Esas No: 2008/1-254
Karar No: 2009/4
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/1-254 Esas 2009/4 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Genel Kurulu'nun 2008/1-254 E., 2009/4 K. kararı, sanıkların müdahil A'ya yönelik öldürmeye teşebbüs suçu işlediklerine dair verilen hüküm bir önceki bozma kararı sonrası sanıklardan diyecekleri saptanmadan, yokluklarında direnilmesi nedeniyle bozulmuştur. Mahkeme için önemli olan kanun maddeleri ise 5237 S. Türk Ceza Kanunu'nun madde 29, 35, 62, ve 81 ile 5320 S. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun madde 8 ve 1412 S. Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu'nun madde 326'dır.
Ceza Genel Kurulu 2008/1-254 E., 2009/4 K.
"İçtihat Metni"
Sanıklar T.... G...... , T.... G...... ve İ......G......’in, 765 sayılı TCY’nın 456/3, 463, 51/1. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmalarına, Sanık L.....’ın cezasının 765 sayılı TCY’nın 55/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında indirilerek 2 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, tüm sanıklar hakkında 59. maddesinin uygulanması suretiyle sanıklar İ...... ve T.....’ın 2 yıl 6 ay hapis, Sanık L.....’ın ise 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına, Sanık T....’ın mükerrir olması nedeniyle 765 sayılı Yasanın 81/2. maddesi uyarınca cezasının 1/6 oranında arttırılarak 2 yıl 11 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, ilişkin Sivas 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 11.04.2007 gün ve 71-75 sayılı hüküm;
Sanıklar T.... G...... , T.... G...... ve İ...... G....... müdafiileri ile Katılan-Sanık A..... G....... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 06.02.2008 gün ve 6875-728 sayı ile;
Sanıkların müdahil A....’e sopayla vurmaları sonucu kafada sol frontoparietalde açık çökme kırığı, pnömaselafil, subaroknoid kanamaya, motor afazi, sesörinoral disfaziye ve organik beyin sendromuna neden olan, hayati tehlike geçirmesine, söz söyleme kabiliyetinin devamlı zaafına, organik beyin sendromunun devamlı akıl hastalığı niteliğinde olduğu Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulu raporu ile anlaşılmakla sanıkların eylemlerinin öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu, gözetilerek, Sanık İ......’in 765 sayılı TCK’nun 448, 62, 463, 51/1, 59 ve 5237 sayılı TCK’nun 81, 35, 29, 62. maddeleri, Sanık T....’ın 765 sayılı TCK’nun 448, 62, 463, 51/1, 59, 81/2 ve 5237 sayılı TCK’nun 81, 35, 29, 62. maddeleri, Sanık L.....’ın 765 sayılı TCK’nun 448, 62, 463, 51/1, 55/3, 59. maddeleri ve 5237 sayılı TCK’nun 81, 35, 29, 31/3, 62. maddeleri gereğince yapılan uygulama sonuçlarının birbirleriyle karşılaştırılması, lehe olan uygulamanın belirlenmesi ve ona göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,”
” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş,
Sivas 1. Ağır Ceza Mahkemesince, 22.04.2008 gün ve 33-75 sayı ile; sanıklar İ......., T.... ve L.....’ın bozmaya karşı diyecekleri saptanmadan, eylemlerinin yaralama suçunu oluşturduğu gerekçesiyle ilk hükümde direnilmiştir.
Bu hükmün de sanıklar T.... G......, L..... G...... ve İ....... G....... müdafiileri ile Katılan-Sanık A.... G....... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının “
“bozma”
” istekli 18.11.2008 gün ve 215154 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca incelenmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, suç niteliğinin belirlenmesine ilişkin ise de;
İncelenen dosyada;
Sanıklar T.... G......, L..... G....... ve İ....... G......’in, katılan sanık A.....’e yönelik eylemlerinin, öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu gerekçesiyle bozulması üzerine, Sivas 1. Ağır Ceza Mahkemesince, sanıkların bozmaya karşı diyeceklerinin saptanması için adlarına çıkarılan meşruhatlı davetiyelerin, adresten taşınmaları nedeniyle iade edilmesi üzerine, 22.04.2008 gün ve 33-75 sayı ile sanıklar İ......, T.... ve L......’ın aleyhe bozmaya karşı diyecekleri saptanmadan eylemlerinin yaralama suçunu oluşturduğu gerekçesiyle ilk hükümde direnilmiştir.
Hükmün aleyhe bozulması halinde davaya yeniden bakacak mahkemece, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 326. maddesi gereğince sanıklardan bozmaya karşı diyeceklerinin sorulması zorunludur. Bu zorunluluk 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren ancak 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca henüz uygulanma olanağına kavuşmayan 5271 sayılı Yasanın 307/2. maddesinde de vurgulanmıştır. 1412 sayılı Yasanın 326. maddesi uyarınca sanıklara, bozmada belirtilen ve aleyhlerinde sonuç doğuracak olan hususlarda beyanda bulunma, kendilerini savunma ve bu konudaki kanıtlarını sunma olanağı tanınmalıdır. Bu yasa hükmü, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayanan ve uyulmasında zorunluluk bulunan buyurucu kurallardandır.
Somut olayda, sanıklar aleyhine olduğu yönünde kuşku bulunmayan bozma kararına karşı, sanıklardan diyecekleri saptanmadan, yokluklarında karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Bu itibarla diğer yönleri incelenmeyen direnme hükmünün öncelikle saptanan bu usul yanılgısı nedeniyle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
1- Yerel Mahkeme direnme hükmünün, öncelikle saptanan bu usul yanılgısı nedeniyle BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, tebliğnamedeki istemden değişik gerekçeyle 27.01.2009 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.