Esas No: 2021/3310
Karar No: 2022/690
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3310 Esas 2022/690 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/3310 E. , 2022/690 K.Özet:
Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir dava, eser sözleşmesine dayanmaktadır. Davacı, sözleşme gereği villalarının yapı işlerinde ayıplar olduğunu ileri sürerek ayıpların giderilme bedelini talep etmiştir. Mahkeme, dava dışı şirkete ait olan istinat duvarı yapım işi nedeniyle bu talebi reddederken, diğer ayıpların kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi, istinaf başvurularını esastan reddetmiştir. Tartışma, istinat duvarındaki çökmenin davalı yüklenicinin yaptığı işlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda yoğunlaşmaktadır. Mahkeme, uzman bilirkişi kurulundan rapor alınmasını ve ayıp giderim bedelinin tespit edilmesini istemiştir. Kararda geçen kanun maddeleri şöyledir: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 472. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266. ve 281/3. maddeleri.
"İçtihat Metni"
Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mahk. Sıf.)
K A R A R
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup ayıpların giderilme bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında; davacıya ait vilların kaba ve ince yapı, elektrik, mekanik işleri ile peyzajının yapılması konusunda sözleşme imzalanmıştır. Davacı, işlerin yüklenici tarafından ayıplı yapıldığını belirterek ayıpların giderim bedelinin tazminini talep etmiş, davalı ise davacının ayıplı olduğunu iddia ettiği işlerin kendileri tarafından yapılmadığını, sözleşme kapsamında ayıplı olduğu iddia edilen işlerin ise villaların 3. kişilere satılması nedeni ile davacı tarafından talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, istinat duvarı yapım işinin dava dışı şirkete ait olması nedeni ile bu kalem yönünden talebin reddine, diğer ayıplara yönelik olarak da davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerince hükmün istinaf edilmesi üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince; 30.11.2018 tarihli bilirkişi heyetinin kök raporu ve itiraz üzerine aldırılan ek raporunda, dava dışı firmaya yaptırılan istinat duvarlarındaki deliklerin (barbakanlar) düzgün çalışmadığı, bunun nedeninin de duvar arkası filtre malzemesinin uygun nitelik ve miktarda olmamasından kaynaklandığı, düzgün çalışmamanın davalının inşa ettiği şev taşları yapımından sonra oluştuğunun teknik olarak kabul edilemeyeceğinin mütalaa edildiği, davacı tarafından yaptırılan delil tespiti dosyasına sunulan tespit raporunda da istinat duvarlarının arkasında olması gereken filtre malzemesinin bulunmayışı nedeniyle zemindeki suyun tahliyesini sağlayacak olan barbakanları toprakla dolu olduğu ve işlevini yapamadığı yönünde değerlendirme yapıldığı anlaşıldığından istinat duvarlarındaki ayıplardan davalının sorumlu olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık istinat duvarında meydana gelen çökmeden kaynaklan ayıbın davalı yüklenicinin yaptığı işlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığı noktasında toplanmaktadır. İsnat duvarı dava dışı 3. kişi tarafından yapılmış olup davalı istinat duvarının üzerine şev taşı döşemiştir. İstinat duvarında ve şev taşlarında çatlakların mevcut olduğu alınan raporlar ile sabittir. Davacı tarafından her iki yüklenici aleyhine de tespit yaptırılmış olup dava dışı yüklenici, tespit raporuna itiraz dilekçesinde; istinat duvarının proje ve sözleşmesine uygun yapıldığını, kendi bilgisinin dışında üzerine toprak yığılıp duvar ördürüldüğünü, ayıbın kendi imalatından kaynaklanmadığını ileri sürmüştür. Davalı ise istinat duvarını yapmadığından ayıptam sorumlu olmayacağını beyan etmiştir.
Kural olarak işinin uzmanı sayılan yüklenici eseri fen ve sanat kurallarına, amacına, sözleşmesine uygun ifa etmekle yükümlüdür. Eserin amacına uygun ifa edilmesini tehlikeye koyacak bir hâl olursa bu hususta iş sahibini derhal haberdar etmekle yükümlüdür. Aksi halde bunların sonucuna katlanmak zorundadır (6098 sayılı TBK'nın 472/son maddesi).
Mahkemece alınan 03.01.2018 tarihli raporda; istinat duvarlarının üstüne yapılan şev taşlarında oluşan çatlaklar, kırıklar ve çökmelerin giderildiğini fakat yeniden döşenen şev taşlarının uygun eğim verilmeden döşenmesi nedeni ile öne doğru eğimin meydana geldiğini, bu durumun can ve mal varlığını tehlikeye soktuğunu, 11.01.2018 tarihli raporda; jeoloji mühendisi bilirkişi istinat duvarlarının kanaatince sağlam zemine oturtulmadığını bu nedenle istinat duvarında çatlaklar oluştuğunu, 30.11.2018 tarihli raporda; istinat duvarlarının bir kısmında çatlaklar ve kırıklar bulunduğunu, istinat duvarlarındaki barbakanların düzgün çalışmamasının temel sebebinin duvar arkası filtre malzemesinin uygun miktar ve nitelikte olmamasından kaynaklandığının düşünüldüğünü, 30.07.2017 tarihli ek raporda ise; istinat duvarındaki çalıştığı iddia edilen barbakanların duvar üzerine şev taşlı dolgu yapılması sonucu çalışmadığı ifadesinin teknik olarak kabul edilemeyeceğini, taş duvar arkası filtre malzemeli dolgu yapılmasa dahi yüzey sularının bu kısımdaki taş duvarın üstünden akması gerektiğini ve yer altı suyunun yükselmesi durumunda barbakanların çalışmasının söz konusu olacağını bildirilmiştir.
Tüm raporlar incelendiğinde; raporların Yargıtay denetimine elverişli olmadığı, istinat duvarının projesine uygun yapılıp yapılmadığı, sağlam zemine oturtulup oturtulmadığı, projesinde üzerine şev duvarı yapılacağı bilgisinin bulunup bulunmadığı, yok ise o toprağın kimin tarafından getirildiği, sonradan toprak getirilmesi ve şev taşı döşemesinin istinat duvarına yük getirip getirmeyeceği, yük getirecek ise TBK 472/son maddesi uyarınca yüklenicinin genel ihbar yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği, şevlerin eğiminin hatalı olmasının bu durumu etkileyip etkilemeyeceği , ayıptan kimin veya kimlerin sorumlu olduğu ve ayıp giderim bedelinin tespit edilmediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar Sakayra Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nce “30.11.2018 tarihli bilirkişi heyetinin kök raporu ve itiraz üzerine aldırılan ek raporu incelendiğinde, dava dışı firmaya yaptırılan istinat duvarlarındaki deliklerin (barbakanlar) düzgün çalışmadığı, bunun nedeninin de duvar arkası filtre malzemesinin uygun nitelik ve miktarda olmamasından kaynaklandığı, düzgün çalışmamanın davalının inşa ettiği şev taşları yapımından sonra oluştuğunun teknik olarak kabul edilemeyeceği mütalaa edilmiştir” gerekçesi ile davalının istinat duvarı çökmesinden sorumlu tutamayacağı kanaatine varılmış ise de belirtilen raporlarda, duvardaki barbakanların düzgün çalışmadığının düşünüldüğü belirtilmiş olup aynı zamanda şev taşlarının arkadaki toprak yüksekliğinin basıncını taşıyıp taşımayacağının da incelenmesi gerektiği bildirildiğinden hükme esas alınması hatalı olmuştur.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 281/3. maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için HMK’nun 266. maddesi hükmüne göre içerisinde jeoloji mühendisinin de bulunduğu yeniden oluşturulacak uyuşmazlık konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak, istinat duvarının projesine uygun yapılıp yapılmadığı, sağlam zemine oturtulup oturtulmadığı, projesinde üzerine şev duvarı yapılacağı bilgisinin bulunup bulunmadığı, yok ise o toprağın kimin tarafından getirildiği, sonradan toprak getirilmesi ve şev taşı döşemesinin istinat duvarına yük getirip getirmeyeceği, şevlerin eğiminin hatalı olmasının bu durumu etkileyip etkilemeyeceği , ayıptan kimin veya kimlerin sorumlu olduğu ve ayıp giderim bedelinin ayıpların ortaya çıkmasından sonraki makul süredeki piyasa fiyatlarının, piyasa fiyatları içerisinde KDV ve müteahhit karı olduğundan bu kalemler mükerrer olacak şekilde ayrıca eklenmeden tespit ettirilmesi ve TBK 472/son maddesi uyarında yüklenicinin genel ihbar yükümlülüğünün de değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmasından ibarettir.
Eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmamış kararın açıklanan nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin 12.03.2021 tarih ve 2021/140 Esas, 2021/236 Karar sayılı kararın kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, temyiz peşin harcın davacıya iadesine, HMK 373/1 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.