AYM 2017/15851 Başvuru Numaralı T.Ş. Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
Birinci Bölüm
Esas No: 2017/15851
Karar No: 2017/15851
Karar Tarihi: 3/12/2020

AYM 2017/15851 Başvuru Numaralı T.Ş. Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

T.Ş. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2017/15851)

 

Karar Tarihi: 3/12/2020

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Burhan ÜSTÜN

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Muammer TOPAL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Fatma Burcu NACAR YÜCE

Başvurucu

:

T.Ş.

Vekili

:

Av. Faruk SAĞIN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, işçilik alacaklarının tahsili istemiyle açılan tazminat davasında verilen kararın hakkaniyete aykırı olması ve yargılamanın uzun sürmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 17/2/2017 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucu; iş sözleşmesinin işverence haksız yere sona erdirildiğini iddia ederek 15/10/2009 tarihinde açtığı davada kıdem tazminatı, ücret alacağı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödenmesini talep etmiştir.

7. Gebze 1. İş Mahkemesi (Mahkeme) 31/1/2012 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.

8. Hüküm davalı işveren tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi (Daire) 14/2/2014 tarihli bozma ilamında; başvurucunun hizmet süresinin eksik hesaplandığını, ihbar tazminatı talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davada kabul edilen işçilik alacakları yönünden, başvurucunun 1.200 TL ücret aldığını iddia etmesine rağmen aldığı ücretin 1.480 TL olarak kabul edilmesi ve bu miktara göre talebi ıslah etmesine rağmen Mahkemece brüt ücret üzerinden hüküm kurulmasının taleple bağlılık kuralına aykırılık oluşturduğunu belirtmiştir.

9. Bozma ilamına uyan Mahkeme 19/4/2016 tarihli kararında, bozma sonrası alınan bilirkişi raporu, ticaret sicil kayıtları, daha önce taraflar arasında görülen ve Yargıtayca onanan benzer dosyalarda verilen kararlara göre ihbar tazminatı talebinin reddine; kıdem, yıllık izin, ücret taleplerinin ise kabulüne karar vererek davayı kısmen kabul etmiştir.

10. Hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 20/12/2016 tarihli kararla ilk derece mahkemesi kararını onamıştır.

11. Nihai karar 19/1/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 17/2/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

12. Mahkemenin 3/12/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun iddiaları

13. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

14. 31/7/2018 tarihli ve 30495 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanan 25/7/2018 tarihli ve 7145 sayılı Kanun"un 20. maddesiyle 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun"a geçici madde eklenmiştir.

15. 6384 sayılı Kanun"a eklenen geçici maddeye göre yargılamaların uzun sürmesi ve yargı kararlarının geç veya eksik icra edilmesi ya da icra edilmemesi şikâyetiyle Anayasa Mahkemesine yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesi önünde derdest olan bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı (Tazminat Komisyonu) tarafından incelenmesi öngörülmüştür.

16. Anayasa Mahkemesi Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018) kararında; yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleyerek bu yolun etkililiğini tartışmıştır (Ferat Yüksel, § 26).

17. Ferat Yüksel kararında özetle anılan başvuru yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı ve tazminat ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).

18. Mevcut başvurunun bu kısmı yönünden söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Diğer İhlal İddiaları

1. Başvurucunun iddiaları

20. Başvurucu; işçilik ücret alacakları için açmış olduğu davada ihbar tazminatı taleplerinin reddedilerek karşılanmadığını, ıslaha ilişkin taleplerinin de kabul edilmemesi nedeniyle zarara uğradığını, bozma ilamında ihbar tazminatına hükmedilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen Mahkemece buna uyulmadığını, benzer nitelikte açılan seri dosyalardaki değerlendirmelere çelişki oluşturacak şekilde verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek Anayasa"nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca çalışma hayatı nedeniyle kimliğinin kamuya açık belgelerde gizli tutulmasını talep etmiştir.

2. Değerlendirme

21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetinin özü, Mahkeme tarafından usul ve kanuna aykırı hatalı bir yorumla karar verilmesine ilişkin olduğundan başvurunun adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

22. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ileuyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvurukonusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum, uygulama ve sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

23. Somut olayda Mahkeme; iddia, savunma, işyeri şahsi sicil dosyası, Ticaret Sicil Müdürlüğünden getirtilen belgeler, Gebze 2. İş Mahkemesinin dosyaları, bilirkişi raporları ve dosya kapsamını değerlendirerek ihbar tazminatı talebinin reddine, diğer işçilik alacaklarının kısmen kabulüne karar vermiştir. Bu itibarla başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, mahkemelerce delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup mahkeme kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

B. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Diğer ihlal iddialarına ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 3/12/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara