Esas No: 2009/4.MD-108
Karar No: 2009/160
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2009/4.MD-108 Esas 2009/160 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bu karar, G..... C.Savcısı E....O...Ö....’in görevi kötüye kullanma suçuyla suçlanmasıyla ilgilidir. Sanık, suçlanan davranışının iş yoğunluğu, personel sayısının yetersizliği ve UYAP uygulamalarından kaynaklanan aksaklıklardan kaynaklandığını savunmuştur. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, bu savunmayı dikkate alarak sanığın beraatine karar vermiştir. Ancak Yargıtay C.Savcısı, bu kararı temyiz ederek suçun oluştuğunu iddia etmiştir. Ceza Genel Kurulu, sanığın iş yükünün fazla olduğunu ve bu sebeple gecikmenin sanığa yüklenebilecek bir kusur olmadığını belirterek, önceki kararın onanmasına karar vermiştir. Kararda, suçlanan eylemin Kanunun Madde 257/2 ve 53. maddelerine göre tanımlandığı ve kamu görevlisinin görevini ihlal ederek zarara neden olması halinde cezalandırılacağı belirtilmiştir. Ayrıca, 5271 sayılı CMK’nın 223/c maddesi de sanığın beraatine gerekçe olarak gösterilmiştir.
Ceza Genel Kurulu 2009/4.MD-108 E., 2009/160 K.
"İçtihat Metni"
Sanık E....O...Ö....’in ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan beraatine ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesince verilen 19.03.2009 gün ve 42-10 sayılı hüküm, Yargıtay C.Savcısı tarafından atılı suçun oluştuğu gerekçesiyle temyiz edilmekle, Yargıtay C.Başsavcılığının “
“bozma”
” istekli 04.05.2009 gün ve 242022 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
G.....C.Savcıları arasında yapılan işbölümü uyarınca, sonuçlandırılmak üzere sanık C.Savcısı E....O...Ö....’e verilen soruşturma evraklarından, 526 adedini 1 yıl 11 aya varan sürelerle işlemsiz bırakmak suretiyle ihmali davranışla görevini kötüye kullandığı iddiasıyla sanığın, 5237 sayılı TCY’nın 257/2 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi istemiyle açılan kamu davasında;
Yargıtay 4. Ceza Dairesince, iş yoğunluğu, C.Savcısı ve personel sayısının yetersizliği, UYAP uygulamalarından kaynaklanan aksaklıklar, fiziksel çalışma koşullarındaki olumsuzluklar ve fiili çalışma süresi itibariyle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ilke kararında belirlenen limitlerin üzerinde iş çıkardığı gözetildiğinde, sanığın beşeri sınırları zorlayan çalışma temposu içerisinde kendisine yüklenebilecek özel veya genel kasıt hatta herhangi bir kusuru bulunmadığı gerekçeleri ile üzerine atılı suçtan 5271 sayılı CYY’nın 223/c maddesi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
Hüküm, Yargıtay C.Savcısı tarafından atılı suçun oluştuğu gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
Görüldüğü gibi Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanığa isnat edilen ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunun oluşup oluşmadığına ilişkindir.
5237 sayılı TCY’nın “
“Görevi kötüye kullanma”
” başlıklı 257. maddesinin 2. fıkrasındaki; “
“Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”
” şeklindeki hüküm ile kamu görevlisinin, yapmakla görevli olduğu işi bilerek ve isteyerek yapmaması veya yasaya göre yapılması gereken biçimde yerine getirmemesi ya da geciktirmesi suç sayılarak, yaptırıma bağlanmıştır.
İncelenen dosyada;
G..... C.Savcısı olan sanığın, 25.10.2005 günlü iş bölümü cetveline göre, kaçakçılık, markalar, kaçak CD ve basın suçlarına bakmakla görevlendirildiği, 27.04.2006 tarihli ek düzenleme ile emekli olan C. Savcılarına ait evrakın bir kısmının da görevine dahil edildiği, 06.09.2006 tarihinde yapılan yeni düzenlemede kaçakçılık, markalar, kaçak CD ve basın suçlarının yanı sıra, sonu 2 ile biten soruşturma evrakına ve yokluğunda C.Savcısı C.... Ç....’nın işlerine bakmakla, 06.09.2007 tarihli düzenlemede ise bu görevlerine ek olarak 3167 sayılı Yasanın 13. maddesine aykırılık ve elektrik hırsızlığı suçlarına ait soruşturma evrakını yürütmekle görevlendirildiği,
G........Cumhuriyet Savcısı olarak göreve başladığı 03.09.2005 ile hakkında incelemenin yapıldığı 18.09.2007 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan soruşturma iş cetveline göre toplamda 9832 dosyanın bulunduğu, aynı tarihler itibariyle çıkardığı iş miktarının 4129 olduğu, ancak bunlardan 230 adedinin 06.09.2006 tarihinde, 1316 adet faili meçhul evrakı da 06.09.2007 tarihinde başka savcılara devredildiği, bu süreçte, yasal yıllık ve hastalık izni olmak üzere toplam 79 gün süreyle görevinden uzakta bulunduğu,
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 24.01.2006 gün ve 7 sayılı ilke kararında Ağır Ceza Mahkemesi C.Savcılarının yılda 1000 dosyaya bakabileceğinin belirtilmesi ve sanığın suç tarihlerini kapsayan yaklaşık iki yıllık süreçte baktığı ve çıkardığı iş sayısı gözetilerek, sanığın G....... Adliyesinde iş yükünün fazla olması, benzer iş yüküne sahip adliyelere göre C.Savcısı sayısının az oluşu, katip sayısının yetersizliği, adliye binasındaki fiziki yetersizlikler, iki cumhuriyet savcısının 9 metrekarelik odada birlikte oturması, odada dosya için yeterli dolap koyacak yer olmaması nedeniyle soruşturma evraklarının dosyalanamayıp zarflanarak üst üste muhafaza edilmek zorunda kalınması sonucu, sadece yazılan müzekkerelere cevap geldiğinde evrakın zarftan çıkarılıp tutanak katibi tarafından eklenmesi halinde işlem yapılabilme olanağının bulunduğu, UYAP sistemine geçilmesi sırasında yaşanan aksaklıklar ve eğitim nedeniyle evraklara bir aydan fazla süre işlem yapılamadığı ve tüm bu sebeplerle gecikmeler olduğuna yönelik savunmasının samimi ve dosya içeriğine uygun olduğu,
Anlaşılmakla;
C.Savcısı olan sanığın soruşturma evraklarından, 526 adedini 1 yıl 11 aya varan sürelerle işlemsiz bırakma eyleminin, yukarıdaki kanıtlardan da anlaşılacağı üzere, iş yoğunluğu, C.Savcısı ve personel sayısının yetersizliği, UYAP uygulamalarından kaynaklanan aksaklıklar, fiziksel çalışma koşullarındaki olumsuzluklardan kaynaklandığı, sanığın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ilke kararında belirlenen limitlerin üzerinde iş çıkardığı hususu da gözetildiğinde, beşeri sınırları zorlayan çalışma temposu içerisinde gecikme nedeniyle, sanığa yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı, bu itibarla Özel Daire beraat kararının dosya içeriği ile uyumlu ve herhangi bir hukuka aykırılık içermediği saptanmakla C.Savcısının tüm temyiz itirazlarının reddi ile isabetli bulunan Özel Daire beraat hükmünün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 19.03.2009 gün ve 42-10 sayılı beraat kararının tebliğnamedeki isteme aykırı olarak ONANMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.06.2009 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.