Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/3120 Esas 2015/3886 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3120
Karar No: 2015/3886
Karar Tarihi: 14.10.2015

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/3120 Esas 2015/3886 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, suça konu çeki sahte olarak düzenleyen sanığın suç işleme kastının olmadığını savunmasına rağmen, suça konu çekin yer aldığı çek defterindeki diğer çeklerdeki keşideci imzalarının sorulması gerektiğini ve daha detaylı bir soruşturma yapılması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanığın hüküm giymesine rağmen kendi alt soyu üzerindeki hak yoksunluğunun uygulanamayacağı da açıklanmıştır. Kararda, belgede sahtecilik suçlarında suç kastından söz edilemeyeceği belirtilmiş ve kanun maddeleri olarak 5237 sayılı TCK'nın 53/3. maddesi ile 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gösterilmiştir.
21. Ceza Dairesi         2015/3120 E.  ,  2015/3886 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 11 - 2012/32724
    MAHKEMESİ : Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 28/09/2011
    NUMARASI : 2010/180 (E) ve 2011/147 (K)
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

    1- S.. S.. ..... Giyim mağazasına ait çeki sahte olarak düzenleyerek katılana verdiği iddia ve kabul olunan sanığın,eşi S.. S.. adına açmış olduğu giyim mağazasında ticaretle uğraştığını, çek hesabının eşine ait olduğunu, dükkanın bütün işlerini fiilen kendisinin idare ettiğini, suça konu çeki bizzat müştekinin önünde imzalayıp verdiğini, çekin arkasını kendi adı ile ciro ettiğini,müştekinin eşini ve kendisini tanıdığını, ne eşinin ne de kendisinin icra takibine itiraz etmediğini, suç işleme kastının olmadığını savunması, mağdur S.. S.."nun ise, işyerinin kendisine ait olduğunu, ancak tüm işlerle eşi olan sanığın ilgilendiğini, normal zamanlarda çekleri kendisinin imzaladığını, ancak o dönem hamile olması sebebiyle sanığın çeki keşide etmiş olabileceğini ifade etmesi ve çek nedeniyle yapılan icra takibine mağdur S.. S.. tarafından itiraz edilmediğinin anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi bakımından, suça konu çekin yer aldığı çek defterindeki diğer çeklerdeki keşideci imzalarının somut olaya benzer şekilde atılıp atılmadıkları sanık ve ilgili bankadan sorulmak suretiyle, çekin hangi amaçla (işyeri için kullanılıp kullanılmadığı) kullanıldığı da açıkça tespit edildikten sonra sonucuna göre, ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında, önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği, rızanın açık veya zımni olabileceği de gözetilerek, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumun belirlenmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabule göre de;
    Mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53/3. maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı maddenin 1. fıkrasının c bendindeki hak yoksunluğunun uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 14.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.




    Hemen Ara