Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/933 Esas 2020/1982 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/933
Karar No: 2020/1982
Karar Tarihi: 10.06.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/933 Esas 2020/1982 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2017/933 E.  ,  2020/1982 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacılar vekili, müvekkillerinin annesi ..."in davalı kooperatifin üyesi bulunan ..."ın üyelik hissesini 2008 yılında 55.000,00 TL bedel ödeyerek satın aldığını, dairenin müvekkillerine fiilen teslim edildiğini ve kiraya verildiğini, ancak kat mülkiyetine geçilirken dava konusu taşınmazın tapusunun kooperatif adına yapıldığını, bu dairenin de kooperatif borcundan dolayı haczedildiğini, bu nedenle tapu iptali ve tescil davası açma imkânları kalmadığını ileri sürerek, şimdilik 100.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle istemini 103.275,17 TL’ye artırmıştır.
    Davalı vekili, davacılar hakkında üyelikten çıkarma kararı verilmediğinden alacak davası açamayacaklarını, kooperatifin genel kurulunda üyelere ek ödeme yükümlülüğü getirildiğini, davacıların ödeme yapmadığını, üyelerin ek ödeme yapmamaları nedeniyle hacizlerin kaldırılamadığını ve tapunun verilemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 19.02.2014 tarihli 2013/7596 Esas ,2014/1201 Karar sayılı ilamı ile usulü eksiklikler davalının savunmasına bakıldığında murisin mirasçılarının genel kurula dayalı olan borçlarından dolayı tapunun verilmediği, dolayısıyla öncelikle davacının kooperatife borcunun olup olmadığı, davacı ile aynı durumda olan kooperatif ortaklarına kooperatifin uygulaması gibi hususların göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davacı tarafın 32.500,00 TL"lik aidat ve ek ödemelerden sorumlu olduğu, kooperaif tasfiye memurlarının vermiş olduğu tutanağa göre de davacıların borcu ödemesi halinde davalı kooperatifin taşınmazı devredeceğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Dava, kendisine konut verilmeyen üyenin tazminat istemine ilişkindir.
    Yapı kooperatifinin ana amacı ortakların akçeli yükümlülüklerini yerine getirmeleri karşılığında anasözleşmeye uygun, konut ya da işyeri teslim etmektir. Konut karşılığı tazminat isteyebilmesi için, kooperatifin inşaatlarının bitirilip konut tahsisi aşamasına gelindiği ve diğer üyelere tahsis ve teslim yapıldığı halde davacıya konut tahsis ve tesliminin yapılmaması gerekir. Bu husus, bu tazminatın istenebilmesinin ön koşuludur. Bu önkoşulun gerçekleşmesinden sonra, davacı için çeşitli nedenlerle konut ya da işyeri tahsisi imkânsızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Normal ödemesini yapıp konut sahibi olan üyelerle eşit miktarda ödemesi bulunduğu tespit edilen, diğer anlatımla eksik ödemesi bulunmadığı belirlenen, ancak kendisine konut tahsis ve teslimi yapılamayan ortağın, ödemesi eksik olmayan diğer üyelere verilen emsal bir konutun dava tarihi itibariyle rayiç değerini talep edebileceğinin, hiç ödemesi yok ise konut karşılığı tazminat talep hakkı olup, bu isteminin reddi gerektiğinin kabulü gerekir. Eksik ödemesi olan
    bir üyenin ise, konut karşılığı tazminat talep hakkı olup, alacağının hesaplanma şekli Dairemizin yerleşik uygulamalarında aşağıdaki gibi formüle edilmiştir:
    a-Önce ortaklara tahsis edilen konutun dava değeri itibariyle rayiç değeri hesaplanmalıdır.
    b-Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar ( toptan eşya fiyat endeksi " TEFE" artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak güncel değeri bulunmalıdır.
    c-Bundan sonra yukarıda (a) maddesinde bulunan değerden (b) maddesinde bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettiği ortaya çıkarılmalıdır.
    d-Bunu takiben eksik ödeme yapan davacı ortağın ödentileri (b) maddesindeki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı güncelleştirilmelidir.
    e- Bu hesaplamalardan sonra normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (b) maddesinde bulunan ödemelerinin güncel değerinin karşılığı yine yukarıda (c) maddesinde bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre davacının (d) maddesinde eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yararlanması gerektiği orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak (d) maddesinde bulunan miktar (c ) maddesinde bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan rakamın (b) maddesinde bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktarın (d ) maddesinde bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar davacı ortağın davalı kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar tutarıdır.
    Açıklandığı üzere, kooperatif üyesinin ödemelerini hiç yapmamış olması halinde tazminat talep etme hakkı bulunmamakta ise de, eksik ödeme yapmış olması durumunda kural olarak konut karşılığı tazminat talep hakkı bulunduğu kabul edilmelidir.
    Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu yeterli inceleme ve araştırmayı içermemektedir.
    Somut olayda; davacılar murisine tahsis edilen bağımsız bölüm üzerinde haciz bulunduğu ve davacıların hacizli halde bu bağımsız bölümü kabul etmedikleri, davacıların ödemelerinin de eksik olduğu ve kooperatif adına kayıtlı başka bir taşınmazında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan ilkeler nazara alındığında eksik ödeme yapmış olan davacıların kural olarak konut karşılığı tazminat talep hakkı bulunduğu kabul edilerek yukarıda belirtilen 6 lı formül uyarınca hesaplama yapılarak davacıların tazminat taleplerinin kabulü gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara