Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2013/1529 Esas 2013/1706 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2013/1529
Karar No: 2013/1706

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2013/1529 Esas 2013/1706 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2013/1529 E.  ,  2013/1706 K.
  • 2918 SAYILI KARAYOLLARI TRAFIK KANUNUNDAN KAYNAKLANAN SORUMLULUK DAVASININ, ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 14

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

                Davacı     : S.Y.

                Vekili      : Av. V.V.

                Davalı      : Milli Savunma Bakanlığı

                Vekili      : Av. R.K. 

O L A Y  : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının oğlu B.Ç.’nun  25.11.2005 günü  saat 18:00 sıralarında, Bursa İli Soğukkuyu Mahallesi, Hürriyet Caddesi üzerinde, N.D.’un sevk ve idaresindeki 16...... plakalı aracın çarpması neticesinde hayatını kaybettiğini; müteveffanın askeri görevini ifa ettiği sırada olayın yaşandığını; N.D.‘nun, taksirle ölüme neden olmak suçundan dolayı Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2005/121 Esas, 2006/281 Karar sayılı kararı ile  mahkumiyetine hükmedildiğini; olay öncesinde davacının eşinden boşanmış olduğunu ve oğlu müteveffa B.Ç.’nun  manevi desteği ile yaşamını sürdürdüğünü; yaşanan ölüm olayı nedeni ile müvekkilinin manevi yönden zarar gördüğünü belirterek; 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi istemi ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi; 05.04.2011 gün ve 2006/313 Esas, 2011/93 Karar sayılı kararı ile; mahkemenin benzer nitelikteki 2008/435 Esas sayılı dosyasının davalı vekilinin talebi üzerine Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gittiğini ve Uyuşmazlık Mahkemesi’nce davalı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin, mahkemenin 07.04.2009 tarih ve 2008/435 Esas sayılı kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiğini, bu nedenle inceleme konusu davada da idari yargının görevli olduğunu belirterek;  davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 4. İdare Mahkemesi;  09.12.2011 gün ve 2011/1308 Esas, 2011/1735 Karar sayılı kararı ile; 1602 sayılı Yasa gereğince asker kişi hakkında, Muhabere Onbaşı görevini ifası sırasında gerçekleşen olay nedeni ile talep edilen tazminat hakkında yargılama yapma ve karar verme görevinin Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde olduğunu belirterek; idari yargının görevli olduğuna hükmedildiği, bu nedenle söz konusu davada görev yönünden davanın reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez de Ankara 4. İdare Mahkemesi’nin görevsizlik kararı gerekçesine dayanarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde aynı istemle dava açmıştır.

Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Dairesi; 28.11.2012 gün ve Gensek No:2012/2775, Esas No:2012/1093, Karar No:2012/1102 numaralı kararı ile; davaya bakma görevinin, 2918 sayılı Kanun’un 110. Maddesi gereğince adli yargıya ait olduğunu belirterek; davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili tarafından, adli ve idari ve askeri idari yargı yerlerince verilen görevsizlik kararları nedeniyle oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 11.11.2013 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli, idari ve askeri idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari, adli, askeri idari yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

                II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN, Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Savcısı Halit ÜNKAZAN’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü ve yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının oğlu  Berkay Çeyrekbaşoğlu’nun, Bursa 1. Ordu Komutanlığı Marmara Güneyi Bağlı Birlikler Muhabere Işt. Tk. K.lığı’nda  askerlik görevini ifa ettiği sırada, 25.11.2005 günü saat 18:00 sularında  akşam yemeği için subay- astsubay lojmanları arasından  geçen sivil trafiğin işlediği 50 mmesafedeki kışlaya  dönmek üzere yaya geçidinden geçerken, hızlı seyreden özel plakalı bir aracın çarpması neticesi şehit olması nedeniyle davacının uğradığı manevi zararının giderilmesi istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları  Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının Karayolları nda can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun Karayolları nda uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; davacının oğlu Berkay Çeyrekbaşoğlu’nun Bursa 1. Ordu Komutanlığı Marmara Güneyi Bağlı Birlikler Muhabere Işt. Tk. K.lığı’nda  askerlik görevini ifa ederken 25.11.2005 tarihinde akşam yemeği için subay-astsubay lojmanları arasından  geçen sivil trafiğin işlediği 50 mmesafedeki kışlaya  dönmek üzere yaya geçidinden geçerken, hızlı seyreden özel plakalı bir aracın çarpması sonucunda vefat ettiği; davacı tarafından manevi tazminat istemi ile ilk olarak adli yargıda dava açıldığı; davanın Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin  05.04.2011 gün ve 2006/313 Esas, 2011/93 Karar  sayılı  kararı ile görev yönünden reddine karar verildiği; davacının bu kez aynı talep ile  idari yargıda dava açtığı, açtığı davanın Ankara 4. İdare Mahkemesi’nin 09.12.2011 gün ve 2011/1308 Esas, 2011/1735 Karar sayılı kararı ile görev yönünden reddedildiği; davacının, Ankara 4. İdare Mahkemesi’nin görevsizlik kararı gerekçesini de dikkate alınarak bu kez askeri idari yargıda dava açtığı, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Dairesi’nin de  28.11.2012 gün ve Gensek No:2012/2775, Esas No:2012/1093, Karar No:2012/1102 numaralı kararı ile davanın görev yönünden reddine karar verdiği; her üç mahkeme kararının da temyiz edilmeksizin  kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Belediye aleyhine idare mahkemelerinde açılan tazminat talepli tam yargı davalarında, İdare Mahkemeleri 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemelerinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 8.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı, 8.11.2012 gün ve E:2012/118, K:2012/170 sayı ve 28.05.2013 gün ve E:2013/59 K:2013/68 sayılı aynı içerikli kararları ile; “2918 sayılı Karayolları  Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir. Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” kararına varmıştır.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin benzer bir konuda İdare Mahkemesi’nin davaya bakmakla görevli bulunmadığı yolundaki kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin Karayolları nda, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05.04.2011 gün ve 2006/313 Esas, 2011/93 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 11.11.2013 gününde Üyelerden Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU VE OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi. 

KARŞI OY 

Davacıların kardeşi olan S.Ö."in jandarma olarak askerlik hizmetini ifası sırasında birliğinin sorumluluk sahasında bulunan KARAYOLU’nda meydana gelen trafik kazasına müdahale esnasında başka bir aracın çarpması sonucu vefat ettiği, iddiasıyla davacı kardeşlerinin olaydan duydukları üzüntü ve elem nedeniyle manevi tazminatın davalı idareden tahsili istemiyle İdari Yargıda dava açılmış,

İdare Mahkemesi yargılama sonucunda "uyuşmazlığın 2918 Sayılı Yasa"nın 110. maddesi gereğince Adli Yargıda çözümlenmesi gerektiği" gerekçesi ile yargı yolu yönünden davanın reddine, karar vermiş,

Kararın kesinleşmesi üzerine bu kez davacı vekilince aynı istekle Adli Yargıda dava ikame edilmiş.

Adli Yargıda yapılan yargılama sonucunda da "6100 Sayılı HMK"nın 3. maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, davanın İdarenin Hizmet Kusuruna dayalı olduğu, tam yargı davası niteliğinde bulunduğu, İdari yargıda açılması gerektiği" gerekçesi ile dava dilekçesinin yargı yolu yönünden reddine karar verilmiş,

Kararın kesinleşmesi üzerine 2247 Sayılı Yasa"nın 19.maddesi gereğince görevli yargı kolunun belirlenmesi için dosya Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı"na gönderilmiş,

Yüksek Mahkemece yapılan inceleme sonucunda "2918 Sayılı Yasa"nın 110.maddesi hükümleri gözetildiğinde davanın Adli Yargıda çözümlenmesi gerektiği" düşüncesi ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına, Adli Yargının görevli olduğuna oyçokluğuyla kesin olarak karar verilmiştir.

Sayın çoğunluğun uyuşmazlıkta Adli Yargıyı görevli kabul eden düşüncesine iştirak edilmesi mümkün değildir.

Zira; Davada, davalı İçişleri Bakanlığının hizmet kusuruna dayanılmaktadır.

Davalı İçişleri Bakanlığı murise çarpan ve ölümüne neden olan aracın işleteni değildir.

TC Anayasası"nın 125/son md. "idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu" kurala bağlanmış,

2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava çeşitleri arasında" sayılmıştır.

İdarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü esnada kişilere verdiği zararın ödetilmesine yönelik bulunan uyuşmazlık konusu davanın, olayda kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde esas alman idare hukuku kurallarına ve 2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. sayılan tam yargı davasında görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

Sayın çoğunluk, İdarenin hizmet kusuruna dayalı davada Adli Yargıyı görevli kabul eden görüşünde hukuki dayanak olarak 2918 Sayılı KTK 110/1 md. hükümlerini esas almıştır.

11.01.2011 gün 6099 Sayılı Yasa"nın 14. maddesi ile 2918 Sayılı KTK 110. maddesine eklenen 1 .fıkra ile "işleteni veya sahibi devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil bu kanundan doğan sorumluluk davaları Adli Yargıda görülür... " hükmü getirilmiştir.

Yasa hükmünde de görüldüğü üzere 2918 sayılı KTK 110/1 maddesi motorlu araç işletilmesinden doğan zararla ilgili açılan davada görevli mahkemeyi belirlemiş olup, eldeki davada sayın çoğunluk aksine motorlu aracın işleten veya sürücüsü aleyhine açılmış bir dava bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta davanın İçişleri Bakanlığının hizmet kusuruna dayanmasına,

2918 Sayılı Yasa"nın 110/1 md. motorlu araçların işletilmesinden doğan zararlardan dolayı işletenini hukuki sorumluluğunun Adli Yargıda görüm ve çözümünü düzenleme altına almasına,

Somut uyuşmazlığın anılan yasa hükmü kapsamında bulunmamasına,

Kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde, 2577 Sayılı IYTJK 2/1-b md. sayılan tam yargı davasında görüm ve çözümünde İdari Yargının görevli olmasına göre,

Uyuşmazlıkta Adli Yargıyı görevli kabul eden sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum. 

                                                                                                               Azlık Oyu

                                                                                                      Eyüp Sabri BAYDAR

Hemen Ara