Esas No: 2008/9-184
Karar No: 2009/43
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/9-184 Esas 2009/43 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların yasadışı PKK terör örgütü adına ve amaçları doğrultusunda dilekçe toplama kampanyasına katılmalarından dolayı açılan kamu davaları sonucunda, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 6 yıl 3 ay hapis cezasına ilişkin hüküm, Yargıtay tarafından direnme kararı verilerek bozulmuştur. Ceza Genel Kurulu, sanıkların eylemlerinin silahlı terör örgütünün şiddet veya terör yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek şekilde propaganda yapmak suçunu oluşturduğunu ve 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir. İlgili kanun maddeleri; 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesi ve 5237 sayılı TCY’nın 220/7. ve 314/2. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
Tebliğname : 85111
Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
Mahkemesi : DİYARBAKIR 4. Ağır Ceza
Günü : 30.01.2007
Sayısı : 404-28
Sanıklar M. A.., M. D.. ve T. Ö..hakkında, 01.02.2006 tarihinde ev ev dolaşarak “Ben bir Kürdistan’lı olarak, Kürdistan’da sayın A. Ö..’ı bir siyasi irade olarak görüyor ve kabul ediyorum” ibareli dilekçeyi imzalatmak suretiyle yasadışı PKK terör örgütünün ve amaçlarının propagandasını yaptıklarından bahisle 5237 sayılı TCY’nın 314/3. maddesi yollamasıyla 220/8, 43/2 ve 3713 sayılı Yasanın 5. maddeleri uyarınca cezalan¬dırılmaları istemiyle açılan kamu davaları sonunda; “..imza kampanyasının amacı, boyutları ve kampanyanın örgüt talimatları doğrultusunda başlatılıp yaygınlaştırılmaya çalışılması karşısında TCY’nın 220/8. maddesinde açıklanan örgütün ve amacının propagandasını yapmak suçunun boyutlarını aştığı ve eylemlerin TCY’nın 220/7. maddesinde belirtildiği üzere örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek niteliğinde olduğu..” gerekçesiyle sanıkların 5237 sayılı TCY’nın 314/3 ve 220/7. maddeleri yollamasıyla aynı Yasanın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5 ve 5237 sayılı TCY’nın 62/1. maddeleri uyarınca 6 şar yıl 3 er ay hapis cezası ile cezalandırılma¬larına ilişkin Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 20.04.2006 gün ve 22-83 sayılı hüküm, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 06.11.2006 gün ve 5298-5808 sayı ile;
“…Sanıkların eylemlerinin 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesinde belirlenen silahlı terör örgütünün şiddet veya terör yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapmak suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi…” isabetsizliğinden bozulmuş, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesince de 30.01.2007 gün ve 404-28 sayı ile; önceki hükümde direnilmiştir.
Hükümlerin yerel Cumhuriyet savcısı tarafından sanıklar lehine temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bozma istekli 03.07.2008 gün ve 85111 sayılı tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; 01.02.2006 tarihinde, yasadışı silahlı PKK terör örgütüne üye olmamakla birlikte, bu örgüt adına ve örgütün amaçları doğrultusunda dilekçe toplama kampanyasına katıldıkları anlaşılan sanıklara isnat edilen eylemin, 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesi kapsamında mı, yoksa örgüte yardım fiillerini de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirip yaptırıma bağlayan 5237 sayılı TCY’nın 314. maddesi kapsamında mı değerlendirilmesi gerektiğine, başka bir anlatımla suç niteliğinin belirlenmesine ilişkindir.
Dosya incelendiğinde;
PKK terör örgütünün, elebaşının yakalanması üzerine yurtdışında faaliyet gösteren yandaşları ve üyeleri ile yeni politikalar üretme yoluna gittiği, bu amaçla yasadışı örgüt elebaşısı A.Ö..’a cezaevinde kötü muamele yapıldığı iddiası bahane edilerek; iç ve dış kamuoyunda A. Ö..ın Kürt sorunuyla ilgili olarak siyasi çözümün en önemli parçası olduğu yönünde bir hava oluşturmak suretiyle serbest bırakılmasını ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından siyasi anlamda muhatap alınmasını sağlamak gayesiyle yasadışı Avrupa Kürt Dernekleri Federasyonu (KON-KURD) tarafından “A.Ö..’ı bir siyasal irade olarak kabul ediyorum” sloganıyla 14 Temmuz 2005-21 Mart 2006 tarihleri arasında bir kampanyanın başlatıldığı, terör örgütü yanlısı tüm oluşumlarla, bu terör örgütünün sesi durumundaki bir kısım internet siteleri ve basın yayın organlarının da etkin şekilde destek verdikleri kampanya bağlamında, internet sitelerinden kampanyanın referanduma dönüştürülmesi yönünde talimatlar verildiği, çeşitli illerde imza kampanyaları düzenlendiği ve tutuklular tarafından eylemler yapılarak, ilgili yerlere mektuplar gönderildiği anlaşılmaktadır.
Sanıkların dosyadaki diğer delillerle sabit olup, kendilerince de ikrar edilen eylemleri ise; söz konusu kampanya kapsamında, ev ev dolaşmak suretiyle “Ben bir Kürdistanlı olarak Kürdistan’da sayın A.Ö..’ı bir siyasal irade olarak görüyor ve kabul ediyorum” ifadelerini içeren dilekçeleri imzalatmaktan ibarettir.
Hukuki nitelendirme:
3713 sayılı Yasanın suç tarihinde yürürlükte bulunan 7/2. maddesinde; “….örgüt mensuplarına yardım edenlere veya şiddet veya diğer terör yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek şekilde propaganda yapanlara fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca…” ceza verileceği belirtilmiştir.
5237 sayılı TCY’nın 220/7. maddesinde ise; “örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır” hükmüne yer verilerek, örgüt mensubu olmasa bile örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmiş olanların aynı Yasanın 314/2. maddesi uyarınca örgüt üyesi olarak cezalandırılacakları hüküm altına alınmıştır.
Ceza Genel Kurulu’nun 12.02.2008 gün ve 230-23 sayılı kararında da belirtildiği üzere;
3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesi ile 5237 sayılı TCY’nın 220/7. maddesinin unsurları benzerlik arz etmekte ve bir kısım fiiller her iki maddede de düzenlenmiş bulunmakta ise de, uygulamada benimsenen en ayırıcı ölçüt, yardım fiillerinin maddi nitelikte bulunup bulun¬mamasıdır. Maddi nitelikteki yardım fiilleri suç tarihinde yürürlükte bulunan normlar dikkate alınmak suretiyle 5237 sayılı TCY’nın 220/7. maddesi kapsamında, maddi nitelikte olmayan fiiller ise 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesi kapsamında değerlendirilmelidir.
Şu halde; amacı Türkiye Cumhuriyetinin hâkimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını silahlı mücadele vererek devlet idaresinden ayırıp bu bölgede Marksist-Leninist ilkelere dayalı bir Kürt devleti kurmak olan ........ terör örgütü elebaşının yakalanması üzerine, örgüt tarafından Kürdistan Demokratik Konfedaralizm önderi olarak kabul edilen Abdullah Öcalan"ı sahiplenme kampanyası çerçevesinde sanıkların örgütün ve amacının toplum içinde benimsen¬mesini sağlamaya yönelik olarak; Türkçe ve Kürtçe, “ben bir Kürdistanlı olarak, Kürdistan’da sayın A.Ö..ı bir siyasal irade olarak görüyor ve kabul ediyorum” cümlelerini içeren dilekçeleri imzalatmaktan ibaret eylemleri, nitelik ve yoğunlukları da dikkate alındığında maddi yardım niteliğinde görülmediğinden 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturur.
Bu itibarla, isabetli bulunmayan direnme kararının bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan üç Genel Kurul Üyesi; “sanıkların eyleminin 5237 sayılı TCY’nın 220/7. maddesi yollamasıyla 314/2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve Yerel Mahkeme direnme hükmünün isabetli olduğu görüşüyle hükmün onanması yönünde” karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, tebliğnamedeki isteme uygun olarak, 03.03.2009 günü oyçokluğuyla karar verildi.