Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/2-234 Esas 2009/169 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2008/2-234
Karar No: 2009/169

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/2-234 Esas 2009/169 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2008/2-234 E., 2009/169 K.

Ceza Genel Kurulu 2008/2-234 E., 2009/169 K.

  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 31 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 50 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 51 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 53 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 58 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 86 ]
  • "İçtihat Metni"

    Sanık A......Ş....’nın, 5237 sayılı TCY’nın 86/2, 86/3-e ve 31/3. maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın kişiliği, suçu işlemesindeki özellikler, sosyal durumu birlikte dikkate alınarak hakkında TCY’nın 50. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, TCY’nın 51. maddesindeki şartlar oluşmadığından cezasının ertelenmesine yer olmadığına, S.... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.12.2003 tarih ve 2003/483-2003/959 esas ve karar sayılı ilama ilişkin cezası nedeniyle 5237 sayılı Yasanın 58/7. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezalarının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına, TCY’nın 53/1. maddesindeki haklardan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına ilişkin, S..... 1. Sulh Ceza Mahkemesince 04.04.2007 gün ve 873-198 sayı ile verilen kararın, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 17.04.2008 gün ve 885-7400 sayı ile;

    “5237 sayılı TCK’nun 53/1-c maddesinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca koşullu salıvermeye kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi”

    ” isabetsizliğinden,

    Hükmün CMUK’nun 321. maddesi gereğince bozulmasına, ancak bu aykırılığın aynı Kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;

    Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 53/1-c maddesi uyarınca hükmolunan velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin koşullu salıverilmeye kadar uygulanmasına karar verilmek suretiyle,

    Sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün düzeltilerek onanmasına, karar verilmiştir.

    Yargıtay C.Başsavcılığı ise, 31.10.2008 gün ve 215422 sayı ile;

    “1- Hapis cezası ile mahkûmiyeti bulunmayan ve suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın TCK’nun 50/3. maddesi uyarınca TCK’nun 50/1. maddedeki seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,

    2- Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık hakkında TCK’nun 58/5. maddesine aykırı olarak mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,

    3- Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık hakkında TCK’nun 53/4. maddesine aykırı olarak belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılması”

    ”nın isabetsiz olduğu görüşüyle itiraz yasayoluna başvurarak, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Sanığın, silahla yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda, eylemin sabit olduğu ve suç niteliğinin belirlenmesi hususlarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlıklar, 18 yaşından küçük olan sanık hakkında;

    1- Tayin olunan kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCY’nın 50/3. maddesi uyarınca seçenek yaptırımlardan birisine çevrilme zorunluluğunun bulunup bulunmadığı,

    2- 5237 sayılı TCY’nın 58/5. maddesi nazara alındığında, adli sicil kaydına göre cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilip verilemeyeceği,

    3- TCY’nın 53. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı, noktalarında toplanmaktadır.

    Uyuşmazlık konuları sırasıyla incelendiğinde:

    1- Sanık hakkında tayin olunan kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezanın, 5237 sayılı TCY’nın 50/3. maddesi uyarınca seçenek yaptırımlardan birisine çevrilme zorunluluğunun bulunup bulunmadığı,

    5237 sayılı TCY’nın 50. maddesinin 3. fıkrası uyarınca “

    “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl ve daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine”

    ” çevrilmesi zorunludur.

    Bu hüküm uyarınca daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla suç tarihinde onsekiz yaşından küçük olan sanıkların, 1 yıl ve daha az süreli özgürlüğü bağlayıcı cezalarının, maddede yer alan seçenek yaptırımlar veya tedbirlerden birisine çevrilmesi gerekmektedir.

    Somut olayda, suç tarihinde 18 yaşından küçük ve daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olan sanık hakkındaki 6 ay hapis cezasının, 5237 sayılı Yasanın 50. maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırım veya tedbirlerden birine çevrilmesi zorunlu olup, Yerel Mahkemece bu zorunluluğa uyulmamış olması yasaya aykırıdır.

    2- 5237 sayılı TCY’nın 58/5. maddesi nazara alındığında, adli sicil kaydına göre cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilip verilemeyeceği;

    5237 sayılı TCY’nın 58. maddesinin 5. fıkrasında, “

    “Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz”

    ” hükmüne yer verilmiştir.

    Bu fıkra uyarınca, failin, eylemin gerçekleştirildiği tarihte onsekiz yaşından küçük olması halinde, hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması olanaksızdır. Bu nedenle, ister tekerrüre esas alınacak, isterse tekerrür uygulaması yapılacak hükme konu suçun, fail tarafından onsekiz yaşından önce işlenmiş olması halinde, artık tekerrür hükümleri uygulanamayacaktır.

    09.02.1988 doğumlu olup, 05.07.2005 günü olan suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık hakkında 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesinin uygulanma koşulları bulunmamaktadır.

    O halde, Yerel Mahkemece 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesi uygulanmak suretiyle sanığın cezasının, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi de yasaya aykırıdır.

    3- Sanık hakkında 5237 sayılı TCY’nın 53. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı;

    5237 sayılı TCY’nın 53. maddesinin 4. fıkrasında, “

    “Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz”

    ” hükmüne yer verilmiştir.

    Bu fıkra hükmüne göre, failin, eylemin gerçekleştirildiği tarihte onsekiz yaşından küçük olması halinde, hakkında maddenin 1. fıkrasında yer alan güvenlik tedbirlerinin uygulanması olanaksızdır.

    Yukarıda açıklandığı üzere, suç tarihinde onsekiz yaşından küçük olan sanık hakkında 5237 sayılı TCY’nın 53. maddesinin 1 fıkrasının uygulanma koşulları bulunmamaktadır.

    Bu itibarla Yerel Mahkemece, sanık hakkında 5237 sayılı TCY’nın 53/1. maddesi uygulanmak suretiyle sanığın maddede belirtilen haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmesi de yasaya aykırıdır.

    Diğer yönden Yargıtay C.Başsavcılığı itirazında yer almamış olmakla birlikte, hükmün her yönüyle incelenmesi zorunluluğu bulunduğundan incelenen dosyadan sanığın 15-18 yaş grubunda olması nedeniyle hakkında, 5237 sayılı TCY’nın 31/3. maddesi ile uygulama yapılırken indirim oranının 1/3 olarak uygulandığı saptanmıştır. Suç tarihi nazara alındığında bu uygulama sanık aleyhinedir. 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 31. maddesinin 3. fıkrasında, 15 yaşını bitirip 18 yaşını bitirmeyen çocukların cezalarından yarı oranında indirim yapılması öngörülmüş iken, bilahare 08.07.2005 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 29.06.2005 gün ve 5377 sayılı Yasanın 2. maddesi ile yapılan değişiklik sonrasında indirim oranı 1/3’e düşürülmüştür. Suç tarihinden sonra gerçekleştirilen bu iki yasal düzenlemeden ilkinde öngörülen yarı oranındaki indirim daha lehe olduğundan, sanığa verilen cezada indirim yapılırken bu oranın dikkate alınması zorunludur.

    Yerel Mahkemece, sanık hakkında 5237 sayılı TCY’nın 31/3. maddesi uygulanırken, 1/2 yerine 1/3 oranında indirim yapılmak suretiyle fazla ceza tayin edilmiş olması da yasaya aykırıdır.

    Bu itibarla haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının, Ceza Genel Kurulunca saptanan neden de nazara alınarak kabulüne, Özel Dairenin düzelterek onama kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün;

    1- Suç tarihinde 18 yaşından küçük ve daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olan sanık hakkındaki, 1 yıldan az hapis cezasının, 5237 sayılı Yasanın 50. maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırım veya tedbirlerden birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun nazara alınmaması,

    2- 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığı halde, 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesi uygulanmak suretiyle sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi,

    3- 5237 sayılı TCY’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının uygulanma koşulları bulunmadığı halde, hakkında 5237 sayılı TCY’nın 53/1. maddesi uygulanmak suretiyle, maddede belirtilen haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmesi,

    4- 5237 sayılı TCY’nın 31/3. maddesi ile uygulama yapılırken 1/2 yerine 1/3 oranında indirim yapılmak suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi,

    İsabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmelidir.

    SONUÇ :

    Açıklanan nedenlerle,

    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

    2- Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 17.04.2008 gün ve 885-7400 sayılı düzelterek onama kararının KALDIRILMASINA,

    3- S..... 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 04.04.2007 gün ve 873-198 sayılı kararının; BOZULMASINA,

    4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.06.2009 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara