Esas No: 2021/3352
Karar No: 2022/638
Karar Tarihi: 09.02.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3352 Esas 2022/638 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/3352 E. , 2022/638 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Çaycuma 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, davacıların Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Kapsamında Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi Hakkında tebliğ çerçevesinde Tapuda ... Mevkiinde F28a24b3a Pafta 105 ada, 142 parsel no da kayıtlı arazi üzerinde tavuk çiftliği kurulması için başvuruda bulunduğu ve hibe sözleşmesi imzaladığı 67.1.TÜY.09.00005 no' lu 55.000 adet/dönem kapasiteli ... Tavuk Yetiştiriciliği Projesi yapımı işi için 12/08/2015 tarihinde davalı şirket ile anlaşma yaptığı, anlaşmaya istinaden davalı firma yetkilisinin hak edişlerin nasıl talep edileceği sözleşmeyle belirlenmesine rağmen sürekli davacıları ödeme konusunda sıkıştırdığı ve inşaatın yapım işini aksatmaya başladığı, davacıların davalı firma yetkilisine devlet tarafından ödenecek olan hibeden davalı firmaya ödeme yapacaklarını beyan ettiklerini ancak, davalı şirket yetkilisinin aralarında bulunan sözleşmeye rağmen bunu kabul etmediği, davalı firma yetkilisinin bu durumu kabul etmemesi üzerine müvekkilinin kredi çektiği ve davalı şirkete yeniden ödeme yapıldığı, davalı şirket ile aralarında yapılan sözleşmede 999.000TL + KDV olarak anlaşmalarına rağmen davalı şirket yetkilisinin talepleri üzerine müvekkili tarafından 1.228,820TL ödeme yapıldığı ve müvekkilinin davalı şirkete hiç bir borcunun kalmadığı, fakat yapılan ödemelere rağmen davalı şirket yetkilisinin imzalaması gereken yatırımcı yüklenici tutanağını imzalamamasından dolayı müvekkilinin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından hibe ödeme talebi yapamadığı ve yatırımın fiilen tamamlanıp tamamlanmadığını gösteren belgeler de düzenlenmediğinden müvekkilinin mağdur olduğunu, taraflar arasında başkaca bir hukuki ilişkinin bulunmadığını belirterek 02.06.2016 tanzim tarihli, 10.07.2016 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli ve 02.06.2016 tanzim tarihli, 15.08.2017 vade tarihli 95.000,00 TL bedelli senetlerden dolayı davalıya borcu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davacıların davasını ispatlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Anılan karar davacılar vekilince istinaf edilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31.Hukuk Dairesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Davacı ... vekili bu karara karşı temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Dava eser sözleşmesi uyarınca, davacıların 02.06.2016 tanzim tarihli, 10.07.2016 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli, 02.06.2016 tanzim tarihli, 15.08.2017 vade tarihli 95.000,00 TL bedelli senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacıların Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi hakkında tebliğ çerçevesinde tapuda ... ili ... İlçesi ... köyü, ... Mevkiinde F28a24b3a Pafta 105 ada, 142 parsel no da kayıtlı arazi üzerinde tavuk çiftliği kurulması için başvuruda bulundukları ve hibe sözleşmesi imzaladıkları, 67.1.TÜY.09.00005 no' lu 55.000 adet/dönem kapasiteli ... Tavuk Yetiştiriciliği Projesi Yapımı İşi için davalı şirket ile 999.000TL + KDV bedelli, 12/08/2015 tarihli anlaşma yaptıkları anlaşılmıştır. Bu sözleşmeye göre davacı ... iş sahibi, davalı şirket yüklenicidir.
Davacılar tarafından sözleşmedeki iş bedeli karşılığı 1.228.820,00 TL ödeme yapıldığı dosya kapsamında mevcut dekont ve banka kayıtları ile sabittir. Davacılar; şirket yetkilisi tarafından sürekli sıkıştırıldıkları, kayıtlı ödemelerin dışında da defalarca fazladan elden ödemenin alındığını, banka kayıtlarına göre son ödemenin yapıldığı 25.05.2016 tarihinden sonra, ilgili Bakanlıktan hibe ödemesinin alınabilmesi için tavuk çiftliği inşaatının tamamlandığına dair gerekli evrakların imzalanması karşılığında davalı şirket yetkilisinin haksız olarak 02.06.2016 tanzim tarihli, 10.07.2016 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli, 02.06.2016 tanzim tarihli, 15.08.2017 vade tarihli 95.000,00 TL bedelli senetleri düzenlediğini, ancak yine de bu evrakları imzalamadığını iddia etmişlerdir.
Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası tarafından mahkeme dosyasına gönderilen 20.09.2016 tarihli cevabi yazıya göre davalı şirket yetkililerinin ... ve ... olduğu anlaşılmaktadır.
Celp edilen ... Cumhuriyet Başsavcılığı 2016/710 Soruşturma No, 2016/372 K. numaralı soruşturma dosyasında; müşteki ... ifadesinde, ... ile anlaştığını, ...' in vefat etmesi üzerine ortağı olan ... ile muhatap olmaya başladığını, inşaat ile ilgili tüm borçlarını ...' e verdiğini ancak çiftliğin inşaatı tamamlandığı halde hibe alması için inşaatın tamamlandığına ilişkin belgelerin ortağı olan ...' nun imzalaması gerektiği halde imzalamadığını ve 160.000 TL para istediğini beyan etmiştir. Şüpheli ... ise ifadesinde, müştekinin 195.000 TL bedelle ödenmeyen senedinin bulunduğunu, bu sebeple evrakları imzalamadığını beyan etmiştir.
İlgili Başsavcılık tarafından yapılan soruşturma sonucunda olayın hukuki ihtilaftan kaynaklandığı gerekçesiyle Kovuşturmaya Yer Olmadığı kararı verilmiştir.
... Ağır Ceza Mahkemesinin incelenen dosyasında, maktulün ..., sanığın ..., suçun kasten öldürmek suçu olduğu, yapılan yargılama sonucunda, sanığın kollukta, savcılıkta ve sorgu sırasında verdiği ifadelerde, maktul ile aralarında tavuk çiftliği inşaatı yapılması konusunda anlaşma ve bu anlaşmadan kaynaklı borç ilişkisi mevcut olduğu olay tarihi olan 7.06.2016 günü maktulün alacağını tahsil edebilmek için sanığın evine gittiği, olayın en yakın görgü tanığı Hikmet'in beyanına göre maktulun Aslan ile konuştuğu sırada sanığın içeri girip tüfeği alarak olayı gerçekleştirildiğini ve öncesinde herhangi bir tartışma yaşanmadığını beyan ettiği, sanığın yakınlarının ve sanığın beyanının ise birbiri ile çeliştiği, sanığı koruma içgüdüsü ile verildiğinin anlaşıldığı, sanık ile maktul arasında yaşanan tartışma esnasında dosyada mevcut delil durumuna göre maktulün sanığa yönelik haksız tahrik içeren herhangi bir davranışının bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında TCK 29. maddesinde yer alan haksız tahrik hükümlerinin uygulanmayacağı anlaşılarak sanık ...' nin kasten öldürme suçundan cezalandırıldığı ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK madde 74’ (BK madde 53) de ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemelerine etkisi düzenlenmiştir. Bu maddeye göre;
‘’Madde 74 - Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz’’.
Mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 53. maddesine göre;
''Madde 53 - Hâkim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkâmıyla bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hâkimini takyit etmez''.
TBK’ nın 74. maddesine göre, ceza mahkemesince verilen ve kesinleşen beraat kararı ile kusur derecesi, zarar tutarı, haksız eylem failinin temyiz gücüne ilişkin kararlar hukuk hâkimini bağlamaz. Bağlayacak olan sadece ceza mahkemesince kabul edilmiş ve aksi kanıtlanmamış maddi olgulardır. Beraat kararı verilse bile ceza mahkemesinde kabul edilmiş ve kesinleşmiş maddi olgular hukuk hâkimini bağlar.
Ceza mahkemesinin mahkûmiyet kararındaki, fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi olaya ilişkin kabulü her halükarda hukuk hâkimini bağlar. Çünkü maddi olguları ve olayı saptayan ceza mahkemesi kararı kesin delil oluşturur. (Daha geniş bilgi için bkz. Dr. Bahattin Aras – Hukuk ve Ceza Mahkemesi Kararlarının Birbirine Etkisi – Ankara 2014 – Sayfa 237 vd.)
Somut olayda, davacılar ... ve ... hem anılan soruşturma dosyasında hem de ... 2.Ağır Ceza Mahkemesi 2020/136 E. 2020/205 k. sayılı dosya kapsamındaki birbiri ile tutarlı ifadelerinde, taraflar arasında tavuk çiftliği yapım işi için anlaşma yapıldığını, iş bedelinin tamamının ödendiğini, sözleşme konusu iş için devletten hibe ödemesinin alınabilmesi için gereken evrakları imzalama karşılığında davalı tarafından sözleşme konusu tüm bedelin ödenmesine rağmen toplam 02.06.2016 tanzim tarihli, 10.07.2016 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli, 02.06.2016 tanzim tarihli, 15.08.2017 vade tarihli 95.000,00 TL bedelli toplam 195.000,00TL bedelli iki adet senedin haksız olarak zorla kendilerine imzalatıldığını belirtmişlerdir. Senetlerin tanzim tarihi 02.6.2016 tarihidir. Senetlerin tanziminden hemen sonra 07.6.2016 tarihinde, bu senetlerden doğan anlaşmazlık nedeniyle davacı ...’ nin davalı şirket yetkilisi ...’ i öldürdüğü anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, ceza dosyasındaki mahkûmiyeti oluşturan gerekçeler, kovuşturmaya yer olmadığı kararı ve bu dosyada davalı şirket yetkilisi tarafından 195.000,00 TL bedelli senedin ödenmesi halinde hibe için kullanılacak evrakların davacı ...’ ye verileceği yönündeki beyanı göz önünde bulundurulduğunda, taraflar arasında tavuk çiftliği kurulmasından ve yine kurulacak tavuk çiftliğine teşvik alınmasından başkaca bir ticari ve hukuki ilişki olmadığı, bu sözleşmeye istinaden de ödenmesi gereken KDV dâhil tüm toplam iş bedelinin davacılar tarafından ödendiği, bu durumda davacıların davalı şirkete dava konusu senetlerden dolayı borçlu olmadığı anlaşıldığından davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31.Hukuk Dairesinin 03.02.2021 tarih ve 2020/199 Esas, 2021/99 Karar sayılı kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edene iadesine, HMK 373/1 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.02.2022 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, kambiyo senedi niteliğindeki senede karşı menfi tespit istemine ilişkindir. Davaya konu senetlerin unsurlarının bulunması nedeniyle kambiyo vasfı dikkate alınması, senede karşı ileri sürülen iddiaların da yine aynı ölçüde yazılı delille ispat edilmesi gerekir. Diğer yönden kambiyo senedi illetten mücerret olup temel ilişkiye dair iddiaların senede karşı ileri sürülmesi ve dinlenmesi mümkün değildir.
Davaya konu olayda, senede ilişkin şikayette, hukuki ilişki olması nedeniyle, koğuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı taraf senetlerin bedelsiz kaldığını ileri sürmüş ise de, bu iddialarını usulüne uygun delille ispat edememiştir. Temel ilişkiye dair iddiaların senede karşı dinlenme olanağı bulunmadığı gibi ödeme iddiasındaki tarihler de senetlerin keşide tarihinden öncedir.
Tüm bu hususlar dikkate alınarak usul ve yasaya uygun kararın onanması gerektiği düşüncemle sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmamaktayım.