Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/9-163 Esas 2009/76 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2008/9-163
Karar No: 2009/76

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/9-163 Esas 2009/76 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından bozulan ve Yerel Mahkemece tekrar incelenen bir davada, bozma gereği eylemli olarak yerine getirildiği için verilen son hükmün direnme kararı niteliği taşımadığına hükmetmiştir. Kararın temelinde, bozma nedenine uygun şekilde eylemli olarak işlem yapmanın, son kararın direnme kararı olmaktan çıkmasını sağladığı yatar. Bu nedenle de dosya, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ne gönderilerek incelemeleri için tekrar incelenmek üzere gönderilmiştir. Kararda, sanıkların hangi kanun maddeleri uyarınca cezalandırıldığına dair bir bilgi yer almamaktadır.
Ceza Genel Kurulu         2008/9-163 E.  ,  2009/76 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname : 100852
    Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : İSTANBUL 11. Ağır Ceza
    Günü : 09.11.2007
    Sayısı : 243-444

    Devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını ayırmaya yönelik eylemlerde bulunmak suçundan sanıklar R., F. ve A.’ın, 765 sayılı TCY’nın 125, 59/1, 5237 sayılı TCY’nın 53. maddeleri uyarınca, ayrı ayrı müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına, sanık Ş.’un ise 765 sayılı TCY’nın 125, 4959 sayılı Yasanın 4/c-1, TCY’nın 59/2, ve 5237 sayılı Yasanın 53. maddeleri uyarınca 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına ilişkin, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesince 03.03.2006 gün ve 200-39 sayı ile verilen kararın, kısmen kendiliğinden tabi olması ve sanıklar müdafiileri tarafından da temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 28.02.2007 gün ve 7857-1549 sayı ile;
    “Kısa kararın yer aldığı 03.03.2006 tarihli duruşma tutanağının bir ve ikinci sayfalarının ve gerekçeli kararın son sayfa dışındaki sayfalarının karara katılan üye hakimler tarafından imzalanmaması suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 232/4. maddesine muhalefet edilmesi” isabetsizliğinden hükmün diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel Mahkeme ise 09.11.2007 gün ve 243-444 sayı ile;
    “Hükümlerin nüshaları ve özetleri mahkeme başkanı veya hakim ile zabıt katibi tarafından imzalanır ve mühürlenir hükmünün eski 1412 sayılı CMUK’nun 268. maddesi ile içerik olarak bir farkının bulunmadığı, kaldı ki aynı Yargıtay Dairesinden onanarak geçen ve kanun hükmüne uygun olarak her sayfası başkan ve katip tarafından imzalanıp mühürlenmiş karar ve hüküm kısımları mahkeme hakimleri tarafından imzalanmış mahkememizin muhtelif kararları örnek olması sebebiyle dosya içerisine de konulmuş bulunması karşısında bozma ilamının usul ve yasaya uygun olmadığı” gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiş, ancak bu kez gerek kısa karar gerekse gerekçeli kararın tüm sayfaları mahkeme başkanı ve üyeler tarafından da imzalanmıştır.
    Bir kısım sanıklar yönünden kendiliğinden temyize tabi olan bu hükmün, sanıklar müdafileri tarafından da temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının “bozma” istekli 01.06.2008 gün ve 100852 sayılı tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilen dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, kısa kararın ve gerekçeli kararın tüm sayfalarının karara katılan tüm hakimler tarafından imzalanmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
    Ancak, incelenen dosya içeriğine göre;
    Bozmadan sonra yapılan yargılamada, Yerel Mahkemede karara katılan hakimlerin tamamı tarafından kısa kararın ve gerekçeli kararın bütün sayfalarının imzalanması suretiyle bozma kararının gereğinin yerine getirildiği anlaşılmaktadır.
    Görüldüğü gibi, bozmadan sonra yapılan yargılamada, bozma gereğinin eylemli olarak yerine getirilmiş bulunması karşısında, verilen kararın direnme hükmü niteliğinde olduğunun kabulü olanaksızdır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış kararlarında vurgulandığı üzere, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
    d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm; özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
    Somut olayda, bozma nedenine karşı eylemli uyularak gereğinin yerine getirilmesi karşısında, bu bozma nedeni yönünden Ceza Genel Kurulunca herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın, dosyanın eylemli uyma nedeniyle incelenmek üzere Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Saptanan eylemli uyma nedeniyle dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 31.03.2009 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara