüne bildirilmediğini ve bu durumun protokol altına alınmadığını, dava konusu binanın tasfiye kabul tutanağının yapıldığını ve davacının buna itirazı olmadığını, ancak kesin hesap cetveli çıkarılmadığından eksik ve fazla imalatların karşılaştırılmasının yapılamadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu kararın davalı ... tarafından temyizi üzerine Dairemizin 24.06.2013 tarihli 2012/1282 Esas, 2013/4107 Karar sayılı ilamında: “Taraflar arasında düzenlendiği ihtilâfsız olan sözleşme eki idari şartnamenin 52.1.b maddesinde ihale bedelinin %10 fazlasına kadar imalâtın sözleşme fiyatlarıyla yaptırılacağı kabul edilmiştir. Kural olarak sözleşme dışı imalâtın iş sahibinin yararına olarak yapılmış olması halinde bedelinin BK’nın 410 ve devamı maddelerince vekâletsiz iş görme hükümlerine göre yapıldığı yıl piyasa rayiçlerine göre ödenmesi gerekir. Somut olayda fazla imalâtın sözleşmeye dahil imalâtların %10 karşılığı kadar olan kısmının bedelinin sözleşme fiyatlarıyla ödeneceği kabul edildiğine göre bu kısmı aşan imalât bedelinin yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre belirlenmesi gerekir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tüm fazla işlerin bedeli 2006 yılı Bayındırlık Birim Fiyatlarına göre hesaplanmış ayrıca bu fiyatlara 2007 yılı fiyat farkı uygulanmak suretiyle sonuca varılmış olup bu haliyle hükme esas alınması doğru olmamıştır. Kabule göre de davada talep edilen ve harçlandırılan tüm alacağın 168.088,13 TL olduğu halde talep aşılmak suretiyle toplam 198.343,99 TL üzerinden davanın kabulü de doğru olmamış, kararın temyiz
eden davalı ... yararına bozulması gerekmiştir” gerekçe ve sonucuna yer verilmiştir.
Mahkemenin bozmaya uyarak verdiği kısmen kabul kararının davalı ... tarafından temyizi üzerine Dairemizin 10.07.2015 tarihli, 2015/620 Esas, 2015/4097 Karar sayılı ilamı ile, önceki bozma ilâmında sözleşme dışı imalâtın BK'nın 410. maddesi hükmü uyarınca yapıldığı tarihteki piyasa fiyatları ile hesaplanması gereğine değinildiği halde bilirkişi raporunda yine sözleşme fiyatlarıyla bedel hesaplandığı, mahkemece de bu rapora itibarla hüküm kurulduğu, bozma ilâmına uyulmakla ilâm gereği yerine getirilmediği, alınan rapor bozmaya uygun inceleme içermediğinden hükme dayanak alınamayacağı, yapılması gereken işin; fazla imalâtın % 10'una kadar olan kısmının sözleşme fiyatlarıyla, aşan kısmın yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre hesaplanması için yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak hükme varılması gerektiği belirtilerek ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen üçüncü kabul kararının davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 06.11.2019 tarihli 2019/1455 Esas, 2019/4415 Karar sayılı ilamı ile, yine mahkemece alınan bilirkişi raporunda %10 oranındaki imalâtın birim fiyatlara göre hesaplandığı belirtilmiş ise de bu fiyatların sözleşme birim fiyatlarıyla uygun olmadığı diğer taraftan aynı raporda %10'u aşan kısım imalât ile ilgili olarak yapılan incelemede 2018 yılı itibariyle değişik firmalardan alınan rakamların 2007 yılına endeksinin yapılarak fiyat belirlemesinin yapıldığı, bu haliyle alınan rapor bozma kapsamına uygun olmadığı, mahkemece konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak bozma ilamında belirtilen ilkelere uygun ve denetime açık şekilde rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın 14.274,55 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş, karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre yerinde bulunmayan davalının tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacının diğer temyiz itirazları incelendiğinde,
1086 sayılı HUMK'nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK'da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de, bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur.
Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1998 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilamında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usuli kazanılmış hak denilmektedir...” şeklinde tanımlanmaktadır.
Bu anlatımlar ışığında somut olay incelendiğinde; mahkemece bozmaya uyulmuş ise de, bozma gereklerinin yerine getirildiğinden söz edilemez. Dairemizin hükmüne uyulan bozma ilamında, bilirkişi raporunda %10 oranındaki imalâtın birim fiyatlara göre hesaplandığı belirtilmiş ise de bu fiyatların sözleşme birim fiyatlarıyla uygun olmadığı, diğer taraftan aynı raporda %10'u aşan kısım imalatın 2018 yılı itibariyle değişik firmalardan alınan fiyatların 2007 yılına endekslemesi yapılarak fiyat belirlemesinin yapıldığı, bu haliyle alınan rapor bozma kapsamına uygun olmadığı, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş, keşif yapılmamasına rağmen, bilirkişi tarafından yeniden yerinde inceleme yapıldığı belirtilerek, dava konusu işlerin metrajları yeniden hesaplanarak rapor hazırlanmış, mahkemece de bu rapora itibar edilerek davanın 14.274,55 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş ise de karar bilirkişi raporunun bozmaya uygun hazırlanmaması nedeniyle hatalı olmuştur.
O halde mahkemece yapılması gereken iş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1998 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilamında ifadesini bulan usuli kazanılmış hak ilkesi gereği hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği üzere; dava konusu işlerin metrajlarının kesinleştiği göz önüne alınarak fazla imalâtın % 10'una kadar olan kısmının sözleşme fiyatlarıyla, aşan kısmın ise yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre hesaplanması gerekirken mahkemece alınan rapor bozma kapsamına uygun olmadığından, bu hususlar için yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak hükme varılması gerekmektedir. Bu nedenlerle eksik inceleme ve hatalı bilirkişi görüşü ile bağlı kalınarak verilen karar yanlış olmuş, bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 25.01.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.