Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/4-186 Esas 2010/174 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2010/4-186
Karar No: 2010/174

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/4-186 Esas 2010/174 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık H.A.'nın görevli memura mukavemet suçundan 5 ay 2 gün hapis cezasına çarptırıldığı ve suçta kullanılan emanetin iadesine ilişkin hüküm verildiği görülmektedir. Ancak, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanma olanağının bulunmadığı belirtilerek, sabıkalı olan ve hakkında tekerrür hükümleri uygulanan sanık için bu kurumun kullanılamayacağı ifade edilmiştir. Kararda, sanık hakkında uygulanan 765 sayılı TCY'nın 258/1, 59/2 ve 81/1 maddeleri de belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 765 sayılı TCY'nın 258/1, 59/2 ve 81/1 maddeleri.
Ceza Genel Kurulu         2010/4-186 E.  ,  2010/174 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname : 2008/254733
    Yargıtay Dairesi : 4. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : MERSİN 4. Asliye Ceza
    Günü : 16.06.2008
    Sayısı : 419-622

    Sanık H..A.."nın görevli memura mukavemet suçundan lehe olan 765 sayılı TCY’nın 258/1, 59/2 ve 81/1 maddeleri uyarınca 5 ay 2 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına, suçta kullanıldığı kesin olarak sabit olmayan ve bulundurulması bizatihi suç teşkil etmeyen emanetin 2004/2158 sırasında kayıtlı bir adet ekmek bıçağının sanığa iadesine ilişkin, Mersin 4. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 22.11.2005 gün ve 1376-1660 sayılı hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 18.03.2008 gün ve 9505-3563 sayı ile;
    “Hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve TCY.nın 7/2. maddesi uyarınca sanık yararına olan 5728 sayılı Yasanın 562. maddesinin 1. fıkrası ile CYY.nın 231/5. maddesinde öngörülen, hükmolunan cezanın geri bırakılması sınırının iki yıla çıkarılması ve anılan yasanın 2. fıkrası ile de 231/14. maddesindeki soruşturması ve kovuş¬turması şikayete bağlı suç olması koşulunun kaldırılması karşısında, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının tartışılması zorunluluğu” isabetsizliğinden oyçokluğu ile bozulmuş, Daire Üyesi A. N..K...; “T.C. Anayasasının adil yargılanma hakkı ile ilgili 36/1, 38/4 ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 6. madde hükümleri ile 5271 sayılı Ceza Yargılaması Yasasının 231. maddesinin 5. fıkrasında belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmasında yargılama sonunda cezaya hükmedilmesinden söz edildiğine göre, bunun da sübut sorununun çözümlenmiş olmasını gerektirmesi gözönüne alındığında, görevliye direnme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün öncelikle usul ve esas yönlerinden incelenerek (varsa) saptanacak hukuka aykırılıklara ek olarak CYY"nın 231. maddesinin 5728 sayılı Yasa ile değişik 5 ve devamı fıkraları kurallarının uygulanıp uygu¬lanmayacağının değerlendiril¬mesinde zorunluluk bulunması noktasından da bozulması gerektiği” gerekçesi ile karşıoy kullanmıştır.
    Mersin 4. Asliye Ceza Mahkemesince 16.06.2008 gün ve 419-622 sayı ile;
    “Bozma ilamında yazılan karşı oyda da belirtildiği üzere; T.C. Anayasasının adil yargılanma ile ilgili 36/1, 38/4 ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 6. maddesinin gözetilerek öncelikle sübut sorununun çözümlenmesi ve bundan sonra yani eylemin sabit olması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde değerlendirilmesi uygun olacaktır. Kaldı ki Ceza Yargılaması Yasasının 231. maddesinin 5. fıkrasının uygulanabilmesi şartlarından birisi ‘sanığın sabıkasının bulunmaması’dır. Bu uygulama şartıdır. Olayda sanığın sabıkalı olduğu ve 765 sayılı TCY" nın 81. maddesindeki tekerrür hükümlerinin uygulandığı çok açıktır. Dolayısıyla Ceza Yargılaması Yasasının 231/5. maddesinin olayı¬mızda uygulanarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kanunen mümkün değildir. Bu nedenle Özel Daire bozma kararı yerinde olmadığından ve kararın her iki açıdan da usule aykırı olduğu anlaşıldığından” gerekçesi ile önceki hükümde direnilmiştir.
    Bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Baş¬savcılığının “bozma” istekli 23.07.2010 gün ve 254733 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmakta ise de, direnme kararının yeni hüküm olup olmadığı hususu Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınarak öncelikle değerlendirilmelidir.
    İncelenen dosya içeriğine göre;
    Bozmadan sonra yapılan yargılamada, yerel mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanma koşullarından bir tanesinin de sanığın sabıkasının bulunmaması olduğu belirtilerek, sabıkalı olan ve hakkında tekerrür hükümleri uygulanan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanma olasılığının bulunmadığı belirtilmek suretiyle, bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususların tartışıldığı anlaşılmaktadır.
    Görüldüğü gibi, bozmadan sonraki yargılamada bozma ilamının gereğinin eylemli olarak yerine getirilmiş bulunması karşısında, verilen kararın direnme hükmü niteliğinde olduğunun kabulü olanaksızdır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış kararlarında vurgulandığı üzere, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
    d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm; özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
    Somut olayda, bozma nedenine karşı eylemli uyularak gereğinin yerine getirilmiş olması karşısında, Ceza Genel Kurulunca uyuşmazlık konusunda herhangi bir değerlendirme yapılması olanaklı görülmediğinden, dosyanın eylemli uyma nedeniyle incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Saptanan eylemli uyma nedeniyle dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.09.2010 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara