Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2017/2 Esas 2017/74 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2017/2
Karar No: 2017/74

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2017/2 Esas 2017/74 Karar Sayılı İlamı

          T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS     NO  : 2017/2

          KARAR  NO : 2017/74

          KARAR  TR  : 20.02.2017

ÖZET : Kırsal Kalkınma ve Yatırımların Desteklenmesi Programı Çerçevesinde davacı şirket ile Batman Gıda, Tarım ve Hayvancılık (Tarım) İl Müdürlüğü arasında imzalanan  "Hibe Sözleşmesi" hükümlerine uyulmadığı gerekçesiyle, sözleşmenin feshi ile teminatın irat kaydedilmesine ilişkin işlemin iptali  istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

 

Davacı            : D.G. İnş. Pet. Demir Çelik Taah. Nak.San.Tic.Ltd.Şti.

Vekili              : Av. T.İ.

            Davalılar         : 1- Tarım ve Köyişleri Bakanlığı

            Vekili              : Av. N.A.

                                     2- Batman Valiliği (Tarım İl Müdürlüğü)

 

O  L  A  Y      : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olduğu şirket ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı arasında 24/03/2009 tarihinde imzalanan toplam 22 maddelik sözleşme gereğince Un Fabrikası Tesisi projesi hibe sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereğince yatırım projesi, hibe sözleşmesi imzalandıktan sonra 18 ay içerisinde tamamlanacağını, bu süre içinde tamamlanmayan projeler yatırımcı tarafından 6 ayı aşmamak üzere il müdürlüğünce verilecek sürede tamamlanır hükmü bulunduğunu, proje kapsamında bulunan 100.000,00 TL civarında makine ekipmanını kendi öz kaynakları ile yapmayı müvekkili şirketin taahhüt ettiğini, bu nedenle Bakanlığın hibe miktarı olan 250.000,00 TL"den 150.000,00 TL"ye düştüğünü, bu nedenle sözleşme gereğince davalı tarafından hibe miktarının %10"unun 15.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin projede belirtilen tüm hususları uygun olarak tamamladığını, şirketin kendi öz kaynakları ile yaklaşık 3.200.000,00 TL para harcayarak bina ve makine ekipmanlarını tamamladığını 40-50 kişinin istihdam edildiğini, şirketin davalı idareden herhangi bir ödeme almadığını, idareyi herhangi bir zarara uğratmadığını ileri sürerek, sözleşme hükümlerinin uygulanarak hibe miktarının ödenmesi ve müvekkiline ait 50.000,00 TL"lik teminat mektubunun hâzineye irat olarak kaydedilmemesi gerektiğini belirterek tedbir kararı verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

BATMAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 14.12.2011 gün ve E:2011/312, K:2011/806 sayı ile, taraflar arasında hibe sözleşmesinin imzalandığı, idare ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşmenin idari bir kararla yapılmış olduğu, idarenin kamu gücünü kullanarak sözleşmeyi ve sonundaki uzatmaları yaptığı, fesih işleminin idari işlem olduğu, kararın kurum tarafından kamu gücü kullanılarak tek taraflı olarak alındığı, hibe sözleşmesinin özel hukuka yönelik olmadığı, İl Müdürlüğü tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak fesh edildiği dikkate alındığında davaya bakmanın idari yargı yerlerine ait olduğu gerekçesiyle davanın yargı yolu bakımından reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Batman İdare Mahkemesi : 13.3.2013 gün ve E:2012/106, K:2013/376 sayı ile,  davacı şirket tarafından yapılacak olan Un Fabrikası için istenen 250.000,00 TL"nın idarece hibe edilmesini kapsayan ve taraflar arasında akdedilen Hibe Sözleşmesi"nin 5. maddesinde öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmediği hususunun sabit olması nedeniyle, sözleşmenin feshi ile yatırılan kesin teminat mektubunun Hâzineye irat kaydedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddine karar vermiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Danıştay 10. Daire: 11.5.2016 gün ve E:2013/5428, K:2016/2561 sayı ile, Batman Tarım İl Müdürlüğü ile davacı arasında imzalanan hibe sözleşmesinin özel hukuk hükümlerine tabi olduğu hususunda bir duraksama bulunmadığı; herhangi bir sözleşmenin idari sözleşme sayılabilmesi için; sürekli bir kamu hizmetinin görülmesi amacını taşıması, taraflardan birinin idare olması ve kamu hukukuna özgü, kamu hukukundan doğan şart ve hükümlerin sözleşmede yer almasının zorunlu olduğu; oysa, hibe sözleşmesinde, taraflardan birinin idare olması dışındaki diğer koşulların hiçbirinin bulunmadığı; bu durumda, özel hukuk hükümlerine tabi hibe sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevinde bulunduğu, İdare Mahkemesince, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle verilen kararda, usul hükümlerine uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.

BATMAN İDARE MAHKEMESİ: 12.12.2016 gün ve E:2016/1190 sayı ile, bozma kararına uyarak, özel hukuk hükümlerine tabi hibe sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün özel hukuk hükümlerine göre adli yargıda çözümlenmesinin gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle, 2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesince bir karar verilmesine kadar yargılamanın ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 20.02.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığın esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Kırsal Kalkınma ve Yatırımların Desteklenmesi Programı Çerçevesinde davacı şirket ile Batman Gıda, Tarım ve Hayvancılık (Tarım) İl Müdürlüğü arasında imzalanan  "Hibe Sözleşmesi" hükümlerine uyulmadığı gerekçesiyle, sözleşmenin feshine ve 50.000,00 TL tutarındaki teminatın irat kaydedilmesine ilişkin 16/05/2011 tarih ve 7081 sayılı  işlemin iptali  istemiyle açılmıştır.

18/4/2006 tarihli ve 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun Amaç başlıklı 1. Maddesinde;

“Bu Kanunun amacı; tarım sektörünün ve kırsal alanın, kalkınma plân ve stratejileri doğrultusunda geliştirilmesi ve desteklenmesi için gerekli politikaların tespit edilmesi ve düzenlemelerin yapılmasıdır.” denildikten sonra;

            Aynı Kanunun ‘Kapsam’ başlıklı 2. Maddesinde; “Bu Kanun, tarım politikalarının amaç, kapsam ve konularının belirlenmesi; tarımsal destekleme politikalarının amaç ve ilkeleriyle temel destekleme programlarının tanımlanması; bu programların yürütülmesine ilişkin piyasa düzenlemeleri, finansman ve idarî yapılanmanın tespit edilmesi; tarım sektöründe uygulanacak öncelikli araştırma ve geliştirme programlarıyla ilgili kanunî ve idarî düzenlemelerin yapılması ve tüm bunlarla ilgili uygulama usûl ve esaslarını kapsar.” şeklindeki düzenleme ile, tarımsal politika, plan ve programların 5488 sayılı Kanun  çerçevesinde yapılacağı belirlenmiş, aynı kanunun 7. maddesi ile de bu görev Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na verilmiştir. (6/4/2011 tarihli ve 6223 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan 639 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak adı değiştirilmiştir.)

            Bu kapsamda Tarım Bakanlığı tarafından, davaya konu sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte olan, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Çerçevesinde Tarıma Dayalı Yatırımların Desteklenmesi Hakkında 2008/19 sayılı tebliğin hazırlandığı ve 29.4.2008 gün ve 26861 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği anlaşılmıştır.

2008/19 Sayılı Tebliğin “Amaç” başlıklı 1. Maddesinde, “(1) Bu Tebliğin amacı; “Doğal kaynakların korunmasını dikkate alarak, kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal üretim ve tarımsal sanayi entegrasyonunun sağlanması, tarımsal pazarlama altyapısının geliştirilmesi, gıda güvenliğinin güçlendirilmesi, kırsal ilanda alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması, basınçlı sulama sistemlerinin geliştirilmesi, yürütülmekte olan kırsal kalkınma çalışmalarının ekinliklerinin artırılması ve kırsal toplumda belirli bir kapasitenin oluşturulmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.” denilmek suretiyle çıkarılan tebliğ ile kırsal alanlarda gelir düzeyinin arttırılması, tarımsal üretim ve tarıma dayalı entegrasyonun arttırılması işletmelerin desteklenmesi gibi yöntemlerle tarımsal faaliyetlerin desteklenmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.

Tebliğde bu amacı gerçekleştirmeye yönelik hibe sözleşmelerine de yer verilmiş ve 4/d maddesinde hibe sözleşmesi; proje sahipleri ile il müdürlüğü arasında imzalanan ve hibeden yararlanma esasları ile tarafların yetki ve sorumluluklarını düzenleyen sözleşme olarak tanımlanmıştır;

“Hibe Sözleşmesi” başlıklı 39. maddede; “(1) Hibe sözleşmesi, il müdürleri ile proje başvurusunda bulunan yatırım sahipleri arasında akdedilir,

Hibe sözleşmesi içerik ve formatı Bakanlık tarafından yayımlanan uygulama rehberinde tüm taraflara önceden duyurulur.

Proje sahiplerinin hibe kaynaklarından yararlanabilmesi için hibe sözleşmesini imzalaması önkoşuldur.

Kendilerine yapılan bildirimi takip eden üç ay içerisinde il müdürlükleri ile hibe sözleşmesi imzalamayan veya hibe sözleşmesi eki dokümanları tamamlayamayan yatırımcıların proje başvuruları ve bunlara ilişkin değerlendirme sonuçları iptal edilir.

Yatırımcı tarafından teslim edilen hibe sözleşmesi ve proje dosyası il müdürlüklerince incelenir ve uygun bulunursa yatırımcıya teminatla ilgili belgeyi ibraz etmesi kaydıyla projesinin onaylandığı bildirilir.

Proje uygulamadan vazgeçen, projesi reddedilen ve belirtilen süresi dahilinde hibe sözleşmesini imzalamayan yatırımcıların yerine yedek listeden sırasıyla Tebliğ tarihinden itibaren üç aylık süre verilmek şartıyla hibe sözleşmesi imzalamaya davet edilir.” denilmek sureti ile hibe sözleşmesinin içerik ve formatı Tarım Bakanlığı tarafından önceden duyurularak ve ilgililer bu şartları taşıyacak hibe sözleşmelerini imzalamadıkları müddetçe kendilerine hibe yardımı yapılmayacağı ortaya konulmuştur. Görüldüğü üzere bu düzenlemelerde sözleşme üzerine görüşme yapma, karşılıklı uzlaşı ile maddeleri belirleme gibi, tarafları özgür iradesi ve sözleşme serbestisine dayalı imkanlar tanınmamakta ve idarenin tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedebileceği hibe miktarını azaltabileceği veya geri ödemesini talep edebileceği hususları düzenlenmiştir;

“Proje Uygulamalarının İzlenmesi” başlıklı 44. maddesinde; “(1) Proje sahipleri, hibe sözleşmesi akdinden sonra, teklif ve kabul edilen projeyle hibe sözleşmesi hükümlerine göre projeyi uygulamaya başlar.

(2) Projelerin uygulamalarının kontrolü ve izlenmesi, il proje yürütme birimlerince yapılır. Bu birimler gerek olması durumunda ilgili kamu kurumu elemanları ile takviye edilir.

Proje uygulamalarının kontrolü ve izlenmesi ihtiyaç duyulduğunda Genel Müdürlükçe de yapılır.

Proje uygulamalarının hibe sözleşmesi hükümlerine uygun olarak yürütülmediğinin tespiti halinde, proje sahiplerine on gün içerisinde uygulamaların hibe sözleşmesi hükümlerine uygun olarak yürütülmesi konusunda il müdürlüğü tarafından bir ihtar yazısı yazılır ve konu hakkında Genel Müdürlük bir hafta içerisinde bilgilendirilir.

Yazının karşı tarafa Tebliğ tarihini izleyen bir ay içerisinde projenin hibe sözleşmesi hükümlerine uygun olarak yürütülmediğinin tespit edilmesi halinde, hibe sözleşmesi fesih süreci il müdürlüğü tarafından başlatılır ve Bakanlık bilgilendirilir.” denilmek sureti ile de,  projeye başlaması ve projenin ilerlemesi aşamalarında, il proje yürütme birimleri tarafından denetlemelerin yapılacağı, hibe sözleşmesinin gereklerinin yerine getirilmemesi durumunda ise sözleşmenin feshine ilişkin idari prosedürün başlatılacağı belirtilmiş, bu şekilde idarenin tek taraflı denetim yetkisi düzenlenmiştir;

Denetim başlıklı” 53. maddesinde; “(1) Program kapsamında yapılan tüm işlemler Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından denetlenir. Bu denetimler sırasında yapılan işlemlere ait talep edilen tüm bilgi ve belgeler kendilerine sunulur.”  denilmek sureti ile proje kapsamında yapılacak işlemlerin Tarım Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından gerçekleştirileceği belirtilmiştir.

Ayrıca davaya konu sözleşme maddeleri incelendiğinde; 4. Maddesinin 8. Bendinde; “Yatırımcılarca gerçekleştirilecek projelerin amaçlarına uygun olarak yapılmasından, uygulamaların hibe sözleşmesinde belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilmesinin izlenmesinden, İl Müdürlükleri sorumludur.” denilmek sureti ile, sözleşme konusunda denetim yetkisinin Bakanlığa bağlı il müdürlüklerinde olduğunu belirtilmiştir;

Yine sözleşmenin 14. maddesinin 1. fıkrasında; idarenin sözleşmeyi herhangi bir bildirimde bulunmasızın tek taraflı fesih yetkisine yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket ile davalı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Adına Batman Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü arasında 24/03/2009 tarihinde Hibe Sözleşmesi imzalandığı, Hibe Sözleşmesinin tarafı davacı şirket, sözleşmede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmediğinden aynı sözleşmenin 5.5 ve 14.2 maddelerine göre sözleşmenin, davalı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Adına Batman Gıda,Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü tarafından tek taraflı olarak feshedildiği ve sözleşmenin 14.3 maddesine dayanılarak Davacı D.G. İnşaat Petrol Demircilik Taahhüt Nakliye Sanayi Ticaret Limited Şirketi / Hanifı Akgül / Şirket Müdürü’nün sözleşme öncesi vermiş olduğu ve Halk Bankası A.Ş. Batman Şubesinden almış olduğu 50.000,00 TL’lik teminat mektubunun hazine adına irat olarak kaydedildiği ve bu işlemlerin iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İdari sözleşmeler, taraflarından en az birisi bir kamu tüzel kişisi olan ve bir kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin ve/veya özel hukuku aşan birtakım hükümler içeren sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır. Bu çerçevede, bir kamu hizmetinin kurulması ve/veya işletilmesi için yapılan idarî sözleşmeler, gerek hizmetin yürütülmesini sağlamak için hizmeti yapanlara kamu gücüne dayanan kimi yetkiler tanıması, gerekse idarenin, hizmetin düzenli ve istikrarlı biçimde yürütülmesini sağlamak için denetim ve gözetim yetkisine sahip olması yönlerinden özel hukuk sözleşmelerinden ayrılmaktadır.

Davaya konu sözleşme bu itibarla ele alındığında, tarımsal kalkınma gibi kamu düzenini yakından ilgilendiren bir konuda yapılması, sözleşmeye ilişkin içerik ve şartların sözleşme öncesinde Bakanlık tarafından hazırlanmış olması ve diğer tarafın bu şartlara uygun sözleşme ibrazı ile talebinin dikkate alınabilmesi, sözleşmenin devamı süresince idarenin denetim ve teftiş yetkilerinin bulunması, herhangi bir eksiklik halinde sözleşmenin tek taraflı olarak feshine karar verebilmesi ve nihayet, sözleşme gereğinin yerine getirilmemesi ya da haksız olarak hibe ödemesi yapılması halinde iadesi istenen miktara 6183 sayılı Kanun’da düzenlenen gecikme faizi oranının uygulanmasının öngörülmüş olması nedenleri ile, sözleşmenin sınırları yargı kararları ile belirlenen idari sözleşme niteliklerini taşıdığı sonucuna varılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde; idari yargının görev alanının, idari işlem ve eylemler ile genel hizmetlerden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklardan doğan davalara bakmakla sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.

Her ne kadar,  taraflar arasındaki hibe sözleşmesinin 15. maddesinde; “Bu hibe sözleşmesi, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına tabidir. Yasal bir anlaşmazlık durumunda Batman Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiş ise de, söz konusu düzenleme görev ya da yargı koluna ilişkin olmayıp, mahkemelerin yer yönünden yetkisini belirlemeye yönelik bir düzenlemedir. Bu nedenle görevli yargı yerinin belirlenmesi açısından bir saptayıcılığı bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Batman İdare Mahkemesinin başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

S O N U Ç  : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Batman İdare Mahkemesinin 12.12.2016 gün ve E:2016/1190 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 20.02.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri 

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

 Yüksel

 DOĞAN

 

Hemen Ara