Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3097 Esas 2022/502 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3097
Karar No: 2022/502
Karar Tarihi: 02.02.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3097 Esas 2022/502 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, 3. kişi tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı, yükleniciden bağımsız bölüm satın aldığını ancak tapu alamadığını ileri sürerek davalılar adına olan payların iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece davacı lehine karar verilmiş, ancak asıl davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin bozma kararı ile eksik iş bedeli, iskan ruhsatı alım gideri ve SGK borcunun belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği hükmedilmiştir. Yapılan inceleme sonucunda davacının talep ettiği miktarın 43.725,00 TL olduğu tespit edilmiş ve mahkemece bu miktarın davalıya ödenmesi kararlaştırılmıştır. Ancak Yargıtay, asıl davalı arsa maliki aleyhine verilen vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının bu şekilde düzeltilerek onanmasına hükmetmiştir.
Kanun maddeleri:
- 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi
- 1086 sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi
6. Hukuk Dairesi         2021/3097 E.  ,  2022/502 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen dosyada tapu iptali ve tescil davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde asıl davada davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Dava yükleniciden bağımsız bölüm satın alan 3. kişinin açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Davacı davasında, 10.05.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenici ... Ltd. Şti.’ne bırakılması kararlaştırılan 1557 ada 15 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın 1. kat 1 numaralı bağımsız bölümünü tarihsiz adi yazılı sözleşmeyle temlik aldığını, üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, ancak tapuyu halen alamadığını ileri sürerek, davalılar adına olan payların iptali ile adına tescilini talep ve dava etmiştir.
    Asıl davalı arsa maliki savunmasında, dava konusu taşınmazın kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yükleniciye düşeceğinin kararlaştırıldığını, ancak yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini, inşaatın yaklaşık %65-70 seviyesinde kaldığını ileri sürerek davanın reddini istemiş, birleşen davalı yüklenici şirket, tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonrasında, tapu iptali ve tescil talebinin birleştiren dosyayla birlikte kabulüne karar verildiği, verilen kararın asıl davalı ... vekilince temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 14/06/2012 tarih ve 2012/7721 Esas, 2012/8429 Karar sayılı ilamı ile; “Mahkemece yapılması gereken iş, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında iskan ruhsatı alınması ve eksik iş bedelinden kaynaklanan, arsa sahipleri lehine hüküm altına alınacak olan yüklenici borçlarını tespit ettirmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırmak, tespit edilecek miktar davacı tarafından depo edilirse şimdiki gibi davayı kabul etmek, aksi halde davayı reddetmek olmalıdır" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bozma öncesi mahallinde keşif yapılarak düzenlenen bilirkişi raporu ile inşaatın tamamlanma oranının %90 olduğunun tespit edildiği ve bu hususun kesinleştiği, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda bilirkişi incelemesi ve kurumlara yazılan müzekkereler neticesinde tespit edilen eksik iş bedeli 16.875,00 TL, iskan ruhsatı
    alım gideri 3.300,00 TL, SGK borcu 23.550,00 TL olmak üzere toplam 43.725,00 TL bedelin mahkemece verilen süre içinde davacı vekili tarafından mahkeme veznesine depo edildiği, bu doğrultuda mahkemece “asıl ve birleşen dava yönünden davanın kabulü ile 1.kat 1 numaralı bağımsız bölüme ait davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile, davacı ... adına tapuya tesciline, eksik iş bedeli 43.725,00 TL'nin davalı ...'e ödenmesine” karar verilmiştir.
    İşbu karara karşı asıl davalı ... vekili süresinde temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre asıl davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Dava konusu bağımsız bölümün davalı arsa maliki adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tesciline yönelik ilk derece mahkemesi kararı isabetli ise de bilirkişi raporuna göre inşaatın %90 oranında tamamlandığı ve Dairemizin yerleşik uygulaması gereği katlanabilir seviyede olduğu, asıl ve birleşen davalılar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinde anahtar teslim şartı ile son bağımsız bölümün yapı kullanma izin belgesi alınıp SGK’dan ilişiksizdir belgesi alınması ile devredileceğinin kararlaştırıldığı, dava konusu bağımsız bölümün teminat dairesi olduğu görülmekle, asıl davalı arsa maliki dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazı davacıya vermemekte haklı olduğundan davalı arsa maliki davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olup, bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağından yerel mahkemece davalı arsa maliki aleyhine vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de; yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılması gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca yerel mahkeme kararına bu gerekçenin de eklenerek hükmün bu hali ile düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle asıl davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca asıl davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının 5. bendindeki “davalıdan” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “davalı şirketten” ibaresinin yazılmasına, yerel mahkeme kararının değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde asıl davada davalı ...'e iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 02.02.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara