Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2009 Esas 2022/364 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2009
Karar No: 2022/364
Karar Tarihi: 31.01.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2009 Esas 2022/364 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı şirket, ekonomik durumunun kötüleşmesi nedeniyle konkordato talep etti. Ancak ikinci derece mahkeme, davacı şirketin tasarısının başarısız olacağına dair kanaat belirterek direkt iflas kararı verdi. Davacının temyiz başvurusu sonrasında, hukuk dairesi kararı esastan reddetti. Ancak yaptıkları inceleme sonucunda, İİK'nın 177. maddesindeki koşulların mevcut olduğu doğrudan doğruya iflas hali olarak sayıldığından bahsetti. Buna göre, iflas kararı verilmeden önce Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlunun dinlenmesi gerektiği aksine karar verilmiş. Bu yüzden hukuk dairesi, davacının temyiz itirazlarını incelenmesine yer olmadığına ve ilk derece mahkemesine dosyanın gönderilmesine karar verdi.

İİK'nın 308. maddesi, doğrudan doğruya iflas sebeplerinin mevcut olması halinde borçlunun iflasına karar verileceğini belirtir. Ancak İİK'nın 177/3. maddesinde, iflas kararının verilmesi için 308. maddesindeki koşulların varlığı doğrudan doğruya iflas hali olarak sayılmıştır. Ayrıca İİK'nın 177/4. maddesi uyarınca, iflas kararı verilmeden önce borçlunun dinlenmesi gerektiği belirtilir.
6. Hukuk Dairesi         2021/2009 E.  ,  2022/364 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davacı şirketin tavuk yetiştiriciliği ve yem üretimi alanında faaliyet gösterdiğini, ancak zaman içinde ekonomik durumlarının bozulduğunu ileri sürerek, İİK’nın 286.maddesi kapsamında davanın kabulü ile 3 aylık geçici mühlet kararı ve sonrasında kesin mühlet kararı verilmesini ve konkordato projesinin tasdikini talep ve dava etmiştir.
    İlk derece mahkemesince, davacı şirkete ait konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimali bulunmadığı ve doğrudan doğruya iflas koşullarının bulunduğu gerekçesiyle davacının iflasına karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararına davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi tarafından, yapılan inceleme sonucunda davacı şirkete ait konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı ve davacının mal varlığının korunması için iflasın açılmasının zorunlu olduğu gerekçeleriyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-İİK'nın 308.maddesi uyarınca borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde mahkeme, borçlunun iflasına resen karar verir. Doğrudan doğruya iflas İİK’nın 177.maddesinde düzenlemiştir. Kanunun 177/3. fıkrasında ise İİK’nın 308. maddesindeki koşulların varlığı doğrudan doğruya iflas hali olarak sayılmıştır. Bu durumda 308. madde gereğince iflas kararı verilebilmesi 177. maddenin şartlarına tabi kılınmıştır. 177/4. maddesi uyarınca iflas kararı verilmeden önce Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlunun dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağrılacağı düzenlenmiştir. 308. madde uyarınca iflas kararı verilmesi 177. madde şartlarına tabi kılındığına göre 308. maddesi uyarınca iflas kararı verilmeden önce İİK’nın 177/4. maddesi gereğince borçlunun dinlenilmesi gerektiği sonucuna varmak gerekir.
    Somut olayda, konkordato talep eden borçlu şirketin yetkili temsilcisinin yargılama sırasında mahkemeye çağrılarak dinlenmediği, İİK 177/4 madde hükmünün yerine getirilmediği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Bu durumda konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisinin mahkemeye çağrılarak dinlenmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma sebebine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/455 Esas, 2020/482 Karar sayılı ve 16.06.2020 günlü kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün resen BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle, bozma sebebine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 31.01.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi

    Hemen Ara