Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2009/7-69 Esas 2009/176 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2009/7-69
Karar No: 2009/176

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2009/7-69 Esas 2009/176 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2009/7-69 E., 2009/176 K.

Ceza Genel Kurulu 2009/7-69 E., 2009/176 K.

  • 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 309 ]
  • 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 310 ]
  • 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 6 ]
  • 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 100 ]
  • 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 4 ]
  • "İçtihat Metni"

    Hükümlü A....S....’in, 6183 sayılı Yasanın 110/2, 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri uyarınca 654.210.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine ilişkin, B...... 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 28.04.2005 gün ve 252-230 sayılı hükme karşı T.C. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 21.05.2007 gün ve 26142 sayılı yazısına istinaden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 20.06.2007 gün ve 109827 sayılı ihbarname ile;

    “Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 7. Ceza Dairesi 25.03.2002 tarihli ve 2002/4134 esas, 2002/3767 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 6183 sayılı Yasanın Amme Alacağının Tahsiline Engel Olanlar başlığını taşıyan 110. maddesi ‘

    ‘Amme alacağının tahsili için hakkında takip muamelelerine başlanan borçlu kısmen veya tamamen tahsile engel olmak veya tahsili zorlaştırmak maksadıyla mallarından bir kısmını veya tamamını, mülkünden çıkararak, telef ederek yahut değerden düşürerek gerçek suretle; gizleyerek, kaçırarak muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya aslı olmayan borçlar ikrar ederek, yahut alındılar vererek gerçeğe aykırı surette varlığını yok eder veya azaltır ve geri kalan mallar borcu karşılamaya yetmezse ...’ sanığın cezalandırılacağını öngördüğü cihetle, sanığın haczedilen menkullerini 15 günlük sürede teslim etmemesinin kanunda tarifi yapılan eylemlere uymadığı gözetilmeden yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir”

    ” gerekçeleri ile yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince 11.02.2009 gün ve 11337-1792 sayı ile;

    “…26.10.1932 gün ve 29/12 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı kanuna muhalefet hallerini açıklamış ve bu hallerin uygulamadaki yanlışlıklar ile esas hükme etkili olan usul yanlışlıklarından ibaret olduğunu belirtmiştir.

    Bu itibarla tüm deliller toplanıp değerlendirilmesi yapıldıktan sonra verilen ve Yargıtay"ca incelenmeksizin kesinleşen hükümlerde delil ve takdirde hataya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğinden, kanun yararına bozma isteminin reddine”

    ” karar verilmiştir.

    Yargıtay C.Başsavcılığınca 17.03.2009 gün ve 109827 sayılı itirazname ile; “

    “…Özel Dairece eylemin suç teşkil edip etmediği, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı yönünde bir değerlendirme yaptıktan sonra kanun yararına bozma istemi hakkında bir karar vermesi gerektiği halde, suçun unsurlarının belirlenmesi işlemini kanıtların takdir ve değerlendirilmesi biçiminde kabul ederek, kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermesinin hukuka uygun olmadığından bahisle, Özel Daire Kararının kaldırılmasına ve yasa yararına bozma talebiyle ilgili olarak bir karar verilmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesi”

    ” talep edilmiştir.

    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık; suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı hususunda yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulmasının olanaklı olup olmadığına ilişkindir.

    Yasa yararına bozma yöntemi, karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesini ve ülke sathında uygulama birliğine ulaşılmasını sağlama amacıyla, olağanüstü bir denetim muhakemesi yolu olarak 5271 sayılı Ceza Yargılaması Yasası’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu denetimin konusu, maddi ve yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılıklardır. Ancak, gerek kesin hükmün otoritesinin korunması zorunluluğu, gerekse olağanüstü bir denetim yolu olması nedeniyle dar kapsamlıdır. Her türlü hukuka aykırılığın öne sürülüp incelenmesine elverişli bir denetim yolu değildir. Nitekim, yasa yolunun bu özelliği nedeniyle, hakimin takdirini hatalı kullanmasına ilişkin hususlardaki hukuka aykırılıklar, örneğin; temel ceza miktarının saptanmasında kullanılan ölçütlerin hatalı takdir edilmesi, cezada artırma ve indirme yapılırken kullanılan oranların seçimindeki isabetsizlik gibi hususlar, Yargıtay’ın sadece olağan bir denetim yolu olan temyiz incelemesi sırasında dikkate alabileceği hukuka aykırılıklardandır.

    Ceza Genel Kurulunun 30.12.2003/295-300; 30.12.2003/294-305; 05.05.2009/74-119 gün ve sayılı kararlarında da kabul edildiği üzere; suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı hususu hakimin takdirine ilişkin değil, maddi hukuka ilişkin bir hukuka aykırılığı oluşturacağından, suçun unsurlarının oluşmadığından bahisle yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması olanaklıdır.

    Somut olayda; Adalet Bakanlığınca yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulurken gösterilen neden, “

    “sanığın vergi borcu nedeniyle haczedilip kendisine yediemin olarak teslim edilen menkul malları yapılan uyarıya rağmen süresi içinde ilgili mercie teslim etmemekten ibaret eyleminin yasada tarifi yapılan suça uymadığından bahisle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Yasanın 110. maddesinde yazılı suçun unsurlarının oluşmadığına”

    ” ilişkin olup; kesinleşen bir mahkûmiyet hükmünde “

    “suçun unsurlarının oluşmadığı”

    ” hususu yasa yararına bozma konusu yapılabileceğinden, Özel Dairece “

    “kesinleşen hükümlerde delil ve takdirde hataya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği”

    ” gerekçesiyle yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.

    Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığının itirazının kabulüne, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve yasa yararına bozma istemine ilişkin başvurunun incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

    SONUÇ :

    Açıklanan nedenlerle;

    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

    2-Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 11.02.2009 gün ve 11337-1792 sayılı kararının KALDIRILMASINA,

    3-Dosyanın, yasa yararına bozma yasa yolu başvurusu nedeniyle incelenerek bir karar verilmesi için Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.06.2009 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara