Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2012/400 Esas 2012/354 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2012/400
Karar No: 2012/354

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2012/400 Esas 2012/354 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2012/400 E.  ,  2012/354 K.
  • İMAR PLANINDAN KAYNAKLANAN TAZMINAT DAVASININ, İDARİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : S.D.

Vekilleri : Av.Y.B., Av.Ş.A.

Davalı      : İSKİ Genel Müdürlüğü

Vekili       : Av. M.M.B. 

O L A Y  : Davacı vekili özetle; Davacının İstanbul İli, Sancaktepe İlçesi, Samandıra Mahallesi, Palamutdere mevkii, 7037 ada, 2 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın imar planında su havzasında bırakıldığını ve mutlak koruma alanı olarak ayrıldığını belirterek, el atılan taşınmazın davalı idare adına tescili karşılığında, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 10.000 TL.nin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı İski Genel Müdürlüğü vekili 1.celseden önce, süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunmuştur.

KARTAL 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 12.07.2012 gün ve E:2012/319 sayı ile, davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı İl Özel İdaresi vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı"na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Uygulama ve Öğreti"de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemlerin, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizliklerinin de, "idari eylem" olarak tanımlandığı; bu tanıma göre; davalı idarenin 2560 sayılı İSKİ Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 8’inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile bu planlara dayanarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemlerin, ‘’idari işlem’’; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanında gerçekleştirmemeleri, bu konudaki hareketsizliklerinin de, idari eylem niteliği taşıdığını, dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından, dava dilekçesinde, Yargıtay içtihatlarında mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamaların fiili el atma olmadan da kamulaştırmasız el atma olarak nitelendirildiği ileri sürülmek suretiyle, İSKİ İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği gereği imar planlarında su havzasında ve mutlak koruma alanında bırakılan, tasarruf hakkı kullanılmayacak şekilde kısıtlanan taşınmazın bedelinin ödenmesine hükmedilmesinin istenildiği; davalı idarenin yazı ve savunma dilekçelerinden de, söz konusu taşınmazın anılan Yönetmelik gereği su havzası ve mutlak koruma alanında bulunduğunun anlaşıldığı, bu bilgiler karşısında, davanın, davacının taşınmazının, Yönetmelik gereği su havzasında kabul edilip, mutlak koruma alanına alınması sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat talebiyle açıldığı sonucuna varıldığı, dava dilekçesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 günlü kararında, mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın maliki yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku bulunmadığı, ancak; bu sonuç ya da sonuçlar, yukarıda da söylenildiği üzere, genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan İSKİ İçme Suyu Havzaları Yönetmeliği gereği su havzasında kabul edilip, mutlak koruma alanına alınması sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamaları içeren idari işlemlerden kaynaklandığı; idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin ise; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 12 ve 13"üncü maddeleri uyarınca, idari yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmelerinin, anılan yasa hükümlerinin gereği olduğu; bu bakımdan, hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi İdari Yargı"nın görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, "hukuki el atma" olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine, hukuken olanak bulunmadığı; dolayısıyla, davanın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2"nci maddesinin 1"inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği; açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasa"nın 10"uncu maddesi uyarınca davanın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 24.12.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa"nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idarenin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı"nca, 10. maddede öngörülen biçimde “davanın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı yönünden” olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının taşınmazının, İSKİ İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği gereği imar planında su havzasında bırakılarak, mutlak koruma alanına alınması sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan dolayı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; şimdilik 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsili, bedeli ödenen taşınmazın davalı lehine tapudan terkini istemiyle açılmıştır.

                3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde;  “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

                a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

                b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

                Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

                İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

                c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmüne yer verilmiştir.   

Olayda, davacı tarafından,Ömerli Baraj Gölü Uzun Mesafeli Koruma Alanı kapsamında kalan taşınmazın ayrıca dere mutlak koruma alanında bırakıldığından bahisle kamulaştırılması gerekirken kamulaştırılmadığı dolayısıyla fiili el atma olmamakla birlikte hukuki el atma yoluyla mülkiyet hakkına kısıtlama getirildiği, bu durumun da kamulaştırmasız el atma niteliğinde olduğu ileri sürülmek suretiyle, İSKİ İçme Suyu Havzaları Yönetmeliği ve bu Yönetmelik hükümleri uyarınca yapılan imar planları sonucu taşınmaz üzerinde tasarruf olanağı kalmadığından taşınmazın bedelinin tazminat olarak ödenmesine karar verilmesinin istenildiği; mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın maliki yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku bulunmadığı, ancak, bu sonuç ya da sonuçların, bir idari işlem olan Yönetmelik ve imar planlarından başka anlatımla da, idari işlemlerden ve davalı idarenin Yönetmelik gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklandığı anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, Yönetmelik, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı yönünden başvurusunun kabulü ile davalı vekilinin görev itirazının, Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ  : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı yönünden BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Davalı vekilin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Kartal 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12.07.2012 gün ve E:2012/319 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 24.12.2012 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Hemen Ara