Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3519 Esas 2022/744 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3519
Karar No: 2022/744
Karar Tarihi: 14.02.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3519 Esas 2022/744 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne konkordato talebinde bulunan davacı, borçlarını ödeyeceğini belirterek 3 aylık geçici mühlet ve konkordato projesinin tasdikine karar verilmesini istedi. Ancak alacaklılardan bir kısmı istinaf başvurusu yapınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi, istinaf talebinin reddine karar verdi. Ancak bazı alacaklılar, bu karara itiraz ederek temyiz talebinde bulundular. Kararda, konkordatoya red oyu veren alacaklıların da itiraz edebileceği belirtilerek, alacaklıların temyiz talepleri kabul edildi ve karar bozuldu. Kararda ayrıca hüküm fıkrası ve gerekçesi arasında çelişki olduğu belirtilerek, kararın sadece bu nedenle bozulması gerektiği vurgulandı.
İİK 304. maddede belirtildiği şekliyle, konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içinde olumsuz oy kullanan alacaklıların itiraz edenler kapsamına dahil edilebileceği belirtilirken, yargıtay kararlarına atıf yaparak kararlarının gerekçeli olması gerektiği ve gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmaması gerektiği vurgulandı. Kısacası, İİK 304, 306, 308/a, HMK 297 ve 298/2 maddeleri, kararda detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
6. Hukuk Dairesi         2021/3519 E.  ,  2022/744 K.

    "İçtihat Metni"

    zmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki müdahiller Türkiye Cumhuriyeti ... Bankası A.Ş., Türkiye ... Bankası A.Ş.,Türkiye İş Bankası A.Ş., ... Bankası A.Ş., Anadolubank A.Ş. vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı vekili, müvekkili şirketin zemin ve temel mühendisliği alanında hizmet verdiğini, ancak inşaat sektöründeki gelişmeler ve hakedişlerin geç ödenmesi nedeniyle mali açıdan zor duruma düştüğünü, sunulu proje kapsamında borçlarını ödeyeceğini ileri sürerek, öncelikle 3 aylık geçici mühlet verilmesini ve konkordato projesinin tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, konkordato projesinin tasdikine dair verilen karara karşı bir kısım alacaklılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince alacaklılar vekilinin istinaf başvurusunun konkordato projesine açıkca itiraz etmemesi nedeniyle istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunmadığı gerekçesiyle İİK 308/a gereği reddine, karar verilmiştir.
    Kararı, alacaklılar ... Bank A.Ş., ... Bankası A.Ş., ... Bankası A.Ş., ... Bankası A.Ş. ve...Bankası A.Ş. vekilleri temyiz etmiştir.
    1-Alacaklılar ... Bankası, ... Bankası A.Ş. ve ... Bankası A.Ş. vekillerinin temyiz istemi yönünden;
    Talep İİK 276. ve devamı maddeleri çerçevesinde konkordatonun tasdiki talebine ilişkindir.
    İlk derece mahkemesinin davacının konkordato talebini İİK 306 madde çerçevesinde tasdik etmesi üzerine karar alacaklı tarafından istinaf edilmiş, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından talep İİK 308/a maddesi gerekçe gösterilerek reddedilmiştir.
    Konkordato hakkında verilen karara karşı İİK 308/a maddesi uyarınca itiraz edenler kanun yoluna başvurabilir. İtiraz edenler kavramı İİK 304. maddesinde belirlenen şekliyle dar yorumlandığı takdirde, sadece duruşma öncesi itiraz eden alacaklıların kararı kanun yoluna taşıyabileceklerini kabul etmek gerekir. Ancak böyle bir yorum hak arama özgürlüğü ile bağdaşmaz. Bu nedenle kanun koyucunun itiraz edenlerden kastının konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içinde olumsuz oy kullananlar olduğunun kabulü gerekir. Bu bağlamda kanundaki "itiraz edenler" ifadesinin konkordatoya red oyu verenlere teşmil edilmesi hukuk usulünün genel hükümlerine uygun düşer. Nitekim öğretide alacaklılar toplantısında veya iltihak süresi içinde red oyu vermiş alacaklıların tasdik kararını istinaf edebilecekleri kabul edilmektedir.(Prof Dr. Selçuk Öztek, Prof Dr.Ali Cem Budak, Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel, Doç.Dr. Serdar Kale, Doç. Dr. Bilgehan Yeşilova, Yeni Konkordoto Hukuku, 2. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara-2019, shf. 569)
    Somut olayda, ... Bankası, ... Bankası A.Ş. ve ... Bankası A.Ş. vekillerinin gerek mahkemeye dilekçe sunarak gerekse duruşmalara katılarak konkordatoya itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda yukarıdaki gerekçeler doğrultusunda bu alacaklıların istinaf hakkının bulunduğunun kabulü gerekir.
    Hal böyle olunca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin istinaf talebinin reddine karar vermesinde isabet bulunmamış olduğundan kararının bozulmasına,... Bankası, ... Bankası A.Ş. ve ... Bankası A.Ş. alacaklı istinaf itirazları hakkında inceleme yapılmak üzere dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
    2- ... Bankası A.Ş.vekilinin temyiz istemi yönünden,
    Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK’da da yer verilmiştir. HMK‘nın 297. maddesine göre, hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK’nın 298/2. maddesinde ise “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz” hükmü düzenlemiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010/108 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; “Yasanın anladığı anlamda oluşturulacak hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların bu dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur”.
    Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası ve kısa karar arasında çelişki yaratılması; Anayasa ile teminat altına alınan adil yargılanma hakkı ilkesine ve kararların gerekçeli olması gerektiğine dair Anayasa ve yasa hükümlerine açıkça aykırıdır.
    Bu anlatımlar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, İzmir Bölge Adiye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından alacaklı ... Bankası A.Ş.’nin istinaf itirazları gerekçede esastan değerlendirilerek reddedildiği halde hüküm fıkrasında İİK 308/a uyarınca istinaf başvurusunun reddedilerek kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmıştır. Çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın sadece bu nedenle bozulması gerekmekle, anılan kararın diğer temyiz itirazları incelenmeksizin bozulması uygun bulunmuştur.
    3-Bozma nedenine göre, alacaklılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, alacaklılar ... Bankası, ... Bankası A.Ş. ve ... Bankası A.Ş. temyiz itirazlarının kabulü ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin, 22.10.2020 T., 2020/1242 E.-2020/1153 K. sayılı kararının BOZULMASINA, bu alacaklılar vekillerinin istinaf istemlerinin incelenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün RESEN BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre alacaklılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 14.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara