Esas No: 2009/3-143
Karar No: 2009/185
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2009/3-143 Esas 2009/185 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2009/3-143 E., 2009/185 K.
"İçtihat Metni"
Sanık D....A....’ın konut dokunulmazlığını ihlal suçundan beraatine, Ş....B...’a yönelik kasten yaralama suçundan 5237 sayılı TCY’nın 86/1, 86/3-e, 87/1-d ve 62. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hakkında 53. maddenin 1. fıkrasının tatbikine,
Sanığın E....K...’ı yaralama suçundan ise 5237 sayılı TCY’nın 86/2, 86/3-e ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve bu cezanın ertelenmesine, sanığın katılanın zararını ödememesi nedeniyle, hakkında CYY’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına ilişkin, E.... Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25.02.2008 gün ve 219-57 sayılı hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 01.04.2009 gün ve 18582-6222 sayı ile;
“A) Sanığın mağdur Ş....B....’ı yaralaması eyleminden dolayı kurulan hükümde;
Sanık hakkında ceza hükmü tesis edilirken hükmün ilgili kısmında TCK"nun 87/3. maddesi olarak gösterilen yasa maddesinin aynı Kanunun 87/1-d, son maddesi olarak yazılması mahallinde mümkün görülmüştür.
Sanık müdafiinin temyiz itirazları, oluşa, yapılan yargılamaya, toplanan delillere, gerekçeye ve uygulamaya göre yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün istem gibi onanmasına,
B) Sanığın mağdur E.....K..."ı yaralaması eyleminden dolayı kurulan hükümde;
Müşteki mağdur E....K...n 16.06.2006 günlü talimatla alınan ifadesinde davaya katılmak istediğini bildirmiş olmasına göre, bu hususta olumlu yahut olumsuz bir karar verilmemesi suretiyle CMK"nun 238. maddesine aykırı davranılması”
” isabetsizliğinden sair yönler incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 12.06.2009 gün ve 187676 sayı ile;
“Yokluğunda verilen hüküm davaya katılma talebinde bulunan şikayetçi E...K...’a tebliğ edilmiş, şikayetçi anılan mahkeme kararına karşı temyiz isteminde bulunmamıştır.
Hüküm, sanığın kendisi ve müdafii tarafından temyiz edilmiş olup şikayetçinin davaya katılma istemi hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, sanık aleyhine sonuç doğuracak şekilde bozulması, ayrıca şikayetçiye yasa yoluna başvurma ve kendisini vekille temsil ettirerek lehine vekalet ücretine hükmedilmesini sağlama gibi hakların tanınması usul ve yasaya uygun görülmemiştir”
” gerekçeleriyle, itiraz yasa yoluna başvurularak Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 01.04.2009 gün ve 18582-6222 sayılı “
“bozma ilamı”
”nın kaldırılmasına, esastan temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Özel Dairesine gönderilmesine karar verilmesi, talep olunmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, aleyhe temyizin bulunmadığı ahvalde, sanık aleyhine sonuç yaratabilecek şekilde bozma yapılıp yapılamayacağına ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde;
Müşteki mağdur E....K...’ın istinabe suretiyle M..... Asliye Mahkemesince saptanan 16.06.2006 tarihli beyanında, sanık D....A...’dan şikayetçi olduğunu ve davaya katılan olarak kabulüne karar verilmesini talep ettiği, ancak E.... Asliye Ceza Mahkemesince bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, buna karşın hüküm fıkrasında ve gerekçeli karar başlığında E....K...’dan katılan olarak bahsedildiği, mağdur E....’un yokluğunda verilen 25.02.2008 tarihli hükmün 09.04.2008 tarihinde E.....K...’ın eşine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak hükmün yalnızca sanık ve müdafii tarafından temyiz edildiği, mağdur E....K.... tarafından herhangi bir temyiz isteminin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
5271 sayılı Yasanın mağdur ve şikâyetçinin haklarını düzenleyen 234. maddesinin 1/1-b alt bendinde, mağdur ile şikayetçinin, kovuşturma evresinde,
….
Kamu davasına katılma,
…
Davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı yasa yollarına başvurma,
Haklarının bulunduğu belirtilip;
Maddenin son fıkrasında ise, bu hakların mağdur ve şikâyetçiye anlatılıp, açıklanacağı ve bu hususun tutanağa yazılacağı belirtilmiş,
Katılmaya ilişkin hükümlere ise 238 ila 243. maddelerde yer verilmiştir.
Anılan Yasanın 237. maddesinde; “
“(1) Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler.
(2) Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz. Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır.”
” hükmü yer almakta olup;
Katılma usulünü düzenleyen 238. maddede ise;
(1) Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur.
(2) Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur.
(3) Cumhuriyet savcısının, sanık ve varsa müdafiinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir.
(4) Sulh ceza mahkemesinde açılmış olan davalarda katılma hususunda Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaz”
” şeklinde katılma isteminin şekli ve istem üzerine yapılacak işlemler ayrıntılı olarak düzenlenmiş;
Yasa yollarına ilişkin genel hükümlerin yer aldığı 260. maddesinde ise; “
“…katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır”
” hükmüne yer verilmiştir.
Olağan yasa yollarından olan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için, bir temyiz davası açılmış olmalıdır. Temyiz davasının açılabilmesi için de 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 310. maddesine göre iki koşulun varlığı gereklidir.
Bunlardan ilki süre koşuludur. Usul Yasası 310. maddesinde genel kural olarak tarafların temyiz isteğinde bulunabilecekleri süreyi hükmün tefhiminden, tefhim edilmemişse, tebliğinden başlamak üzere bir hafta olarak belirlemiştir. Temyiz süresi 1412 sayılı CYUY’nın 310. maddesinin 3. fıkrasındaki ayrıksı durum hariç olmak üzere hükmün açıklanması sırasında hazır bulunanlar yönünden bu tarihte, yokluklarında hüküm verilenler yönünden ise gerekçeli kararın tebliği tarihinde başlar.
Temyiz davasının açılabilmesi için gerekli olan ve uyuşmazlık konusunu da ilgilendiren ikinci koşul ise istek koşuludur. Yargılama hukukunun temel prensiplerinden olan “
“Davasız yargılama olmaz”
” ilkesine uygun olarak temyiz davası kendiliğinden açılmaz, bu konuda bir isteğin bulunması gereklidir. İstek koşulunun ise bu konuda hak ve yetkisi olan kişilerce yerine getirilebileceği yasa gereğidir. CYUY’nın halen yürürlükte bulunan 305. maddesinin 1. fıkrasında bu kuraldan uzaklaşılmış ve bazı ağır mahkûmiyetlerde istek şartından sanık lehine vazgeçilerek, temyiz incelemesinin kendiliğinden (re’sen) yapılması kabul edilmiş ise de, onbeş yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezalara ilişkin olanlar dışında kalan hükümlerde süre ve istek koşullarına uygun temyiz davası açılmamışsa hükmün Yargıtay’ca incelenmesi olanaksızdır.
Müşteki mağdur E.....K....’ın katılma istemi hakkında, E..... Asliye Ceza Mahkemesince olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi nedeniyle mağdurun CYY’nın 260. maddesi uyarınca katılma istemi karara bağlanmamış olan sıfatıyla hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmakta ise de, yokluğunda verilen hüküm müşteki mağdura tebliğ edilmiş, ancak mağdur tarafından temyiz yasa yoluna başvurulmamıştır.
Sanığın cezalandırılmasına ilişkin hüküm, sanık müdafiinin temyizi üzerine, müştekinin davaya katılma isteminin karara bağlanması gerektiğinden bahisle, bu hususta bir istem olmaksızın aleyhe sonuç doğuracak şekilde bozulmuş olup bu husus 1412 sayılı CYUY’nın 326. maddesine aykırıdır.
Bu itibarla haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, hükmün esas yönünden incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 01.04.2009 gün ve 18582-6222 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, sanığın temyiz istemi ile ilgili inceleme yapılması için Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere, Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.06.2009 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.