Esas No: 2021/1738
Karar No: 2022/408
Karar Tarihi: 31.01.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1738 Esas 2022/408 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/1738 E. , 2022/408 K.Özet:
Davacılar tarafından davalı aleyhine alacak tahsili amacıyla icra takibi yapıldığı, ancak sonuçsuz kaldığı için iflas istemiyle dava açıldığı belirtilmiştir. Mahkeme, davalı hakkında önceden verilmiş bir iflas kararı olduğu gerekçesiyle davacıların davanın konusuz kaldığına karar vermiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesi süresinde olmadığı gerekçesiyle istinaf dilekçesi reddedilmiştir. Ancak Yargıtay Dairesi, iflas idaresi dışındaki tarafların iflas kararını temyiz etme yetkisi olmadığını belirterek kararı bozmuştur. Sonuç olarak, davacıların talepleri değerlendirilecektir. Kararda Türk Ticaret Kanunu'nun 534'üncü maddesi \"iflas halinde şirket organlarının temsil yetkilerini ancak şirketin iflas idaresi tarafından temsil edilmediği hususlar için korudukları\" şeklinde açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacılar tarafından davalı aleyhine Ankara İcra Müdürlüklerinde alacaklarının tahsili amacıyla icra takibi yapıldığını, takiplerin sonuçsuz kaldığını, bu nedenle İİK.nın 43/2.maddesi uyarınca davalı hakkında iflas istemiyle takibe girişildiğini, borcun ödenmediğini, iflas takibinin de kesinleştiğini ileri sürerek, davalının iflasını talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı hakkında Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/456 sayılı dosyasında iflas kararı verildiği, bu kararın 24.04.2018 tarihinde kesinleştiği, bu nedenle davacıların davasının konusuz kaldığı gerekçesiyle, her bir dava hakkında ayrı ayrı karar vermeye yer olmadığına karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince davalının süresinden sonra istinaf dilekçesi sunduğu gerekçesiyle istinaf dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dairemizin (kapatılan 23.Hukuk Dairesi) 13.06.2019 tarih ve 2032 Esas, 2659 Karar sayılı ilamıyla mahkemece gerekçeli kararda istinaf süresinin 2 hafta olarak belirtildiği, bu durumda hukuki belirsizlik ve tereddüt bulunması karşısında davalı vekilinin 10 günlük süreden sonra ancak 2 haftalık süre içerisinde yaptığı istinaf başvurusunun süresinde olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararından sonra inceleme yapan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince, iflas davasının inşai bir dava olup, borçlunun iflasının açılmasına ve müflis sıfatını kazanmasına yol açtığından, iflas davasının masayı ilgilendiren bir dava olmayıp, doğrudan müflis şirket yönetimi kurulunca ya da müdürlerince takip edilmesi gerektiği, Türk Ticaret Kanunu'nun 534'üncü maddesinde de "iflas halinde şirket organlarının temsil yetkilerini ancak şirketin iflas idaresi tarafından temsil edilmediği hususlar için korudukları"nın belirtildiği, somut olayda başka bir mahkemeden verilen iflas kararı üzerine iflas idaresi oluşturulduğu, eldeki dosyaya şirket yönetim organı yerine herhangi bir sıfatı olmadığı halde iflas idaresinin vaziyet ettiği, gerekçeli kararın da yasa yollarına başvurma yetkisi olan şirket yönetimine değil iflas idaresine tebliğ edildiği, bu bakımdan iflas idaresinin eldeki davada sıfatı bulunmadığından önceki istinafı ve kararı temyizi mümkün olmadığı, öğretide de iflas kararının ancak şirket yönetimince (veya onun atadığı vekil tarafından) yasa yollarına götürülmesi gerektiğinin kabul edildiği, yasa yoluna başvurabilmesi amacıyla şirket yönetimine ilk derece kararının tekrar tebliğe çıkartıldığı ancak adı geçen tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı, iflas idaresinin iflas kararını istinaf etmek bakımından sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı iflas idare memur vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda davalı şirketin iflasına dair başka bir dosyadan karar verilmiş olup, iflas idaresi de bu karara istinaden teşekkül ettirilmiştir. Bölge adliye mahkemesi kararında da belirtildiği üzere işbu iflas davasında iflas idare memuru vekilinin iflas kararını temyiz etme yetkisi bulunmamaktadır. Ne var ki, iflas idare memuru vekili istinaf ve temyiz dilekçesinde açıkça anlaşılacağı üzere vekalet ücretine ilişkin kurulan hükmü istinaf etmiş olup, vekalet ücretine ilişkin karar iflas masasının malvarlığını ilgilendireceğinden iflas idaresinin bu kararı istinaf etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Bu nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulüyle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin, istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine ilişkin 03.12.2019 tarih ve 2019/1760 Esas, 2019/1933 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 31.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.