Esas No: 2021/1203
Karar No: 2022/957
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1203 Esas 2022/957 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/1203 E. , 2022/957 K.Özet:
Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir tapu iptali ve tescil davasında, davalının hissesi ile ilgili sorun yaşandığı ve davacı vekilinin hissenin iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ettiği belirtiliyor. İlk derece mahkemesi, davacının davaya dayanak gösterilen sözleşmenin tarafı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi ise davalının, davacı arsa sahibinin yüklenici ile yaptığı sözleşmenin tarafı olmadığı ve akdi ilişkinin dava dışı yüklenici ile davacı arasında kurulduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verdiğinden bahsediyor. Ancak Yargıtay, yapılan incelemenin eksik olduğunu ve davalının payına düşenden fazla bağımsız bölüm veya hisse alıp almadığının belirlenerek sonuca gidilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verdi.
Kararda geçen kanun maddeleri: HMK 373/1.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hüküm davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı ve davalının ortak murislerine ait davaya konu 14 no’lu bağımsız bölümünün tamamının davacıya ait olduğunu, davacı ve davalının da aralarında bulunduğu arsa sahiplerinin dava dışı ... Yapı Elemanları İnş. Ltd. Şti. ile 29.05.2013 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlediklerini, bu sözleşme uyarınca tarafların inşaatın hangi dairelerinin kime ait olacağını da kararlaştırdıklarını, dava konusu dairede de davalının kat irtifakı kurulurken hissedar edildiğini, kat irtifakı kurulurken hissedar edilen diğer mirasçıların tamamının hisselerini davacıya aralarındaki sözleşme uyarınca devrettiklerini, ne var ki davalının kendisine yapılan şifahi başvurulara ve gönderilen ihtara rağmen devirden kaçındığını ileri sürerek, hissenin iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili, açılan haksız davayı kabul etmediklerini, mahkeme tarafından davanın kabulü yönünde karar verilecekse davanın açılmasına ve mevcut durumun meydana gelmesine sebebiyet vermedikleri için yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlulukları bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının davaya dayanak gösterilen sözleşmenin tarafı olmadığı, daire paylaşım sözleşmesinde tarafların imzalarının bulunmadığı ve sözleşmeye ekli krokide daireler üzerinde isimlerin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilinin yaptığı istinaf başvurusunu inceleyen bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince davalının, davacı arsa sahibinin yüklenici ile yaptığı sözleşmenin tarafı olmadığı, davalı ile davacı arsa sahibinin aralarında bağımsız bölümlerin kimin adına tescil edileceği hususunda sözleşme bulunmadığı, sözleşmenin tarafı olmayan davalıya davaya konu taşınmazın davacı adına tescili hususunda yükümlülük getirilemeyeceği, akdi ilişkinin dava dışı yüklenici ile davacı arasında kurulduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Somut olayda tarafların da aralarında bulunduğu arsa sahipleri ile dava dışı yüklenici ... Yapı Elemanları İnş. Ltd. Şti. arasında farklı tarihlerde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava dışı yüklenici ile yapılan tüm sözleşmelerdeki paylaşıma ilişkin hükümler incelenip, davacı ve davalıya düşen bağımsız bölümler ve paylar belirlenerek sonuca gidilmelidir. Yapılan bu araştırma sonucunda, davalı arsa sahibinin payına düşenden fazla bağımsız bölüm veya hisse alıp almadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, sadece bir sözleşme değerlendirilerek eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 22.10.2020 tarih ve 2020/577 Esas, 2020/538 Karar sayılı kararın kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacı yararına takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, HMK 373/1 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine karardan bir örneğin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.02.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.