Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2015/235 Esas 2015/250 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2015/235
Karar No: 2015/250

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2015/235 Esas 2015/250 Karar Sayılı İlamı

                     T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2015 / 235

            KARAR NO : 2015 / 250

            KARAR TR   : 6.4.2015

 

ÖZET : Davacı tarafından, kamulaştırılmaksızın el atılan taşınmazın bedelinin davalıdan tazmini istemi ile açılan davanın; dava konusu taşınmazın imar planında yol, park ve otopark olarak ayrılması ve taşınmaza fiilen yol geçirilmek sureti ile el atılması nedenleri ile haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacılar         : 1.A.Ç. 

                          2.M.Ş.O.

Vekili              : Av.F.Y.  

Davalı             : Batman B.B.

Vekili              : Av.M.E.B. 

               

O L A Y          : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin hissedarı oldukları Batman  ili İluh Köyü Mahar mevkii 7309 parsel nolu taşınmazın 2000 yılında imar uygulamasına tabi tutulduğu ve yapılan uygulama sonucunda taşınmazın 12.282 m² lik kısmının imar uygulamasına alınarak %34,26’sının düzenleme ortaklık payı (DOP) olarak kesildiğini, taşınmazın geri kalanı olan 12.926 m² lik kısmının ise ifraz edilerek 16354 numaralı parsel olarak tapuya tescil edildiğini, ifraz edilip tapuya işlenen 16354 numaralı taşınmazın 5.190,64 m² lik kısmına davalı belediye Başkanlığınca yol geçirilmek suretiyle el atıldığını ve taşınmazın 3451,5 m² lik kısmının ise imar planında park, otopark ve sair alan olarak gösterilmek suretiyle 2000 yılından bugüne kadar kamulaştırma işlemi yapılmayan taşınmaz üzerindeki haklarının kısıtlandığını belirterek; fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik Batman ili Merkez ilçesi İluh Köyü Mahar mevkii 16354 parsel nolu taşınmazın taraflarınca kullanılması mümkün olmadığından ilgili taşınmazın bedeli olan 621.270,00 TL’nin idareye yapılan başvuru tarihinden (16.05.2013) itibaren işleyecek kamu alacakları için ön görülen en yüksek faiziyle davacılara ödenmesine karar verilmesi istemi ile idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Batman Belediye Başkanlığı vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunmuştur.

Batman İdare Mahkemesi: 13.10.2014 gün ve 2013/3246 Esas sayılı kararı ile aynen; “Dosyanın incelenmesinden; davacıların maliki olduğu Batman İli, Merkez, İluh Mahallesi (Köyü), 16354 parsel sayılı taşınmazın 8.510,71 m2"lik kısmının 1/1000 ölçekli uygulama imar plânında "yol ve park alanı" olarak ayrılmasına rağmen, 2000 yılından bu yana kamulaştırılmaması nedeniyle, taşınmazın kamulaştırılarak bedelinin ödenmesi, eşdeğer bir taşınmazla takas edilmesi ya da imar plânında değişiklik yapılmak suretiyle mağdur iy et inin giderilmesi istemiyle yapılan başvurusunun zımnen reddedilmesi üzerine, taşınmaz bedeli olarak 621.270,00 TL"nin tazminine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda; imar plânı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1 -b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında çözümlenmesi görevinin idari yargı yerlerine ve dolayısıyla Mahkememize ait olduğu sonucuna varılmaktadır.

Nitekim, aynı konuyla ilgili olarak 07/12/2012 tarih ve 28490; 12/02/2013 tarih ve 28557 sayılı Mükerrer; 26/02/2013 tarih ve 28571 sayılı Mükerrer; 18/04/2013 tarih ve 28622 sayılı Mükerrer Resmi Gazetelerde yayımlanan Uyuşmazlık Mahkemesi kararları da bu yöndedir.” denilmek suretiyle; davalı Batman Belediye Başkanlığı"nın görev itirazının reddine, davanın görüm ve çözümünde idari yargının görevli olduğuna karar vermiştir.

Davacı vekili 21.10.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dosyası kapsamında yapılan keşif işlemi, bu keşif sonucunda verilen bilirkişi raporu ve daha sonra talepleri üzerine aldırılan ek rapor doğrultusunda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, dava dilekçesinde belirtilen 621.270,00 TL dava değerinin 1.162.024,50 TL ye çıkarma talebinin kabulü ile belirlenen 1.162.024,50 TL’nin idareye başvuru tarihi olan 16.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek kamu alacakları için ön görülen en yüksek faizle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.  

Davalı Batman Belediye Başkanlığı vekilinin, adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; 08.02.2015 gün ve 2014/399917 sayılı yazısında “Dava dosyasının incelenmesi sonucunda; Batman ili Merkez İluh Mahallesi (Köyü) 16354 parsel sayılı taşınmazın maliki olan davacılar tarafından, anılan taşınmazın 8510,71 m2"lik kısmının 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "yol ve park alanı" olarak ayrılmasına rağmen, 2000 yılından bu zamana kadar kamulaştırma yapılmadan davacıların taşınmaz üzerindeki haklarının kısıtlandığı anlaşılmaktadır.

Her ne kadar davacıların dava ve cevap dilekçelerinde, 8510,71 m2"lik alanın, fiilen el atılmayan 3451,5 m2"lik boş durumdaki alan için talepte bulundukları anlaşılmışsa da, Yargıtay Beşinci Hukuk Dairesinin 2007/13728 E, 2008/546 K sayılı 29/01/2008 günlü kararında da işaret edildiği gibi, imar planında kamusal amaçla ayrılan bölümün bir kısmına fiilen el atılması halinde bu bolumun tamamının mülkiyet hakkının sınırlandırıldığı ve mülkiyet konusunda tasarrufun olanaksız hale geldiği konusunda tartışma bulunmamaktadır.

Belediye yönetimlerinin 3194 sayılı imar Kanununun 8 ve 18. maddelerinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu, bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı alanında halledilmesi gerektiği tartışmasızdır. Ancak, 3194 sayılı Kanunun 10. maddesinin "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur./ İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmü ile uygulama imar planlarında kamu yararına ayrılan yerlerin kamulaştırılmasını öngörmektedir.

Davaya konu olayda, davacıların maliki olduğu taşınmazın yol ve park alanı olarak ayrılmasına rağmen idare tarafından yasada öngörülen süreyi de aşkın uzun bir süre kamulaştırma işlemlerine başvurulmadığı gibi, bir bölümünden yol geçirilmek suretiyle taşınmaza inlen el atıldığı, bu suretle davacıların taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkının "kısıtlandığı anlaşılmaktadır. Yargıtay Içtihadi Birleştirme Kurulunun 11/2/1959 günlü, 1958/1/ H, 1959/15 K sayılı kararında, kamulaştırmasız el atma kavramı “İdarenin kanunsuz bir hareketi” olarak tanımlanmış ve bu eylemden kaynaklanan davaların mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davası mahiyetinde olduğu ve bu bakımdan adli yargının görevli olduğu kabul edilmiştir. Davalı idarenin imar mevzuatı hükümlerine tam uygun olmayan ve hareketsizlikle beraber kısmen ve fiilen araziye yönelik tecavüzünün kamulaştırmasız el atma temelinde haksız fiilden kaynaklanan ve adli yargının görev alanına giren bir dava olduğu açıktır.

Açıklanan nedenlerle, açılan davanın adli yargı yerinde görüm ve çözümü gerekmektedir.” demek suretiyle  2247 sayılı Yasa"nın 10 ve 13. maddeleri uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK,  Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 6.4.2015 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME:

Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa"nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Batman Belediye Başkanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı"nca, davalı Batman Belediye Başkanlığı bakımından 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların taşınmazına, yol, park, otopark ve sair alan olarak fiilen el atılması nedeni ile, taşınmazın kamulaştırılarak bedelinin ödenmesi, eşdeğer bir taşınmazla takas edilmesi yada imar planında değişiklik yapılmak suretiyle mağduriyetlerinin giderilmesi istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun zımnen reddedilmesi üzerine, taşınmaz bedeli olarak 1.162.024,50 TL’nin davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek kamu alacakları için ön görülen en yüksek faizle davacılara ödenmesi istemi ile açılmıştır.

Mahkememizce yapılan inceleme neticesinde, Batman Belediye Başkanlığı’nın 17.02.2014 gün ve M.72.2.BAT.0.13-571/628-1215 sayılı yazısı ile dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin herhangi bir çalışmanın bulunmadığının belirtildiği, Teknik Bilirkişiler Cahit Karabulut ve M.Ali Oduncu ile Mülk Bilirkişisi Ayhan Türeli’nin mahkemeye sundukları 17.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda; “05.04.2013 tarihli Fen Bilirkişisi Nusrettin Akdağ’ın sunduğu rapora göre;

16354 parsel numaralı taşınmazın: B ile gösterilen 2025,40 m2 ve C ile gösterilen 2295,39 m² lik kısmın imar planında konut olarak göründüğü, A ile gösterilen 37,57 m² ve D ile gösterilen 46,93 m² lik kısmın konut olarak göründüğü (Artık parseller), Fiili zeminde boş olarak görünen 2751,78 m² lik Park1 ile 282,86 m²  lik Park2 olan toplam 3034,64 m² lik kısımların imar planında park olarak göründüğü,  Fiili zeminde boş olarak görünen OP ile gösterilen 285,43 m² lik kısmın imar planında otopark olarak göründüğü, parselin yukarda belirtilen kısımları dışında kalan 5190,64 m² lik kısımların zeminde ve  imar planında yol olarak kullanıldığı; Sonuç olarak 16354 nolu parselin imar planına göre yol, park ve otopark olarak görünen kısımların toplam alanı 8510,71 m² olduğu bu durumda parselin % 65,89 m ² lik kısmının kamuya ayrılan yerlerden olduğu tespit edilmiştir.” denilmektedir.

Hal böyle iken dava konusu taşınmazın imar planında yol , park ve otopark olarak ayrıldığı ve taşınmaza fiilen el atıldığı anlaşılmaktadır.

Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazlardan bir tanesine fiilen el atılması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde,  “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanunu’na uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

İdarenin dava konusu 16354 parsel numaralı taşınmaza kamulaştırmasız el atması karşısında, bu taşınmaz bakımından el atmadan doğan zararın tazminine yönelik olan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Batman Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının Batman İdare Mahkemesi’nce reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı Batman Belediye Başkanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE ilişkin Batman İdare Mahkemesi’nin 13.10.2014 gün ve 2013/3246 Esas sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 6.4.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

 

Hemen Ara