Esas No: 2021/3107
Karar No: 2022/319
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3107 Esas 2022/319 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/3107 E. , 2022/319 K.Özet:
Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümün temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayanan tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde ödenen bedelin iadesi ve sözleşmeden kaynaklanan gecikme cezasının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabul edilmesiyle ödenen bedelin tahsiline karar verilmiştir. Ancak, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından yapılan değerlendirmede, hesaplama yönteminin ekonomik etkenlerle uyumlu olmayan bir şekilde yapıldığı belirtilerek karar bozulmuştur. Yargı organlarının, çıkarlar dengesini ve adaleti gözeterek toplumun gereksinimlerini karşılamakla yükümlü olduğu ve haksız iktisap kuralları gereği geçersiz sözleşmelerin denkleştirici adalet ilkesine uygun bir şekilde tasfiye edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu bağlamda, konusunda uzman bir bilirkişinin raporu doğrultusunda, sözleşme tarihinde ödenen paradan taşınmazın iadesinin talep edildiği dava tarihi itibariyle enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınarak uyarlama yapılarak belirlenen bedele hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, HMK 355. maddesinde düzenlenen kamu düzenine aykırılık halleri de resen gözetilecekleri ifade edilerek, 6100 sayılı HMK 373. maddesi uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönder
"İçtihat Metni"
Amasya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, arsa sahibi ve yüklenici arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümün temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayanan tapu iptâli ve tescil, mümkün olmadığı takdirde taşınmaz için ödenen bedelin iadesi ve sözleşmeden kaynaklanan gecikme cezasının tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile ödenen bedelin tahsiline karar verilmiştir.
Anılan kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddine karar verilmiştir.
2-Yargı organları, çıkarlar dengesini ve adalet duygularını gözeterek toplumun gereksinimlerini karşılamakla yükümlüdür (YHGK’nın 07.02.2001 tarih, 2000/13-1729 Esas, 2001/32 Karar sayılı ilamı). Haksız iktisabın temeli hakkaniyet esasına dayanmaktadır ve sebepsiz zenginleşmenin asıl unsurunu da denkleştirici adalet kuralı oluşturur. Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder. Geçersiz sözleşme gereğince, akdin düzenlendiği tarih itibariyle, verilen paranın aynen iadesine karar verilmesi, enflasyonist yaşam hayatında, büyük adaletsizlikler yaratır.
Belirtilen ilkeler ve esaslar uyarınca; hukuken geçersiz sözleşmeler, haksız iktisap kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı ve hakkaniyet gözetilerek, sözleşme tarihinde satış bedeli olarak verilen paranın, taşınmazın iadesinin talep edildiği dava tarihi itibariyle enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak sureti ile uyarlama sonucu ulaşacağı alım gücü, paranın reel değeri tespit edilerek, bu bedel alıkoymada hükme esas alınmalıdır.
Somut olayda; davacı ile yüklenici, 28.12.2015 tarihinde dava konusu taşınmazın 150.000,00 TL bedel ile satılması konusunda satış vaadi sözleşmesi imzalamış olup, davacı sözleşme gereğince 100.000,00 TL ödemiştir. Davacı, dava dilekçesinde sözleşme konusu dairenin tapusunun iptali ile adına tescilini, mümkün olmadığı halde ödenen bedelin dava tarihindeki güncellenmiş tutarının iadesini talep etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan raporda; ikinci satış tarihi ifanın imkansızlaştığı tarih olarak kabul edilerek satış bedeli ve ödenen bedelinin oranlanması ile bulunan oran, ikinci satış bedeline uygulanarak sonuca gidilmiştir. Bu hesaplama yukarıda açıklanan yönteme uygun olmadığından hükme esas alınması hatalı olmuştur.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak, sözleşme tarihinde satış bedeli olarak ödenen ve iadesi istenen paranın (100.000,00 TL), taşınmazın iadesinin talep edildiği dava tarihi itibariyle enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak sureti ile uyarlama sonucu ulaşacağı alım gücü, paranın reel değeri tespit edilerek belirlenen bedele hükmetmekten ibaretttir.
Açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2020/745 Esas, 2020/1608 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine, 27.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.