Esas No: 2021/1381
Karar No: 2022/797
Karar Tarihi: 15.02.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1381 Esas 2022/797 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/1381 E. , 2022/797 K.Özet:
Aslında birleşen iki dava olan bu dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir. Davacılar, işin tamamlandığını ancak davalının yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek iş bedeli olarak belirledikleri taşınmazların değerinin tespit edilerek alacaklarının tahsilini istemişlerdir. Yerel mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak birleşen dava bakımından taraflar lehine verilen karar, birleşen dava davacısının usulüne uygun ıslah işlemi yokmuş gibi davasının 30.000,00 TL üzerinden kabulü şeklinde olması nedeniyle taraflar lehine bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- İş Kanunu (No. 4857)
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu (No. 6100)
- İmar Kanunu (No. 3194)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne yönelik verilen hüküm asıl davada davacı ... ile birleşen davada davacı ... vekilince duruşmalı, asıl ve birleşen davada davalılar vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davacılar vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Asıl ve birleşen dava davacıları, 01.07.2005 tarihli sözleşme ile yüklenici sıfatı ile kendilerinin, iş sahibi sıfatı ile de davalı müteveffa ...'un imzaladığı eser sözleşmesine dayanarak sözleşmeye göre yapılacak imar planı ile İmar Kanunu’nun 18. maddesi uygulaması yapılması karşılığında oluşacak parsellerden 1000 m²’lik kısmının asıl dava davacısına, 5000 m²’lik kısmının da birleşen dava davacısına verilmesinin kabul edildiğini, işin tamamlanıp teslim edildiğini ancak iş sahibinin yükümlülüğünü yerine getirmediğini, iş bedeli olarak verileceği kararlaştırılan taşınmazların değerinin tespit edilerek asıl davada ıslah ile 40.000,00 TL ve birleşen davada ıslah ile 200.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri asıl ve birleşen davada davanın reddini savunmuşlardır.
Yerel mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen 16.03.2016 tarihli ilk hüküm Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2016/5982 Esas 2017/1895 Karar 04.05.2017 günlü kararı ile taraflar arasındaki adi yazılı sözleşme ile iş bedeli olarak sözleşme konusu arazinin bir kısmının mülkiyet devri kararlaştırılmış olmasına karşın sözleşmenin şekil itibarı ile geçersiz olduğu, bu durumda asıl ve birleşen dosya davacısının gerçekleştirdiği iş ve yaptıkları imar planlarının davalı iş sahibi yararına olup olmadığı ve onun tarafından kullanılıp kullanılmadığı ile davacıların gerçekleştirdiği imalatların işin yapıldığı 2005 yılı mahalli piyasa rayiçleri ile bedeli konusunda uzman teknik bilirkişiden rapor alınıp değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan yerel mahkemece, sözleşme konusu yapılan revizyon imar planı işi ve 18. madde uygulaması işinin davalıların yararına olduğunu, uygulama imar planı bakımından şehir bölge planlama işi için mahalli piyasa rayiçlerinde 7500,00 TL olduğunu, imar uygulaması bakımından ise davalıların hisse oranına karşılık gelen miktarın piyasa rayiçlerinde 29.750,00 TL olduğunu, ancak bedelin meslek odalarınca belirlenen asgari ücret tarifesinin altında olamayacağından iş bedelinin 35.200,00 TL olduğu, toplamda iş bedelinin planlama için 7500,00 TL ve uygulama için 35.200,00 TL olmak üzere 42.700,00 TL olduğu belirtilmiş, taraflar arasındaki sözleşmede devri kararlaştırılan arsa miktarları göz önüne alınarak yapılan hesaplama ile asıl davanın 7.166,66 TL üzerinden kısmen kabulüne, birleşen dava bakımından ise ıslah yapılmamış gibi davanın 30.000,00 TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
Yerel mahkemece verilen karar, asıl ve birleşen davalar bakımından taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl dava bakımından taraf vekillerinin yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddine, birleşen dava bakımından ise taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Yargıtay Hukuk Genel Kurulun 16.03.2005 tarihli 2005/13-97 Esas, 2005/150 Karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı ve bilindiği üzere ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir usul işlemidir. 6100 sayılı HMK’nın 177/1. maddesi uyarınca tahkikat sona erinceye kadar ıslah yapılabilir. Somut olayda, birleşen dava davacısı, 12.01.2015 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesindeki 30.000,00 TL’lik talebini 170.000,00 TL arttırarak davayı 200.000,00 TL üzerinden ıslah etmiş ve 12.01.2015 tarihli sayman mutemedi alındısına göre 2.970,00 TL ıslah harcını yatırmıştır. Bu durumda yerel mahkemece, birleşen dava davacısının usulüne uygun ıslah işlemi değerlendirilerek birleşen dava bakımından sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, geçerli bir ıslah işlemi yokmuş gibi davanın 30.000,00 TL üzerinden kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, yerel mahkemenin birleşen davaya yönelik kararının taraflar lehine bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle asıl dava bakımından taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddine, birleşen dava bakımından taraf vekillerinin 2. bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle birleşen dava bakımından taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden taraflar lehine BOZULMASINA, 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin asıl ve birleşen dava davalılarından alınarak Yargıtaydaki duruşmada vekille temsil olunan asıl ve birleşen dava davacılara verilmesine, aşağıda yazılı harcın asıl davada davacı ...'dan alınmasına, fazla yatırılan harcın istek halinde asıl davada davalılara iadesine, peşin alınan harcın istek halinde birleşen davada davacı ...'a iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 15.02.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.