Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1149 Esas 2022/643 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1149
Karar No: 2022/643
Karar Tarihi: 09.02.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1149 Esas 2022/643 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen asıl davada, davalı şirketin sözleşme konusu işi zamanında tamamlaması gerektiği ancak gecikme nedeniyle cezai şart ödemesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak bilirkişi raporunda yapılan hesaplama hatalı olup, işin yapılacağı makul süre dışındaki gecikmelerden davalı sorumlu tutulmamalıdır. Birleşen davada ise takipten önce yapılan ödeme hesaplamalarında yanlışlık olduğu belirtilmiştir. Bu nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- HMK 355. madde: kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin yapılacağı kuralı
- Türk Borçlar Kanunu'nun 100. maddesi: alacağın bir kısmının ödenmesi halinde, ödenen miktar ve tarih belirtilerek yapılan ödemenin infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği hükmü
6. Hukuk Dairesi         2021/1149 E.  ,  2022/643 K.

    "İçtihat Metni"

    Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki asıl davada alacak, birleşen dava itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hüküm asıl davada davalı-birleşen davada davacı .... vekilince duruşmalı, asıl davada davacı-birleşen davada davalı .... Gıda Ltd. vekilince duruşmasız temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. 25.01.2022 gününde davacı-karşı davalı .... Gıda Ltd. Şti vekili avukat .... Elektronik San. Tic. Ltd. Şti. vekili ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Asıl dava eser sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağı birleşen dava bakiye iş bedeli alacağının tahsili istemine dair olup asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen karar taraflarca istinaf edilmiş, Ankara Bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde tarafların istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre tarafların yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Asıl davaya ilişkin olarak ; davalı taşeron şirket imzalanan 30/12/2010 tarihli sözleşmeye göre söz konusu işini yer teslimini takip eden 7 gün içinde başlayarak 30/12/2011 tarihinde tamamlamayı taahhüt etmiş ve yüklenmiştir. Sözleşmenin 8.maddesinde de sözleşme konusu işin teslim süresi 30/12/2011 olarak belirlenmiştir. Davacı, davalı şirkete 25/01/2012 tarihli faks çekerek sözleşme konusu işin 31/12/2011 tarihinde tamamlanması gerektiğini sözleşmede belirtilen bitim tarihinden 25 gün geçtiğini, daha da süreceğinin görüldüğü için işin hızlandırılması ve belirtilen malzemelerin bir an önce şantiyeye sevkinin sağlanması, montajlarının yapılması gerektiği, aksi halde sözleşme şartlarına göre cezai hükümlerin uygulanacağı bildirilmiştir. Davacı Kayseri 1. Noterliği kanalıyla 30/01/2012 tarih ve 02410 yevmiye no.lu ihtarnamesini de göndermiş ve yukarıda belirtilen 25/01/2012 tarihli faksa ilişkin yazılarına davalı tarafça verilen cevapta yazılı olan hususların imalatı engelleyecek bir durum olmadığı ve ayrıntıları bildirilmiştir. Sözleşmenin 10.maddesine istinaden bu malzemelerin temini ile en geç 15 takvim günü içinde şantiyeye sevkinin sağlanıp montajının yapılması aksi halde sözleşmenin 10.maddesinde belirtildiği üzere nam-ı hesabına yaptırılacağı davalıya bildirilmiştir. Mahkemece 30/12/2011 tarihi ile işin bittiği kabul edilen 28/01/2013 tarihleri arası 86.130,00+ KDV = 101.633,40TL gecikme cezası uygulanması gerektiğine hükmedilmiştir.
    Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda, nama ifa yolu ile 3. kişiye yaptırılan işler bakımından 3. kişinin varsa gecikmesinden de davalı sorumlu tutulacak şekilde hesaplama yapılması hatalı olduğu gibi, ödemelerdeki gecikmenin işteki gecikmeye etkisi de tartışılmamıştır. Bu sebeple rapor hükme esas almaya elverişsizdir.
    Ayrıca sözleşmenin 10. maddesinde gecikilen her gün için %0.03 ( binde üç ) ifadesi ile gecikme cezası tayin edilmiş ise de rakam ve yazı ile belirtilen oran arasında fark bulunduğu anlaşılmaktadır. Genel hukuk prensipleri gereği yazı ile belirtilen oran esas alınması gerekir iken rakamla belirtilen % 0,03 oranı esas alınarak hesaplama yapılması hatalıdır.
    Birleşen davaya yönelik olarak ise, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi gereğince dava ya da takipten sonra alacağın bir kısmının ödenmesi halinde, ödenen miktar ve tarih belirtilerek yapılan ödemenin infaz aşamasında dikkate alınmasına şeklinde hüküm kurulması gerekirken takipten önce ödeme yapılmış gibi hesap yapılması ve tahsil harcı borçluya ait olup tahsil harcının ödeme olarak kabul edilerek hesap yapılması hatalı olmuştur.
    Bu durumda mahkemece yapılacak iş asıl davada bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak bir kısım işlerin 3. kişiye yaptırılması nedeniyle 3. kişinin işin yapılacağı makul süre dışındaki gecikmeden davalıyı sorumlu tutmamak ve ödemelerdeki gecikmenin de işin teslimine etkisi ayrıca belirlenip, cezai şart oranının yazıyla belirlenen orana göre hesaplama yapılarak sonuca gidilmesi, birleşen davada ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi gereğince takipten sonra ödenen miktar ve tarih belirtilerek yapılan ödemenin icra müdürlüğünde infaz aşamasında dikkate alınmasına şeklinde hüküm kurulmasından ibarettir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27 Hukuk Dairesinin 27/10/2020 tarih ve2020/844 E. 2020/1071 K. sayılı kararın kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının asıl davada taraflar, birleşen davada davalı- birleşen dosya davacısı yararına BOZULMASINA, temyiz peşin harcın talep halinde temyiz edenlere iadesine, 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan karşılıklı alınarak Yargıtay duruşmasında vekil ile temsil edilen diğer tarafa verilmesine, HMK 373/1 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.02.2022 gününde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara