Esas No: 2008/8-245
Karar No: 2009/49
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/8-245 Esas 2009/49 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname : 208024
Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
Mahkemesi : SAKARYA 1. Ağır Ceza
Günü : 15.05.2008
Sayısı : 147-156
6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan sanıklar R..A.. ve V.. B..’ın 6136 sayılı Yasanın 12/2-4-son, 5237 sayılı TCY’nın 62, 53 ve 54. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ilişkin Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 09.10.2007 gün ve 152-287 sayılı hükmün, sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 18.03.2008 gün ve 821-2419 sayı ile;
“Uygulanan yasa maddesinde düzenlenmesine karşın, sanıklar hakkında adli para cezasına hükmolunmaması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; ancak,
1- 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’ nun 2. maddesinin 1. fık¬ra¬sının (k) bendinde, toplu suçun aralarında iştirak iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kişi tara¬fından işlenen suç şeklinde tanımlanmış bulunması karşısında, 5237 sayılı TCY’nın 7/2. madde ve fıkrasına göre, sanıkların kanıtlanan eylemlerinde suçu toplu olarak işledikleri kabul edile¬me¬yeceğinden, eylemlerinin 6136 sayılı Yasanın 12/1. madde ve fıkrasında düzenlenen suçu oluştu¬ra¬cağının gözetilmemesi,
2- Dairemizce benimsenen ve süreklilik kazanan uygulamaya göre, 6136 sayılı Yasanın 12. maddesi uygulamasında 20.000"den fazla merminin sayısal bakımdan vahim olarak kabul edildiği gözetilmeden, sanıklar hakkında aynı maddenin 4. fıkrasının uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
3- Hükümden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasa ile 6136 sayılı Yasanın 12. madde¬sinin son fıkrasının yürürlükten kaldırılmış olması karşısında, suçta kullanılan otomobilin 5237 sayılı TCK.nun 54. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi zorunluluğu,
4- Suça konu tabanca ve şarjörünün müsaderesine karar verilmemesi...” isabetsizliklerin¬den bozulmuştur.
Özel Dairenin 2, 3 ve 4 nolu bozma nedenlerine uyan yerel mahkeme 15.05.2008 gün ve 147-156 sayı ile;
“...6136 sayılı Yasanın 12/2. maddesinin 5728 sayılı Yasa ile değişiklik yapılmadan ön¬ceki halinde ‘üçüncü fıkradaki hal dışında iki veya daha çok kişinin toplu olarak birinci fıkradaki yazılı suçları işlemeleri halinde 8 yıldan 12 yıla kadar ağır hapis ve 25.000 liradan 75.000 liraya kadar adli para cezasına hükmolunur’ düzenlemesinin bulunduğu, 23.01.2008 tarihinde 6136 sayılı Yasanın 12/2. maddesinde 5728 sayılı Yasanın 155. maddesi ile yapılan değişiklikte ise ‘birinci fıkrada yazılı suçları 4. fıkrada yazılı hal dışında iki veya daha çok kişinin birlikte işlemeleri halinde, failler hakkında 8 yıldan 15 yıla kadar hapis ve bin günden on bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur’ düzenlemesinin bulunduğu, 5252 sayılı Yasanın geçici birinci maddesine göre, diğer kanunların, 5237 sayılı TCK’ nun 1. kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya kadar ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanacağının düzenlendiği, bu düzenlemeye göre 6136 sayılı Yasanın 12/2. maddesi ile toplu suçun değil, silah kaçakçılığı suçunun birden fazla kişi tarafından işlen¬mesinin kamu yararı açısından daha vahim görülerek cezalandırıldığı ve cezada artırım nedeni olarak düzenleme yapıldığı, bu düzenlemenin toplu suç düzenlemesi olarak nitelendirile¬meye¬ceği, bu hususun TBMM tarafından 6136 sayılı Yasanın 12/2. maddesinde 5728 sayılı Yasının 155. maddesi ile yaptığı değişiklikte yine 2 veya daha fazla kişi tarafından silah kaçakçılığı yapılması suçlarını tek kişi ile yapılan kaçakçılık suçlarından ayrı düzenlemekle bu iradesini ortaya koyduğu, bundan dolayı burada düzenlenen suçun CMK’ nun 2/1-k maddesinde düzen¬lenen toplu suç dışında, ondan tamamen bağımsız, kendine özgü bir suç tipi olduğu ve ayrıca cezalandırmayı gerektirdiği anlaşılmakla, sanıkların silah ve mermi kaçakçılığı suçunu iki kişi olarak işlemiş olmaları karşısında, CMK ve TCK ya göre özel kanun niteliğinde olan 6136 sayılı Yasanın 12/2. maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği kanaatine varılmış olup, 5252 sayılı Kanunun geçici 1. maddesindeki 6136 sayılı Yasanın 12/2. maddesinin aksine bir düzenleme yapılana kadar 31.01.2008 tarihine kadar geçerli olduğu…” gerekçesiyle 1 nolu bozma nede¬nine direnmiştir.
Bu hükmün de sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının 13.11.2008 gün ve 208084 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerek¬çelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca yürürlükte olan 1412 sayılı CYUY’nın 318. maddesinde, Ceza Genel Kuru¬lunda incelemenin duruşmalı yapılabileceğine ilişkin bir hüküm yer alma¬dığından, sanıklar müdafiilerinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına dair isteminin CYUY’nın 318. mad¬desi uyarınca reddine karar verildikten sonra dosya üzerinden yapılan incelemede;
Yerel mahkeme satmak amacıyla yurda ateşli silahlara ait mermilerin sokulması suçunun iki kişi tarafından toplu olarak işlenmiş olması nedeniyle sanıkların eylemini 6136 sayılı Yasanın 12/2. maddesi kapsamında kabul etmiş, Özel Daire “5271 sayılı CMK.nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (k) bendinde, toplu suçun aralarında iştirak iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kişi tarafından işlenen suç şeklinde tanımlanmış bulunması karşısında, 5237 sayılı TCY’nın 7/2. madde ve fıkrasına göre, sanıkların kanıtlanan eylemlerinde suçu toplu olarak işledikleri kabul edilemeyeceğinden, eylemlerinin 6136 sayılı Yasanın 12/1. madde ve fıkrasında düzenlenen suçu oluşturacağı” gerekçesiyle hükmü bozmuş, yerel mahkeme ise ilk hükmünde direnmiştir. Görül¬düğü gibi somut olayda çözümü gereken uyuşmazlık, 6136 sayılı Yasanın 12/1. maddesinde düzen¬lenen suçun iki kişinin katılımıyla işlenmesi halinde eylemin toplu olarak işlenmiş sayılıp sayılamayacağına, dolayısıyla da aynı maddenin 2. fıkrası kapsamına mı yoksa 1. fıkrası kapsa¬mına mı gireceğine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğine göre; sanıklar R..A.. ve V.. B..’ın aralarında anlaşarak satmak için yurtdışından ateşli silahlara ait mermi getirdikleri ve 04.05.2007 tarihinde sanık R..’a ait araçta yapılan aramada 19.990 adet değişik çap ve marka yabancı menşeli ateşli silah mermisi ile bir adet Sig Sauer marka 9 mm. çaplı tabancanın ele geçtiği hususlarında herhangi bir tartışma bulunmamaktadır.
5271 sayılı CYY’nın tanımların yer aldığı 2. maddesinin 1-k bendinde; “toplu suç, ara¬la¬rında iştirak iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kişi tarafından işlenen suç” olarak tanım¬lanmış bulunmaktadır. Maddenin 1. fıkrasında ise, “bu kanunun uygulanmasında” denmek sure¬tiyle bu düzenlemenin işlenen suçların soruşturmasına ve kovuşturmasına ilişkin kuralları düzen¬leyen CYY’nda yer alan bir usul hükmü olduğu belirtilmiştir.
Bazı suçların toplu olarak işlenmeleri halinin, bireysel olarak işlenmelerine göre ceza yar¬gılaması işlemlerinin yürütülmesi açısından ortaya çıkardığı güçlükleri gözeten yasa koyucu, bu durumlara ilişkin özel bir düzenleme getirmiştir. Nitekim CYY’nın gözaltı başlıklı 91. madde¬sinin 3. fıkrasında; “Toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir” şeklindeki hükme yer verilmiştir.
Konuya ilişkin olan 6136 sayılı Yasanın 12/2. maddesinin suç tarihinde yürürlükte bulu¬nan hali; “Üçüncü fıkradaki hal dışında iki veya daha çok kişinin toplu olarak birinci fıkrada yazılı suçları işlemeleri halinde sekiz yıldan oniki yıla kadar ağır hapis ve yirmibeşbin liradan yetmişbeşbin liraya kadar ağır para cezası hükmolunur” şeklinde iken 5728 sayılı Yasanın 155. maddesiyle; “Birinci fıkrada yazılı suçları üçüncü fıkradaki hal dışında iki veya daha çok kişinin birlikte işlemeleri halinde, failler hakkında sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur” biçiminde değiştirilmiştir.
Yasa koyucu, 6136 sayılı Yasanın 12/1. maddesinde yazılı olan suçun iki ya da daha fazla kişi tarafından işlenmesi halinin suçun bireysel olarak işlenmesine göre daha ağır bir yaptırım ile cezalandırılması gerektiğine ilişkin olarak ortaya koyduğu iradesini, özel yasalarda 5237 sayılı TCY’na aykırı bulunan hükümleri gidermek amacıyla çıkarılan 5728 sayılı Yasanın 155. maddesiyle de açıkça teyid etmiştir.
Öte yandan 4800 sayılı Yasa ile kabul edilip 25052 sayılı Resmi Gazete’de yayım¬lanarak yürürlüğe giren Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin 2-a maddesindeki; “Bu Sözleşme"nin amaçları bakımından: (a) ‘Örgütlü suç grubu’ doğrudan veya dolaylı olarak mali veya diğer bir maddi çıkar elde etmek amacıyla belli bir süreden beri var¬olan ve bu Sözleşmede belirtilen bir veya daha fazla ağır suç veya yasadışı eylemi gerçek¬leştirmek amacıyla birlikte hareket eden, üç veya daha fazla kişiden oluşan yapılanmış bir grup anlamına gelir” şeklindeki hükmün de burada uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Çünkü bu sözleşmenin 1. maddesinde, amacın sınıraşan örgütlü suçların önlenmesi olduğu açık¬ça belir¬tilmiştir. Oysa 6136 sayılı Yasanın 12/2. maddesindeki düzenleme ile cezalan¬dı¬rıl¬ması ön¬¬gö¬rülen husus suçun örgütlü olarak işlenmesi değil iki ya da daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halidir.
Bu açıklamalar ışığında; CYY’nda yer alan “toplu suç” tanımının, maddi ceza hukukuna ilişkin alanda, suçun unsurlarının değerlendirilmesinde esas alınma olanağı bulunmadığı sonu¬cuna ulaşılmaktadır.
Bu itibarla, sanıklar R..ve V..’ın birlikte işlediği satmak amacıyla yurda ateşli silahlara ait mermilerin sokulması suçunu 6136 sayılı Yasanın 12/2. maddesi kapsamında kabul eden yerel mahkeme direnme hükmü isabetli olup hükmün bozmaya uyulan diğer kısımlarının ince¬lenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım Kurul Üyesi, 5271 sayılı CYY’nın toplu suçu tanımlayan 2. maddesinin gerekçesindeki açık anlatım karşısında bu hükmün sadece bir usul hükmü olarak görülemeyeceği, bu maddedeki tanıma göre iki kişi tarafından işlenmesi halinde bu suçun ‘toplu olarak’ işlendiğinin kabul edilemeyeceği ve suç tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle 6136 sayılı Yasanın 12/2. maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı, yasa koyu¬cunun 5728 sayılı Yasa ile yaptığı değişiklikte ‘toplu olarak’ ifadesine yer vermeyerek ‘birlikte’ ibaresini tercih etmesinin de bunun bir kanıtı olduğu, bu nedenlerle sanıkların eylemlerinin suç tarihindeki yasal düzenlemelere göre 6136 sayılı Yasanın 12/1. maddesi kapsamında bulunduğu görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.05.2008 gün ve 147-156 sayılı kararındaki direnme nedenlerinin İSABETLİ OLDUĞUNA,
2- Dosyanın bozmaya uyulan yönlerinin incelenmesi için Yargıtay 8. Ceza Dairesine gön¬derilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.03.2009 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.