Esas No: 2021/2990
Karar No: 2022/274
Karar Tarihi: 26.01.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2990 Esas 2022/274 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/2990 E. , 2022/274 K.Özet:
Davalı şirket ile müvekkili arasındaki eser sözleşmesi gereği ödenmeyen 27.624,37TL kur farkı alacağı ve 4.460,40 TL şok odası malzeme bedeli faturasının ödemesi için yapılan icra takibine vaki itirazın iptaliyle %20 oranında icra inkar tazminatının tahsili amacıyla yapılan itirazın iptali davası açılmıştır. Mahkeme, kur farkı talebinin yersiz olduğunu, ödenmemiş olan peşinata ilişkin çek bedelinden kaynaklı kur farkı ile şok odası malzeme bedeline ilişkin fatura tutarını dikkate alarak davacının takip tarihi itibariyle hesaplanan asıl alacak tutarının 9.947,40 TL olduğunu belirlemiştir. Davacının 5.487,00 TL kur farkı alacağı ve 15,53 TL bakiye fatura alacağı olmak üzere 5.502,53 TL alacak üzerinden takibin devamı ile bu tutarın %20'si oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir. Ancak, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 13.03.2019 tarihli kararı göz önüne alındığında, mahkemenin TL cinsinden yapılan ödemeleri dikkate alarak uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırması ve sonuca göre karar vermesi gerekmektedir. Karar sonucunda, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine ve davanın 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Türk Borçlar Kanunu, madde 129
- İcra ve İflas Kanunu, madde 5 ve madde 25.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde katılma yoluyla davacı vekili ve davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan eser sözleşmesi uyarınca tüm yükümlülüklerini yerine getiren müvekkiline sözleşme ile belirlenen 27.624,37TL kur farkı alacağı ile 4.460,40 TL şok odası malzeme bedeli faturasının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile ve %20 oranında icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını ve davacının kur farkı talebinin haksız kazanç sağlamaya yönelik olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece verilen ilk hükümde, yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığından davanın usulden reddine dair verilen karar, 15.Hukuk Dairesinin 29.11.2016 tarih 2016/5081 Esas, 2016/4905 Karar sayılı ilamı ile “dilekçeler aşaması tamamlanmadan icra dairesinin yetkisinin incelenip usulden red kararı verilmesinin hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece, alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamından Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 13.03.2019 Tarih 2018/1227Esas, 2019/1611 Karar sayılı ilamı dikkate alınarak; taraflar arasında imzalanmış sipariş onay formuna göre, iş bedelinin 8 eşit taksitte vadeli çek-lere bağlanmış olması ve ilgili çeklerin de normal sürelerinde ödenmiş olması nedeniyle bu tutar için kur farkı talebinin yersiz olduğu, vaktinde ödenmeyip vadeye bağlanmamış olan peşinata ilişkin çek bedelinden kaynaklı kur farkı tutarı 5.487,00 TL ile davalı defterlerinde kayıtlı olup ödenmemiş olan şok odası malzeme bedeline ilişkin fatura tutarı 4.460,40TL dikkate alınarak davacının takip tarihi itibariyle hesaplanan asıl alacak tutarının 9.947,40 TL olduğu, davalının icra takibinden sonra ancak davadan önce 14.08.2015 tarihinde borcuna karşılık yaptığı 4.444,86TL ödeme düşülerek, davacının 5.487,00 TL kur farkı alacağı ile 15,53 TL bakiye fatura alacağı olmak üzere 5.502,53TL alacak üzerinden takibin devamı ile bu tutarın %20'si oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz olunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Uyuşmazlık kur farkı alacağından kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında imzalanan 23.07.2013 tarihli "sipariş onay formu" başlıklı sözleşmenin 10. maddesinde iş bedeli 137.000€+KDV (Kur 1€=2,5292 TL) olarak düzenlenmiş olup, 12 no’lu “ödeme şekli” başlıklı maddesinde ise; 12.000€ mallar şantiyeye girdiğinde nakit, bakiye ödemesinin sipariş onay tarihinden başlayarak 8 ay vadeli 8 eşit çekle yapılacağı, ödemelerin TL olması durumunda kur riskinin müşteriye ait olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında temel ilişki yabancı para cinsinden kurulmuş olup, vadeli ödemelerin TL cinsinden yapılması halinde kur riskinin (kur farkının) müşteriye ait olduğu açıkça sözleşmede kararlaştırılmıştır. Bu durumda fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için uygulama ya da teamül aranmaz. Ödeme aracı olan çekin TL olarak düzenlenmesi taraflar arasındaki mevcut sözleşme hükmünden vazgeçilmesi anlamına gelmemektedir.
Bu durumda mahkemece; davacının kur farkı talebi yönünden TL cinsinden yapılan ödemeler dikkate alınarak uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, taraflar arasında bu hususta sözleşme olması nedeniyle dava konusu olayda uygulama olanağı bulunmayan 19. Hukuk Dairesinin 13.03.2019 Tarih 2018-1227 Esas, 2019-1611 Karar sayılı ilamı esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalıdan alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 26.01.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.